En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!



Kürt sorunu konusunda ağzından ‘liberal demokrasi’ tarifleri hiç düşmeyen İlker Başbuğ Paşa’ya sormak lazım, internet andıcı olayı acaba liberal demokrasisinin neresine sığıyor diye...

Generallerin tutuklanması artık kamuoyunda fazla ilgi uyandırmıyor.
Haber olarak da gazetelerin manşetlerinde değil, daha çok birinci sayfaların eteklerinde kendilerine yer bulabiliyorlar.
Dün de öyleydi.
Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral’in internet andıcı davasından dolayı tutuklanmış olması gazetelerde büyük haber olarak yer almadı.
Bu bir normalleşme işareti mi?
Yoksa bu ülkede askerlerin tutuklanıp hapse atılmaları artık kanıksandı mı?
Bilemiyorum.
Ancak, demokratik rejimle ilgili bazı taşların yerli yerine oturmaya başladığı konusunda kuşku yok.
Bu açıdan İnternet Andıcı Davası çok önemli bir dönemeç olarak gözüküyor.
Çünkü, burada askerin siyasete damardan müdahale ettiği konusunda çok çarpıcı örnekler var.
Dönem, 2007-2009 arası.
Çok yakın bir geçmiş.
Bu yıllarda Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ paşalar oturuyor.
Bu dönemde sayıları zaman içinde 43’e çıkan internet siteleri kuruluyor. Genelkurmay bünyesinde işletilen bu sitelerin amacına gelince:
Hükümet hakkında kara propaganda!
Her gün bu sitelerde Ak Parti’yle hükümeti aleyhine düzmece haberler çıkıyor. Tayyip Erdoğan’ı, Abdullah Gül’ü yıpratmayı hedef alan gerçek dışı yayınlar yapılıyor.
Bu haber ve yayınlar daha sonra Ak Parti hakkında açılan kapatma davasının iddianamesinde de kullanılıyor.
2007-2009 dönemini düşünün.
Cumhurbaşkanlığını Ak Parti’ye kapatmak için verilen Çankaya Savaşları...
Cumhuriyet mitingleri...
27 Nisan muhtırası...
367...
Seçimleri yüzde 47 ile kazanması engellenemeyen Ak Parti hakkında bu kez 2008 başında açılan kapatma davası, yani ‘yargısal darbe girişimi...’
Perde arkasında asker, bu iki yıllık süreçte baş rollerdeydi. Bu bakımdan, İnternet Andıcı Davası da askerin bu rolünün ne kadar derinlere indiğini gösteren çok çarpıcı bir örnek...
Düşünebiliyor musunuz?
Komutanlar ya da büyük paşalar, Genelkurmay’da düğmeye basıyor ve kurdurdukları internet sitelerinde iktidar partisi, cumhurbaşkanı, başbakan hakkında kara propaganda yaptırıyorlar.
Genelkurmay bünyesindeki bu sitelerde, iktidar partisini kapattırabilmek için yalan haberler uçuruluyor.
Ne denir ki?
Akıl alacak gibi değil.
Kabul edilebilir hiçbir yanı yok.
Eğer hukukun üstünlüğü diyorsak, eğer demokrasi diyorsak, internet andıcı olayı bunların yerle bir edilmesidir.
Sadece bu dava bile, askerin bu ülkede nasıl boğazına kadar siyasete battığını ve bundan tümüyle temizlenmeden hem kendisinin, hem de demokratik rejiminin düzelmeyeceğini göstermektedir.
Davanın bir numaralı sanığı olarak halen tutuklu olan eski Genelkurmay İkinci Başkanı ve Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız’dan başlayarak hapiste olan bazı asker kişiler, zamanın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a da işaret etmektedirler.
Hasan Iğsız Paşa, ‘internet andıcı’nın Başbuğ Paşa’ya sunulup sunulmadığını bilmediğini savcılıkta belirttikten sonra, şu eklemeyi yapmak mecburiyetini hissetmiştir:
“Sunulmadan yapılmaz!”
Kürt sorunu konusunda ağzından liberal demokrasi tarifleri düşmeyen Başbuğ Paşa’ya şimdi sormak lazım, internet andıcı olayı acaba liberal demokrasisinin neresine sığıyor diye...
Ya da sözü uzatmak yersiz:
İlker Başbuğ Paşa’dan internet andıcı konusunda hesap sorulmalıdır!

milliyet


Bu yazı 1,551 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,811 µs