-Meclis'e gönderilmiş 36 temsilci.
-Yani sisteme katılma iradesi. Bu, ayrılma değil bütünlük politikası. Bütünlük içinde bir statü arayışı. Bu iradenin netleşmesi önemli.
-Ben, BDP'nin ayrılma hesabından vazgeçişinin, bir de bunun imkânsızlığını görmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. BDP'nin, Türkiye'deki toplumsal entegrasyon ve kaynaşmanın, büyük facialar yaşamadan bir etnik ayrışmayı imkânsız kılacak ölçüde derinleşmiş olduğunu düşündüğünü gözlüyorum.
-Ancak BDP temsili, mesela bir AK Parti veya CHP temsili gibi de değil.
-Dağda silahlı örgütle bir şekilde temas. Bu, BDP'ye "Biz sonuç alamazsak silah devreye girer" gibi bir açık-gizli tehdit imkânı (?) veriyor. Bu bir noktada Meclis'e yönelik tehdit gibi algılanabilir.
-KCK yapılanması ve onunla bağlantılı ateşli sokak eylemciliği. Bu da BDP'ye, "Biz Meclis'te sonuç alamazsak ülke cehenneme çevrilir" gibi bir tehdit imkânı (?) veriyor.
-KCK yapılanması, aynı zamanda, Kürt yoğunluğu bulunan alanlarda, bağımsız adayları seçtirebilecek bir örgütlülüğü sağlıyor.
-Dağdaki silahlı kadro, BDP tarafından bir tehdit unsuru gibi sunuluyor olsa da, artık miadı her bakımdan (dış konjonktür dahil) dolmuş bulunan bu yapının, ovaya indirilmesi yine BDP için en önemli sorunlardan birisi. BDP istiyor ki, bu yapı hem dağdan insin hem de bir şekilde aşağılanmasın, onurları korunsun ve bir işe yarayarak rehabilite edilsinler. (Öz savunma gücü hesabı muhtemelen böyle bir rehabilitasyon düşüncesine dayanıyor.) Bu, Türkiye geneli açısından kabulü en önemli psikolojik sorunlardan birisi.
-BDP 'nin önündeki en önemli meselelerden biri de Öcalan'ın durumu. Öcalan, terör örgütü lideri olarak, ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına mahkûm. Bu bir yargı kararı. Ve bu karar, Türkiye'de önemli bir toplum kesiminin psikolojik bariyeri durumunda. Ama BDP eksenli politikalar, Öcalan çizgisiyle iç içe geçmiş, zaman içinde Öcalan, en azından BDP'nin etkilediği Kürt muhitlerinde, karizma oluşturmuş durumda. BDP, "Kürt sorunu"nun çözümü ile öncelikle Öcalan'ın hapis şartlarının hafifletilmesi, sonra kurtulması gibi hususları kaynaştıran bir anlayış içinde.
-Hem dağdakilerin ovaya inmeleri hem Öcalan sorununun çözümü için formül bulunabilir mi? Bu formül, diğer toplum kesimlerinin duygu bariyerine çarpmaz mı, bu da çok önemli.
-BDP için önemli bir sorun, kendi dışındaki Kürt oylarının varlığı. Her ne kadar BDP, "Kürtler" adına konuşmayı ana strateji haline getirmişse de, karşısında hatta kendi etki alanından daha derin bir Kürtlük alanı bulunduğunu bilmiyor olamaz. O alanda AK Parti var. O alanla BDP alanı, ideolojik bir ayrışmayı da içeriyor. Muhtemelen o alan, BDP-PKK-KCK ekseninde bir özel coğrafyada karşı karşıya kalacakları "zulüm"den endişe ediyor.
-BDP'nin "Kürt sorunu" tanımında bir kimlik, iki statü öne çıkıyor.
-Kimlik noktasında ya Anayasa'da Kürt kimliği eşit biçimde tanınsın ya da hiçbir kimliğe özel statü verilmesin yaklaşımı hakim. Bu ikinci yaklaşım, AK Parti ve CHP tarafından da, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" ortak paydasında buluşma imkânı veriyor gibi görünüyor. Burada, Anayasa'daki "Türk vurgusu"nun ne yapılacağı sorusunu çözme problemi ortaya çıkıyor.
-Statü konusu ciddi bir tartışma alanı. Sanırım BDP demokratik özerkliği, Kürt yoğunluklu bölgede, bir tür federatif yapı niteliğinde biçimlendirmeyi hedefliyor, AK Parti ve CHP ise yerelleşmeyi sadece yerel yönetimlerde hizmet inisiyatifi tarzında planlıyor. BDP'nin statü arayışı, uzun vadede ayrışma hesabı kaygısını uyandırıyor. Bu da, "ayrışmanın imkânsızlığı" gerçeğiyle çelişiyor. "Kürt coğrafyası-Kürdistan" söylemleri, Türk-Kürt nüfusun kaynaşmışlığı gerçeği noktasından bakıldığında, en sıkıntılı alan olacağa benziyor.
-Bu en sancılı konunun çözümü mümkün. Gerek şart bana göre sağduyu, gerçekçilik ve akıl. Dilerim AK Parti, CHP, BDP ve MHP bu sağduyu ikliminde buluşurlar.
bugün
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle