Mustafa Ünal
0 0 0000
Yargıtay Başkanı'nın uyarısı
Yeni adli yıl, eylülün ilk haftası Yargıtay başkanlarının uzun ve muhtevalı konuşmasıyla başlar.
Devletin zirvesinin de hazır bulunduğu açılış konuşmaları büyük ses getirir. Bir kitapçığa dönüşen metinler, kimi zaman hukuk ve demokrasi manifestosu, kimi zaman ise ideolojik kaygı ve vurguların öne çıktığı resmî bildiri gibidir.
Sokaktaki insana kadar herkesin konuştuğu, tartıştığı yargının kronik sorunları çok kere geri planda kalır. Ya da cılız paragraflarla geçiştirilir. Mesela Sami Selçuk, hukuk ve demokrasiyi yücelten başkanlardandı. İdeolojik konuşmaların örneğiyse pek çok. Kendilerini sistemin bekçileri olarak konumlandıran Yargıtay başkanları, söylediklerini karşılarında pür dikkat dinleyen hükümet üyelerini rejim ve laiklik gibi ideolojik konularda sert üslupla ikaz etmeyi görev bilmişlerdir.
Dün Ankara'da adli yılın açılışı vardı. Köklü reformlara rağmen yargısal sorunlar hâlâ gündemin ön sıralarında. Gözler başkanın yapacağı konuşmadaydı. Bir yıl önce halkın oylarıyla kabul edilen mini anayasa paketi yargıda yapısal değişikliklere neden oldu. HSYK'da çok daha geniş temsil imkânı sağlandı. Yargıtay ve Danıştay'ın üye sayıları arttı. Temsil, dar alandan çıktı, tabana yayıldı.
Bu değişim, açılış programına da yansıdı. Sadece üst düzey protokolün ağırlanabildiği Yargıtay'ın küçük salonundan ATO'nun çok daha büyük salonuna taşındı. Yüksek yargı mensuplarının yanı sıra Ankara'daki hâkim, savcı ve avukatlardan oluşan yargı ailesinin tamamı davetliydi. Bir ilk bu. Bugüne kadar niye düşünülmedi? Terör ve Somali'de yaşanan trajedi nedeniyle, geleneksel hale gelen akşamki resepsiyon iptal edildi. Hassasiyet yerinde.
Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, yargıyı odağa alan bir konuşma yaptı. Özeleştiriden kaçınmadı. Sorunlara dikkat çekerken çözümün yolunu da gösterdi. Üslubu da dengeliydi. Yeni dönemin ruhuna uygun... 'Yargının sorunlarının en büyüğü ve en acili davaların makul sürede bitirilememesidir.' dedi. Haksız değil. Zamanaşımından düşen davaların sıkça yaşandığı bir ülke burası. Halkın da en çok şikâyetçi olduğu sorun bu aslında...
Tutukluluk sürelerine de değindi. Tutukluluk sürelerini Ergenekon ve Balyoz gibi önemli davalar nedeniyle tartışmaya açan çevrelerin varlığı malum. Yargının çok kolay tutuklama kararı verdiği de realite. Bu bağlamda Kaynak'ın şu sözleri dikkat çekiciydi: "Yargının iş yüküne fiziksel imkân ve personel yetersizliğine bağlı olarak gelişen yavaş işlemesi sorunu göz önünde tutulmadan salt tutuklama sürelerinden yola çıkarak uzun tutukluluk sorununa çözüm aramak bugünden öngörülmeyen sakıncalı başka sonuçlara sebebiyet verebilecektir."
Özellikle CHP, tutuklu milletvekillerinin salıverilmesine ilişkin çözüm arayışı içinde... Bu, yeni dönemde anamuhalefet partisinin en öncelikli konusu. Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis'in açılmasıyla birlikte bu sorunu gidermek için harekete geçeceğini açıkladı. CHP ne ilk gün ne de bugün somut bir öneri ortaya koyabilmiş değil. Kaynak'ın tutukluluk süreleriyle ilgili yapılacak olası düzenlemelerin doğuracağı risklere dikkat çekmesi de bir uyarı aynı zamanda. Bu konuşmayı dinleyenlerin arasında Kılıçdaroğlu da vardı.
Yeni anayasa sadece siyasetin konusu değil. İhtiyacı seslendiren Kaynak, yeni anayasayı şöyle tarif etti: "Yapılacak yeni anayasa, toplumun beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayan, demokratik standartlara uygun, temel hak ve özgürlükleri koruyan, çoğulcu, uzlaştırıcı, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkesini önde tutan bir anlayışla hazırlanmalıdır." dedi. Yeni anayasa konusu herkesin gündemi. Bu beklentileri sonuca dönüştürmek ise iktidarıyla muhalefetiyle siyasetin görevi.
Yeni adli yıl dün başladı. Son dönemde yargı alanında reform niteliğinde çok düzenleme yapıldı. Yeterli değil. Özellikle yargıyı hızlandıracak, davaların makul sürede sonuçlanmasını sağlayacak yeni reformlara ihtiyaç var...
zaman
Bu yazı 1,361 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Balyoz duruşu
-
23 Eylül 2012
'Balyoz' yok sayılamaz
-
19 Eylül 2012
Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
-
5 Eylül 2012
İki görüşme...
-
29 Ağustos 2012
Çiçek'in çıkışı
-
1 Ağustos 2012
Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
-
29 Temmuz 2012
Rüya gibi
-
25 Temmuz 2012
Suriye nelere gebe?
-
18 Temmuz 2012
CHP değişir mi?
-
1 Temmuz 2012
Davutoğlu ile Suriye...
-
27 Haziran 2012
Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
-
20 Haziran 2012
Dağlıca yine dağladı
-
17 Haziran 2012
7+5 senaryoları
-
13 Haziran 2012
Kürtçe derste tarihî adım
-
8 Haziran 2012
İyimser hava
-
30 Mayıs 2012
'Hassas ve gerilimli iş'
-
23 Mayıs 2012
Meclis'te Erdoğan barışı
-
18 Mayıs 2012
Rota başkanlık sistemi
-
16 Mayıs 2012
Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
-
9 Mayıs 2012
28 Şubat'ın dalga boyu
Yorumlar
+ Yorum Ekle