Deniz Baykal’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na CHP’de yenilenen bir şey olmadığı görülüyor. Seçimden önce tutuklu adaylar konusunda yargı kararına saygı duyacaklarını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu dün CHP’nin kararını tutuklu vekiller tahliye edilene kadar Meclis’e katılmama olarak duyurdu.
Bu tavır değişikliği Mehmet Haberal’ı aday gösterme iradesinin Kılıçdaroğlu’na ait olmadığını bir kez daha gösterdiği gibi, boykot kararının da ona rağmen alındığını açıkça ortaya koydu.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturabilmek için kendisine söyleneni yapmak durumunda olan bir siyasetçi portresi çizdi, çizmeye devam ediyor.
Baykal kasetini çıkarıp Kılıçdaroğlu’na genel başkanlık yolunu açan odaklar, yeni CHP liderine önce Haberal’ı aday göstermiş, tahliye olmayınca da boykota zorlamıştır. CHP’ye aldırılan bu karar, sıkıntının sadece tutuklu vekillerden ibaret olmadığı, asıl amacın Ergenekon Davası’nı çürütmek olduğunu ortaya koyuyor.
Ortadaki krizi çözmek adına hiçbir somut öneride bulunmadan Meclis çalışmalarına katılmama kararı almanın başka bir izahı yoktur.
CHP’nin kökleri Derin Devlet’e uzanmakta ve ne kadar yenilendim derse desin, kendini geçmişin gölgesinden kurtaramamaktadır. Ancak açık olan bir şey vardır, CHP siyaset belirleme konusunda BDP’nin peşine takılmış durumdadır.
Seçmen bu durumun farkındadır. CHP’nin bu tavrı ne kadar sürdürebileceği soru işareti çünkü Meclis çalışmalarını kesmeyecektir. MHP’nin Meclis’e girme kararı, cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi, CHP’yi açığa düşürmüştür.
CHP ile BDP’nin anayasa refarandumundan Meclis’i boykota kadar her alanda ortak hareket ediyor olması da dikkat edilmesi gereken bir başka husustur.
CHP Grubu da Silivri’de toplansın
Bağımsız vekiller Hatip Dicle kararı geri alınıncaya kadar Meclis’e girmeyeceklerini, grubu Diyarbakır’da toplayacaklarını açıkladı. Kılıçdaroğlu da dün CHP’nin Meclise katılmama kararını duyurdu. Sonuçta onların da bir yerde grup toplantısı yapması gerekiyor. CHP’nin son tavrı, en doğru adresin Silivri olduğunu gösteriyor.
Kürsüden statüko propagandası
Oktay Ekşi en yaşlı üye sıfatıyla kürsüye çıktı ve önce 1960 Darbesi’nin Kurucu Meclisi’ne sahip çıktı, ardından da yeni anayasanın sınırlarını kendince çizdi. Silahların gölgesi altında yapılan anayasayı en demokratik anayasa ilan etti, değiştirilmesi teklif edilmeyen maddelere de sahip çıktı. Hürriyet’in eski başyazarından da başka şey beklenemezdi değil mi...
Mahkeme nasıl karar versin
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi şimdi Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tutukluluk kararına itirazını ele alacak. CHP’nin yemin etmeme kararı aslında bu mahkemeye yönelik bir baskı unsurudur. Şimdi mahkemenin vereceği her karar tartışmalı hale gelmiştir, keşke yemin töreni ertelenebilseydi, itiraz kararının değerlendirilmesinin ardından toplansaydı.
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle