Rüşdü Paşa
0 0 0000
obama’ya açık mektub
sevgili başkan obama, değerli büyüğüm,
bu açık mektubu size neden yazdığım konusunda tam bir fikrim yok. bir soru var. siz dûnya iktidarının bir numaralı sorumlususunuz. öyle varsayıyorum. the soru şudur: birlikte ne yapabiliriz? siz ve biz.
birleşik devletlerin durumu kötüye gidiyor. devlet, dûnyada bir tek devlet vardır, batacak. roma’yı yıkan bir grup insan, kategorik olarak aynı kesim, kendi çıklarlarını başkalarının çıkarlarının maliyetine ençoklaştıran azınlık, the devleti batırıyor. siz batışı görebiliyor musunuz ya da batıştan yana olmadığınız varsayımı altında batışın önüne geçmek için elinizde yeteri kadar araç var mı, batışa karşı politika yapıyor musunuz, bilemiyorum.
washington,d.c.’de işler kaos değil. kasaba’da çok sayıda adam, amerikalıların ve dûnyalıların tam aleyhine olan işler tezgahlıyor. kötü insanlar, her sabah yeni umudlarla uyanan milyarlarca etkisiz insanı mutsuz etmek, onların hakkını yemek için çalışıyor. adaletsizlikler, entrikalar, savaşlar, komplolar, siyaset, para ve banka işleri karşısında milyarlarca insanın her biri bir hayat yitiriyor.
dün farklı birşey oldu. washington,d.c.’de yaşadığımı hatırladığımdan dolayı başka zamanlardakinin tersine, dün ilk kez, kendimi iyi hissettim. öğleden sonra idi ve kahve içiyordum. birden d.c.’de iktisat eğitimi ve hayat bilgisi aldığımı hatırladım ve neşelendim. şimdi size işte bu neşe ile yazıyorum. iktisat öğrenmek tutkusu ile gittiğim d.c.’den, bir anlam araştırmacısı olarak döndüm. the kasaba’da gördüğüm, dûnya tarihinin en büyük modern imparatorluğu olan birleşik devletler’in temelinin birbiri ile uzlaşması teorik olarak mümkün olmayan özel çıkarlara dayalı olmasıdır. bu, ilginç değildir. ilginç olan, devleti kuran babaların, kuruluş aşamasında, finans kapitalin birgün demokrasi’yi ortadan kaldıracağını öngörmüş olmalarıdır. bu doğru ve geçerli öngörü’ye rağmen, birleşik devletler, bugün, büyük bir çöküşün eşiğindedir. zat-ı şahanenizin yönettiği imparatorluk, bütün dûnyada demokrasinin geçerli olabilmesi için, trilyonlarca dolar değerinde harcama yaparken, imparatorluğun savaş makinası aralıksız görevde iken, d.c.’deki demokrasi, oligarşi ile yer değiştiriyor. bir küçük azınlık, yalnızca birleşik devletler’e değil, tüm dûnyaya hâkim oluyor. birleşik devletler’i kurtarmalıyız, bütün dûnya kurtarılmalıdır.
sizi başkanım olarak görebiliyorum, sevgili başkanım,
siz kimsiniz? siz, modern roma’nın başısınız. sizi seviyorum. siz türk olabilirsiniz. bütün dûnya türk olabilir. bütün dûnya türk olsun. türk olmayan, amerikalı olsun. dûnyada bir türk, bir de amerikalı olsun. amerikalı olmak da türk olmak da zihinsel bir durumdur. roma geleneğine uygun olarak, kendini amerikalı gören amerikalıdır, türk gören türk’tür. biz kimiz? biz, türkler, üçüncü roma’nın mirasçısıyız ve roma geleneğine uygun yaşayan insanlarız. üslup, metod ve muhteva bakımlarından, güzelden, haktan ve bilgiden yanayız. demokrasi ve hürriyet meselelerini yüz yıldır halledemediğimiz, birbirimizle uğraştığımız ve çarşıda pazarda kuyruğa girmesini bir türlü öğrenemediğimiz doğrudur.
efendim,
bugün dûnyanın bir yönetim problemi var. bu dûnyanın gelecekteki yönetimini bizim bin yıllık düşmanımız olan çinlilere bırakmak, yeryüzünde insanlığın sonu olur. japonların dûnyayı yönetecek, global çekiciliği olan bir kültüre sahip olmadığı açıktır. bizim bir yunan fantazması olarak içine dahil olmak istediğimiz avrupa, geleceğin dûnyasında yer almayacaktır. takdir edersiniz ki, bir otomobil fabrikası olan güney kore’nin, en çok bir yazılım şirketinden ibaret olacak hindistan’ın, dûnyayı yönetmesi hiçbir zaman söz konusu olmayacaktır. rusya, sizin ve bizim için, daima bir tehlikedir ve o’nun hakkından, bir ara, birlikte gelmek durumundayız. bu durumda, dûnyayı kim yönetecek, sorusunun cevabı açıktır: modern roma olan birleşik devletler ve üçüncü roma olan biz türkler, türkiye. siz ve biz, romalılıkta birleşiyoruz ve roma, devlet-i ebed müddet, dışında bir insanlık adası olamaz, olmayacaktır.
zamanınızı daha fazla almak istemem efendim. the soru’yu anlamlı bulmanız durumunda bana olumlu ya da olumsuz bir yanıt vereceğinizden eminim. çünkü, bir amerikalı’nın kelime’ye değer verdiğini biliyorum. kalbî selâm ile saygılarımı sunarım.
Bu yazı 3,634 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
4 Temmuz 2012
korku zamanın kaybedilmesidir
-
4 Nisan 2012
Nietzche bir gelecek tarihçisidir
-
7 Mart 2012
Mesele Bir Şapka Meselesidir
-
6 Şubat 2012
Yerliler 1986 Nereye
-
26 Ocak 2012
Bakış açın yoksa, sen yoksun
-
9 Ocak 2012
kıyamam sana
-
22 Kasım 2011
İtalyan Düşü
-
16 Kasım 2011
evine dön
-
3 Kasım 2011
İktisatçı
-
1 Kasım 2011
Arzu
-
27 Ekim 2011
Ayakta kalmak
-
11 Ekim 2011
Yöntem
-
29 Eylül 2011
yalan
-
16 Temmuz 2011
Kendin olmak bir saldırıdır
-
22 Haziran 2011
kaçış
-
26 Mayıs 2011
obama’ya açık mektub
-
23 Mayıs 2011
kafka’nın dûnyasındayım (*)
-
18 Mayıs 2011
geçmiş sonradan gelir
-
14 Mayıs 2011
hakikatin rengi yeşildir
-
11 Mayıs 2011
halk günü
Yorumlar
+ Yorum Ekle