Ferai Tınç
0 0 0000
İstanbulda gözden kaçan toplantı
KIYAMET ortamında geleceği konuşmak kolay değil. O yüzden çarşamba günü İstanbulda başlayıp bugün sona eren toplantı önemliydi.
Irakın temsilcileri devlet kurma ve onu işler hale getirmenin püf noktalarını İstanbulda tartıştılar.
Karmaşadan çıkıp birkaç gün de olsa sakin bir ortamda geleceği konuşmak insanların yaratıcılığını ateşliyor.
Türkiyenin sponsorluğunda Birleşmiş Milletlerin düzenlediği toplantıya Iraktan 40 temsilci katıldı. Demokratikleşme, iyi yönetim, şeffaflık, kurumsallaşma gibi konuların ele alındığı toplantının açılışında Türkiyenin Irak koordinatörü Büyükelçi Oğuz Çelikkol bir konuşma yaparak Türkiyenin yeni devletin kuruluşunda her zaman yardım ve desteğe hazır olduğunu söyledi.
Türkiye Irak denkleminde var mı?
Var.
Tabii ki ABD ya da İngiltere kadar yok. İyi ki de öyle.
Ama Türkiye Irakın siyasi yapılanma sürecinde var, askerlerini çekmeye hazırlanan İtalya, çekmiş olan İspanya kadar, belki bazı açılardan daha fazla var.
* * *
SON günlerde PKK ile ilgili gelişmeler de bunun göstergesi. Kuzey Irak ve Bağdattaki bürolarından bazılarının kapatıldığı haberleri gelmeye başladı.
Ama Türkiyenin Iraka ilgisi sadece Kürtleri konrol altında tutma amacını taşımıyor.
Yoksa, PKKnın bürolarının kapatılmasından daha çok liderlik kadrosunun iadesini istiyor Ankara.
"PKKnın yönetici kadroları Kuzey Irakta ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Hastaneleri kullanıyorlar, şehirlerde istedikleri gibi faaliyet gösteriyorlar. Biz bunlara son verilmesini istiyoruz" deniyor.
İstanbuldaki toplantının başarılı olması için harcanan çabaya baktığımda, öncelik seçiminin doğru yapıldığını, Irakın istikrara kavuşmasının Ankara için her zaman öncelikli olduğunu düşünüyorum ben.
ROMADA İBRETLİK BASIN TOPLANTISI
İSRAİL dün Romadaki toplantıdan ateşkes kararı çıkmamasını "savaşa devam" mesajı olarak yorumladı.
Çok acele bir yorum. Çünkü Romadaki toplantıdan ABDnin bastırmasıyla ateşkes kararı çıkmadı ama ortaya çıkanlar çok önemli gelişmelerin habercisiydi.
Orada Riceın yerinde olmak istemezdim. Dünyanın en yalnız, en antipatik insanı olmanın ağırlığı terletti Riceı. Televizyon ekranlarına da yansıdı.
Lübnan Başbakanı Siniora, hemen orada Riceın yanıbaşında "ateşkes kararının geciktiği her an daha fazla sayıda insanın ölümü, daha fazla ıstırap demektir" diyor, ülkesindeki her ölümün İsrail kadar ABDnin hanesine de yazıldığını dünyanın gözleri önünde ABDnin dışişleri bakanının yüzüne söylüyordu.
Rice Hizbullahı Lübnanın esas düşmanı olarak göstermeye çalışırken, Fuad Sinyora, "Hizbullah Lübnan hükümetinin bir parçasıdır. Lübnanın İsrail işgalinden kurtarılmasında Hizbullah çok önemli rol oynadı" diyor, Lübnan gerçeğinin Washingtondan göründüğü gibi olmadığını anlatıyordu. Bu kadarla da kalmıyor esas saldırganın İsrail olduğunu, barış için İsrailin işgal ettiği Şeba bölgesini geri vermesini, İsrail hapishanelerindeki Lübnanlıların serbest bırakılmasını istiyordu.
Ayrıca, İsraile Lübnanı yerle bir etme izni verilirken bir yandan da halka insani yardım yaparak vicdanlarını rahatlatmak isteyenlere, "insani yardım sağlanmasını istiyoruz ama önce ateşkes" çağrısını yineliyordu.
Rusyadaki Zenginler Zirvesinde Riceın Ortadoğuya gönderilmesi gündeme gelmiş, ama anımsayacaksınız, "Rice eğer bir başarı sağlayacaksa Ortadoğuya gitmeli. Başarısız bir ziyaret doğru olmaz" deniyordu.
Bu muydu başarı?
Bu yazı 1,135 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Kasım 2010
Talabani'nin resti
-
2 Ağustos 2010
Ortadoğu’da gerilim yüksek
-
21 Mayıs 2010
Acem oyunu
-
14 Eylül 2009
12 Eylül ne zamana kadar?
-
7 Ağustos 2009
Mahmur Kampı neden önemli
-
10 Mayıs 2009
Anneler en çok barış istiyor
-
2 Ocak 2009
Geçen yılın iki olayını birinci seçtim
-
13 Ekim 2008
İlerleme raporunun pazarlama stratejisi belli oldu
-
11 Ağustos 2008
Gürcü lideri kim itti?
-
10 Ağustos 2008
Kafkasya’da süper güç rekabeti
-
4 Ağustos 2008
Kerkük krizi tırmanıyor
-
26 Mayıs 2008
Fransa’nın eski başbakanı, Sarkozy’ye aldırmayın diyor
-
25 Nisan 2008
Ortadoğu barışı ve Golan
-
7 Nisan 2008
Zirvelerin ardından
-
17 Mart 2008
Dış politikada baskı dönemi başlarken
-
14 Mart 2008
Açlığın yeni yüzü ve füze kalkanı
-
25 Şubat 2008
Kıbrıs’ta nerede kalmıştık?
-
18 Şubat 2008
Kontrollü bağımsızlık
-
25 Ocak 2008
Ege’de yeni sayfanın manşeti ’cesaret’
-
21 Ocak 2008
Soğuk savaş üslubu geri dönerken
Yorumlar
+ Yorum Ekle