0 0 0000

Tabloda tek değişiklik

Seçime iki haftadan az bir süre kaldığı halde tablo hâlâ aynı; kamuoyu yoklamaları sandıktan 2007 genel seçimi sonucuna benzer bir tablo çıkacağına işaret ediyor.

Yine dört partili bir Meclis olacak, partiler yine aynı şekilde sıralanacak...

Vatandaşın ülkeyi dört yıl daha yönetme yetkisini Ak Parti'ye vereceği anlaşılıyor.

Yine de önemli bir değişiklik şimdiden kendini belli etmeye başladı: TBMM'de anamuhalefet görevi yeniden CHP'ye kalacak kalmasına, ama 'yeni CHP' eskisinden farklı olacak...

Kampanyaların seçmen karşısına çıkan parti liderleri ve sözcülerini eğitmek gibi bir işlevi de var. Seçmen neleri önemsiyor, hangi vaatlere olumlu tepki veriyor, nelerin deşilmesinden hoşlanmıyor; gözünü, kulağını açık tutan bir siyasetçi seçmeniyle karşı karşıya geldiği süre içerisinde bu mesajları doğrudan alabiliyor.

Dün bir kahvaltı masasında buluştuğum CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile partisinin yetkilileri, görebildiğim kadarıyla, bu süreci iyi değerlendiriyor. Liderin kampanyanın başlangıcındaki tutukluluğu gitti, yerini kendine güven aldı. Daha da önemlisi, önceleri dillendirmekten kaçındığı CHP'ye yabancı bazı tespit ve teşhisleri kitlelerle paylaşma cesareti buluyor Kılıçdaroğlu...

Özellikle kendinden öncekilerin karşısına çıkmaya cesaret edemediği Doğu ve Güneydoğu seçmeni ile karşılaştığından bu yana, CHP lideri, daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlük vurgusu yapmaya başladı.

Ak Parti bundan rahatsızlık mı duymalı?

Her parti alabileceği oyun azamisinin sandıktan çıkmasını bekler ve seçim gününe kadar gözünü bu hedeften ayırmaz; bu sebeple de CHP'nin kampanya boyunca geçirdiği değişimi rakibi tam fark edemeyebilir, fark ettiğinde hedefin gerisinde kalacağı endişesiyle bu gelişmeden hoşlanmayabilir.

CHP'nin yeni versiyonu, seçimden iktidarını pekiştirerek çıkması beklenen Ak Parti'ye, kendisini "Lâiklik elden gidiyor" yaygarasına kilitlemiş eski CHP'den hiçbir zaman görmediği bir işbirliği anlayışı sunabilir oysa... Ülkenin kökleşmiş sorunlarının çözümünde hep CHP engel çıkarıyordu; Kılıçdaroğlu'nun 'yeni CHP'si ise hemen her alanda değiştiği, dönüştüğü mesajını vermekten geri durmuyor.

Hepinizin aklına aynı sorunun üşüştüğünü biliyorum: Seçimde oyunu artırabilmek için özgürlükçü ve demokrat vaatlerle vatandaşın karşısına çıkan yeni CHP, seçim-sonrasında aynı özgürlükçü ve demokrat konumunu muhafaza edecek mi bakalım? Ya CHP bildiğimiz eski 'tutucu' haline dönüverirse?

Elbette böyle bir ihtimal bütünüyle geçersiz değil; özünü değiştirmeden söylemini yenileyerek vatandaş karşısına çıkmış ve sonradan dönmüş partilerden çok çekildi geçmişte... Kılıçdaroğlu'nun kendisinin kısa liderliğinde bile tevil yoluyla döndüğü sözleri, vaatleri olduğu biliniyor. Hele bir de beklediğini bulamasın, şimdiki söylemini değiştirmek CHP için fazla zor olmayabilir.

Az aldatılmadı bu toplum, CHP bunu bir kez daha deneyebilir.

CHP'ye kampanya sözlerini hatırlatmak, bugün savunduğu ilkeleri, çözüm tekliflerini tekrarlayarak özgürlükçü açılımlarda desteğini arkasına almaya çalışmak görevi iktidar partisine düşüyor.

Yeni Meclis eskisinden farklı olacak...

zaman

Bu yazı 1,252 defa okundu.