En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Uzlaşma dersinden hep çakacak mıyız?



Erdoğan, siyaset meydanını yumuşatacağına geriyor. Kılıçdaroğlu da öyle. Kürt siyasetçilerin dili de öfke dolu. Uzlaşma olmadan, diyalog olmadan demokrasi olamayacağını ne zaman öğreneceğiz?

 
Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün öğle vakti CHP’nin Meclis grubunda yaptığı konuşmayı izliyorum.
Diyor ki:
“Halkın seçtiği kişiler parlamentoya gelemiyor.”
Diyor ki:
“Milli irade tutuklu!”
Diyor ki:
“Bir demokrasi ayıbı olan bu engelin kalkması lazım.”
Diyor ki:
“Varolan sorunu, CHP olarak demokrasi ve hukuk içinde çözmek istiyoruz.”
İyi güzel.
O zaman yemin boykotu niye ki?
Bu ‘demokrasi ayıbı’nı ortadan kaldırmanın yolu Meclis’ten geçmiyor mu?
BDP’yi izliyorum.
Onlar da eleştirilerinde haklı.
Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi ve bağımsız milletvekili seçilen KCK tutuklularının serbest bırakılmaması, hem vicdana hem demokrasiye sığmıyor.
Milli irade bu örnekte de tutuklu!
İyi ama Meclis boykotu neden?
Gelip parlamento çatısı altında, Meclis kürsüsünden derdini anlatmak varken ne diye boykot yapıyorsun?..
Tayyip Erdoğan’ı izliyorum.
Katılımın yüzde 87’yi vurduğu bir seçimde yüzde 50 oy al. Yüzde 95 temsil niteliğine sahip parlamentoda tek başına sağlam bir çoğunluk elde et.
Öte yandan cari açık sorunu olsa da, daha çok dış borca dayansa da, yılın ilk çeyreğinde yüzde 11’lik ekonomik büyüme ile dünyada bir numara ol.
Üstelik bir seçim döneminde bütçe açığını yılın ilk beş ayında sıfırlayarak bir başka rekor kır, (Mahfi Eğilmez’in Radikal’de çıkan dünkü yazısı).
Üstüne üstlük enflasyon inişte olsun...
Böylesine başarılı bir çizgi çeken bir siyaset adamı yumuşamaz mı?
Siyaseten gevşemez mi?
‘Uzlaşma’ya açık hale gelmez mi?
Erdoğan böyle değil.
Dilini biraz daha sivriltiyor.
Söylemini sertleştiriyor.
Kılıçdaroğlu’na dönüp, “Tükürdüklerini yalayacaklar” diyebiliyor.
2002 yılı sonunda kendisiyle ilgili siyaset yasağını kaldıran, Siirt’teki ara seçimle kendisine milletvekilliği yolunu açan ve CHP’den kaynaklanan o uzlaşma örneğini unutuyor.
Erdoğan çektiği bu çizgiyle ‘çözüm’ün değil, ne yazık ki ‘sorun’un tarafı oluyor.
Ayrıca Devlet Bahçeli’yle bir olup Ak Parti’nin yeni bir anayasa yapabileceğini söylüyor.
Bahçeli’yle demokratik anayasa...
Geçelim.
Tayyip Erdoğan yoksa yüzde 50 oyun kibrini mi yaşamaya başlıyor?..
Eğer öyleyse yazık.
Erdoğan, 2007 seçimlerinde yüzde 47 oy alırken, vaatleri arasında yeni anayasa sözü de yer almış ama sonra unutmuştu.
Bu kez de böyle mi olacak?..
‘Yan yollar’a mı sapacak?..
Yeni ve demokratik anayasaya, Kürt meselesine gereken önemi vermeyecek mi?..
Bilemiyorum.
12 Haziran seçimleriyle birlikte yakın geleceğe daha iyimser bakmaya başlamıştım. Türkiye’nin seçim sonrası taze bir başlangıçla yeni bir ‘umut yolculuğu’na çıkabileceğini ummuştum.
Şimdi kuşkularım var.
Daha bir ay bile geçmedi.
Siyaset sahnesinde olumsuzluğun sinyalleri yanıp sönmeye başladı.
Tansiyon yükseliyor.
Siyaset geriliyor.
Erdoğan, büyük bir seçim başarısı sonrasında siyaset meydanını yumuşatacağına geriyor.
Kılıçdaroğlu da farklı değil.
Bu arada CHP’nin iyi yönetilemediğine dair işaretler gitgide çoğalıyor ki, bu da siyasal gerilimi besliyor.
Kürt siyasetçilerin dili de öfke dolu. CHP’nin yemin boykotu gibi onların Meclis boykotu da krizi derinleştiriyor.
Uzlaşma olmadan, diyalog olmadan demokrasinin yerleşemeyeceğini acaba ne zaman öğreneceğiz?..

milliyet



Bu yazı 1,650 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,824 µs