En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

‘Yeni’ kazanıyor, ‘eski’ kaybediyor!



Sosyal demokrat geçinen bir parti neden muhalefette çakılı kalırken, muhafazakâr bir parti niçin üçüncü kez üstelik oyunu yüzde 50’ye çıkararak iktidarda kalıyor?

Satır başlarıyla seçim notlarına dün başladım, bugün devam ediyorum.
1- Demokrasiler seçim sandığında gerçekleşir. Elbette seçim sandığı her şey demek değildir ama seçim sandıksız da demokrasi olmaz.
Bu konuda, 12 Haziran seçimlerine katılımın yüzde 80’in üzerine çıkması, yani halkın kendi oyunu sahiplenmesi bu ülkede demokrasi açısından önemlidir.
2- Ak Parti’nin oyunu da arttırarak yüzde 50 ile üçüncü kez milletvekili seçimlerinden başarıyla çıkması, hiç kuşkusuz, Tayyip Erdoğan adını siyasal tarihimize bir başarı öyküsü olarak yazdırdı.
Şimdi bir tedirginlik var.
Acaba bu seçim zaferi, “Ben çoğunluğum, her istediğimi yaparım!” diye özetlenebilecek bir zihniyetin uç vermesine yol açabilir mi?
3- Demokrasilerde böyle bir çoğunlukçu ya da otoriter zihniyetin özellikle büyük seçim başarıları sonrasında liderlere musallat olduğu görülmüştür. Bu bakımdan Tayyip Erdoğan da geçen yakın yıllarda ve son seçim kampanyasında olumsuz örnekler verdi.
Dileriz, 12 Haziran balkon konuşması artık böyle ihtimalleri devre dışı bırakır.
4- Tayyip Erdoğan ‘balkon konuşması’nda yeni anayasa sözünü yinelerken, bu konuda muhalefet ve sivil toplumla ‘uzlaşma’nın altını sürekli çizdi.
Bunun gerçekleşmesi, Türkiye’de demokrasi ve istikrara açılan yolu genişletir, Türkiye’yi rahatlatır.
5- Yüzde 10 barajına rağmen BDP’nin 36 milletvekiliyle TBMM’ye girmesi bir büyük başarıdır. Ve Türkiye 12 Haziran’la birlikte, öyle sanıyorum ki, Kürtleri artık bir siyasal varlık olarak da tanımaya başlamıştır.
Bu gerçeği her şeyden önce Tayyip Erdoğan’ın kabullenmesi gerekir.
Çünkü bu seçim sonucu, Kürt sorunuyla PKK arasında duvar çekmenin, BDP ile İmralı’yı görmezlikten gelmenin, meydanlarda Öcalan’ı asmaktan söz edebilmenin bu ülkede barış açısından nasıl bir yanlış ve hatalı bir değerlendirme olduğunu Erdoğan’la kurmaylarına göstermiş olmalıdır.
6- Ama öte yandan BDP’nin bu siyasal başarısı, Kürt siyasal hareketi içinde ve özellikle İmralı’da, Türkiye’nin yeni dönemiyle ilgili soğukkanlı düşüncelere, bakış açılarına yol açmalıdır.
Şunu söylemek istiyorum.
Zaman, sertleşme zamanı değildir. Zaman, zamanı torbaya tıkıştırma zamanı değildir. Başbakan Erdoğan 12 Haziran gecesi Ak Parti balkonundan uzlaşma ve diyalog demiştir, tertemiz bir sayfa açtığını söylemiştir.
Bu da karşılıksız bırakılamaz.
Eğer gerçekten barış diyorsak, bu konuda nasıl ki BDP, Kandil ve İmralı görmezlikten gelinemezse, nasıl ki Kılıçdaroğlu CHP’si gözardı edilemezse, bunun gibi her iki seçmenden birinin oyunu almış olan Erdoğan ve Ak Parti’ye de sırt dönülerek barış yolu açılamaz Türkiye’de...
7- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyası boyunca gösterdiği çaba elbette takdire şayandır. Ama bunu bir başarıymış gibi göstermek, dünkü notlarımda da belirttiğim gibi gerçeği fazlasıyla zorlamaktır. Ayrıca bu zorlama geleceğe dönük sağlıklı tahlillerin de yolunu kesebilir.
8- CHP 12 Haziran’da mazide kaç kez olduğu gibi yine başarısızdır. Ama bu durum, CHP’nin yeniden Baykalizm’e dönüşünü gerektirmez. Geleceği geçmişte aramak çıkmaz yoldur çünkü...
Düşünmek gerekir.
CHP neden kaybediyor?
Ak Parti niçin kazanıyor?
Sosyal demokrat geçinen bir parti neden bunca yıldır muhalefette çakılı kalırken, muhafazakâr bir parti niçin üçüncü kez üstelik oyunu yüzde 50’ye çıkararak iktidarda kalıyor?
Neden neden?..
9- Almanya’da muhafazakâr Helmut Kohl üst üste dört dönem, tam 16 yıl iktidarda kaldı. En sonunda sosyal demokrat Gerhard Schröder, partisini yeniledi, yeni orta diye bir programla Kohl’u devirdi seçim sandığında...
İngiltere’de muhafazakâr Margaret Thatcher tam 14 yıl iktidarda kaldı. Sonunda Tony Blair, İşçi Partisi’ni Yeni Sol programıyla yenileyerek, değiştirerek iktidara getirdi.
10- Kemal Kılıçdaroğlu, ‘eski’yi, Ergenekonculuğu vesaire bir yana bırakıp, CHP için böylesine uzun soluklu bir entelektüel güç seferberliği yapabilir mi?.. Partisini yenileyip, bu kez gerçekleştiremediği bir iktidar dalgası kabartabilir mi yeni dönemde?..
Yoksa Halk Partisi, başka bazı partiler gibi gitgide güdükleşmeye ve tarihin arşivine kaldırılmaya mahkûm mu?..
Seçim notlarının üçüncüsü yarına.

milliyet



Bu yazı 1,480 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,762 µs