En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

BDP'nin olurları olmazları



-Meclis'e gönderilmiş 36 temsilci.
-Yani sisteme katılma iradesi. Bu, ayrılma değil bütünlük politikası. Bütünlük içinde bir statü arayışı. Bu iradenin netleşmesi önemli.
-Ben, BDP'nin ayrılma hesabından vazgeçişinin, bir de bunun imkânsızlığını görmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. BDP'nin, Türkiye'deki toplumsal entegrasyon ve kaynaşmanın, büyük facialar yaşamadan bir etnik ayrışmayı imkânsız kılacak ölçüde derinleşmiş olduğunu düşündüğünü gözlüyorum.
-Ancak BDP temsili, mesela bir AK Parti veya CHP temsili gibi de değil.
-Dağda silahlı örgütle bir şekilde temas. Bu, BDP'ye "Biz sonuç alamazsak silah devreye girer" gibi bir açık-gizli tehdit imkânı (?) veriyor. Bu bir noktada Meclis'e yönelik tehdit gibi algılanabilir.
-KCK yapılanması ve onunla bağlantılı ateşli sokak eylemciliği. Bu da BDP'ye, "Biz Meclis'te sonuç alamazsak ülke cehenneme çevrilir" gibi bir tehdit imkânı (?) veriyor.
-KCK yapılanması, aynı zamanda, Kürt yoğunluğu bulunan alanlarda, bağımsız adayları seçtirebilecek bir örgütlülüğü sağlıyor.
-Dağdaki silahlı kadro, BDP tarafından bir tehdit unsuru gibi sunuluyor olsa da, artık miadı her bakımdan (dış konjonktür dahil) dolmuş bulunan bu yapının, ovaya indirilmesi yine BDP için en önemli sorunlardan birisi. BDP istiyor ki, bu yapı hem dağdan insin hem de bir şekilde aşağılanmasın, onurları korunsun ve bir işe yarayarak rehabilite edilsinler. (Öz savunma gücü hesabı muhtemelen böyle bir rehabilitasyon düşüncesine dayanıyor.) Bu, Türkiye geneli açısından kabulü en önemli psikolojik sorunlardan birisi.
-BDP 'nin önündeki en önemli meselelerden biri de Öcalan'ın durumu. Öcalan, terör örgütü lideri olarak, ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına mahkûm. Bu bir yargı kararı. Ve bu karar, Türkiye'de önemli bir toplum kesiminin psikolojik bariyeri durumunda. Ama BDP eksenli politikalar, Öcalan çizgisiyle iç içe geçmiş, zaman içinde Öcalan, en azından BDP'nin etkilediği Kürt muhitlerinde, karizma oluşturmuş durumda. BDP, "Kürt sorunu"nun çözümü ile öncelikle Öcalan'ın hapis şartlarının hafifletilmesi, sonra kurtulması gibi hususları kaynaştıran bir anlayış içinde.
-Hem dağdakilerin ovaya inmeleri hem Öcalan sorununun çözümü için formül bulunabilir mi? Bu formül, diğer toplum kesimlerinin duygu bariyerine çarpmaz mı, bu da çok önemli.
-BDP için önemli bir sorun, kendi dışındaki Kürt oylarının varlığı. Her ne kadar BDP, "Kürtler" adına konuşmayı ana strateji haline getirmişse de, karşısında hatta kendi etki alanından daha derin bir Kürtlük alanı bulunduğunu bilmiyor olamaz. O alanda AK Parti var. O alanla BDP alanı, ideolojik bir ayrışmayı da içeriyor. Muhtemelen o alan, BDP-PKK-KCK ekseninde bir özel coğrafyada karşı karşıya kalacakları "zulüm"den endişe ediyor.
-BDP'nin "Kürt sorunu" tanımında bir kimlik, iki statü öne çıkıyor.
-Kimlik noktasında ya Anayasa'da Kürt kimliği eşit biçimde tanınsın ya da hiçbir kimliğe özel statü verilmesin yaklaşımı hakim. Bu ikinci yaklaşım, AK Parti ve CHP tarafından da, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" ortak paydasında buluşma imkânı veriyor gibi görünüyor. Burada, Anayasa'daki "Türk vurgusu"nun ne yapılacağı sorusunu çözme problemi ortaya çıkıyor.
-Statü konusu ciddi bir tartışma alanı. Sanırım BDP demokratik özerkliği, Kürt yoğunluklu bölgede, bir tür federatif yapı niteliğinde biçimlendirmeyi hedefliyor, AK Parti ve CHP ise yerelleşmeyi sadece yerel yönetimlerde hizmet inisiyatifi tarzında planlıyor. BDP'nin statü arayışı, uzun vadede ayrışma hesabı kaygısını uyandırıyor. Bu da, "ayrışmanın imkânsızlığı" gerçeğiyle çelişiyor. "Kürt coğrafyası-Kürdistan" söylemleri, Türk-Kürt nüfusun kaynaşmışlığı gerçeği noktasından bakıldığında, en sıkıntılı alan olacağa benziyor.
-Bu en sancılı konunun çözümü mümkün. Gerek şart bana göre sağduyu, gerçekçilik ve akıl. Dilerim AK Parti, CHP, BDP ve MHP bu sağduyu ikliminde buluşurlar.

bugün



Bu yazı 1,241 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,851 µs