En Sıcak Konular

Fikret Bila


Fikret Bila
0 0 0000

Çözüm yargının hızlanmasında



Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararları geçen yıl olduğu gibi bu yıl da tutuklu generaller tartışmasıyla geçti.
Terfi sırası gelen 14 generalin görev süresi bir yıl daha uzatıldı. Uzatma “bir defaya mahsus” kaydıyla yapıldı.

Tutuklu atamaları
YAŞ kararlarının dikkat çeken bir yönü de tutuklu generallerin yeni görevlere atanmasıydı. Generaller rütbeleriyle uygun komutan yardımcılıklarına atandılar. Bir general de Brüksel’e atandı.
Tutuklu generallerin yeni görevlere atanması serbest kalmadıkları sürece “kâğıt üzerinde” kalacak.
Brüksel’de göreve atanan Tuğgeneral Hakan Akkoç için atama gerekçesi şöyle izah ediliyor: Akkoç tutuklanmadan önce NATO Brüksel karargâhında görevliydi. Türkiye bu kadroyu kaybetmemek için Akkoç’u yine Brüksel’e fakat başka bir göreve atadı.
General ve amiraller tutuklanmadan öne yürüttükleri görevler dışındaki görevlere atandılar. Böylece işgal ettikleri kadrolara başka general ve amiraller getirilmiş oldu. Açığa da alınmadıkları için tutuklu generallerin de bir görevleri olması gerekiyordu ve böyle bir formül bulundu.

Bir yılda biter mi?
Bu generaller ve amiraller için “bir defaya mahsus” uzatma yapıldığına göre eğer yargılandıkları davalar bir yıldan önce karara bağlanmazsa, aynı sorun önümüzdeki yıl yapılacak YAŞ’a da yansıyacak.
Bu yıl “bir defaya mahsus” denildiğine göre önümüzdeki yıl emekli edilecekleri sonucuna varabiliriz. Bu durumda ise ortaya ileride beraat eden olursa o zaman ne olur, sorusu geliyor. Terfi sırası gelen 14 generalden 11’i zaten daha önce bir yıl uzatma almışlardı. Bu yıl ikinci kez uzatma aldılar. Önümüzdeki yıl normal bekleme süreleri yeni dolacak olan general ve amiraller ise ilk kez değerlendirilecek. Bu halde, daha uzatılanlarla birlikte onlar da emekli mi edilecekler? Yoksa onlar için de “bir defaya mahsus” olmak üzere uzatma kararı verilebilecek mi?
Bütün soruların yanıtını bugünden vermek kolay değil.

Aynı salonda dönüşümlü yargılama
Bu durumun ortaya çıkardığı bir gerçek varsa o da, sorunun yargının hızıyla ilgili olduğu. Yargılama hızlanmaz ve bir yıldan kısa süre içinde davalar karara bağlanmazsa, sorun değişik boyutlarıyla devam edecektir.
Yargılamanın hızına baktığımızda ise bu davaların bir yıl içinde sonuçlanması hemen hemen olanaksız görülüyor. Silivri’de yürüyen sanık sayısı çok olan üç dava var: Ergenekon-1, Ergenekon-2 ve Balyoz. Bunlara yeni davaların eklenmesi de mümkün.
Çok sanıklı olan Balyoz davasında henüz sanıklarının yarısının ifadesi bile tam olarak alınabilmiş değil. Bunun nedenlerinden biri fiziki koşullar.
Silivri’deki mahkeme salonu dönüşümlü kullanılıyor. Bir hafta Ergenekon-1, diğer bir hafta Ergenekon-2 veya Balyoz davası.
Yüzlerce sanığı olan bu tür büyük davaların salon yetersizliği gibi fiziki imkânsızlıklar nedeniyle daha da uzaması özellikle beraat edebilecek sanıklar açısından telafisi zor hatta olanaksız sonuçlar doğurabilir.
Mahkeme salonu sayısı artırılarak bu davalar hızlandırılabilir. Ayrıca yargılama açısından da hızlandırıcı önlemler alınabilir.

Sivillerin durumu
Tabii sorun sadece terfi bekleyen veya beklemeyen generaller, amiraller veya diğer rütbedeki subaylarla sınırlı değil. Birçok sivil de aylardır tutuklu. Onlar içinde de henüz ifadesi bile alınmamış olan, iddianamesi düzenlenmemiş olanlar olduğu gibi milletvekili seçilmiş olanlar da var.
Uzun tutukluluk süresinin infaza dönüşmüş olmasının yanı sıra, yargının ağır ilerlemesi ve fiziki koşulların yetersizliği de eklenince, sorun daha da ağırlaşıyor.

milliyet

Bu yazı 1,434 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ankara’nın müzakere planı nedir?
    • 26 Eylül 2012 Özkök: Bektaşi fıkrasına döndü
    • 19 Eylül 2012 PKK, BDP’yi boşa çıkardı
    • 9 Eylül 2012 PKK’nın yerleştirmeye çalıştığı dil
    • 7 Eylül 2012 Bomba sayımı vardı
    • 5 Eylül 2012 PKK’nın ‘ele geçirme’ ısrarı
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek’in mutabakat çağrısının muhatabı
    • 28 Ağustos 2012 Çiçek’ten ulusal mutabakat çağrısı
    • 26 Ağustos 2012 Kuzey Irak-Kuzey Suriye çelişkisi
    • 25 Ağustos 2012 ''Çözüm'' denilince ne anlaşılıyor?
    • 23 Ağustos 2012 Sadece cenazede değil
    • 19 Ağustos 2012 PKK’nın ''kontrol bende'' mesajı
    • 15 Ağustos 2012 PKK ile ilgili yanılgılar
    • 8 Ağustos 2012 Şemdinli’de neler oluyor?
    • 6 Ağustos 2012 PKK saldırılarının şifreleri
    • 5 Ağustos 2012 Büyük tasfiye
    • 29 Temmuz 2012 Kuzey Irak’ta ağzı sütten yanan Türkiye
    • 27 Temmuz 2012 Ankara’nın Barzani tercihi
    • 26 Temmuz 2012 PKK ve Kürt sorunu boyut değiştiriyor
    • 22 Temmuz 2012 Esad’ın tutunması artık çok zor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,015 µs