Mahir Kaynak
0 0 0000
Amacı ne?
İsrailin ne yapmak istediğini Lübnandaki operasyonlarına bakarak anlayabileceğimizi sanıyorum. Bir askerin kaçırılmasıyla başlayan çatışmalar bu olayla açıklanamayacak hedeflere doğru yayılıyor. Lübnanın alt yapısına yönelik saldırılar gelecekle ilgili ipuçları veriyor. İsrail, Güney Lübnanda güvenli bir kuşak oluşturma çabasında. Bu kuşak Hizbullah tehdidini etkisiz kılmakla sınırlı görünmüyor.
Lübnanda estirilen şiddetin bir yandan toplumun diğer kesimlerinin Hizbullahı bir sorun kaynağı olarak görmesi ve ona karşı tavır almasına sebep olacağını düşünüyor diğer yandan güvenli bir bölge oluşturmayı ve eğer çatışma Suriyeye de sıçrarsa, İsrailin kuzeyini karadan yapılacak saldırılara karşı menzil dışına taşımayı amaçlıyor. Suriyenin çatışmanın bir tarafı olması durumunda, hava hakimiyeti İsrail tarafında olacağı için, karadan yapılacak saldırıları etkisizleştirmeyi planlıyor.
Ortadoğudaki Şii varlığı sadece İsrail için bir sorun değil. Bölgenin petrol zengini yönetimleri İranın etkisini bir tehdit olarak görüyor ve muhtemelen İsrailin tavrını, açıkça olmasa bile, memnuniyetle karşılıyor. Arap Yarımadasının petrol zengini doğu yakası, Şiilerin etkin olması yanında, egemen güçlere yönelik olumsuz tavrın kolayca zemin bulabileceği yerler olarak gözüküyor.
ABD için iki seçenek söz konusu: İranla anlaşarak ve Şiiliği kullanarak bölgeyi kontrol etmek mümkün ama riskli bir alternatif. Çok güçlü bir İranın ABD ile birlikte hareket edeceğinin hiçbir garantisi yok. İkinci seçenek İranı olabildiğince sınırlamak ve mümkünse parçalamak. Petrol fakiri Türkiyeyi de bölgede kontrol edilebilir bir müttefik haline getirmek. Şimdiki projenin bu olduğunu düşünüyorum.
Bu nedenle kimin haklı kimin saldırgan olduğunu tartışmak yerine nasıl bir yapı oluşturulmak istendiğini sorgulamak daha anlamlı olacaktır. Benim vardığım sonuçlar beğenilmeyebilir ve amacın başka olduğu söylenebilir ama trajik savaş sahnelerinin görüntüleriyle yetinmenin hiçbir yararı yok.
ABDnin PKKya yönelik politikasının ne olduğu da terörle mücadele çerçevesinde tartışılamaz. Yıllardır ABDyi bu konuda çifte standart uygulamakla itham ettik ama ne bir sonuç alabildik ne de ne yapılmak istendiğini tartıştık. Liderini bize teslim edip örgüte karşı kayıtsız kalmasının ne anlama geldiğini sorgulamadık. Herhangi bir tavrın iyi mi kötü olduğunu tartıştık ve herkesi itham ettik ama olan bitenin sonuçlarıyla ilgilenmediğimiz için Kuzey Irakta bir Kürt oluşumuyla karşılaştık ve onun ülkemizin güneydoğusunu etkilemesini seyretmek zorunda kaldık. Biz terörle ilgileniyorduk ve bundan etkileniyorduk onlar da terör yaptılar. Ama arka plandaki somut yapılanmalara, siyasi projelere bakmadık bile. Terör yoksa mesele yok dedik.
ABDnin politikasının PKK ile çatışmak yerine onu kontrol etmek ve oluşturduğu Kürt yapısının içinde eritmek olduğunu anlamadık. Desteksiz bıraktığı PKKyı yok etmek yerine kullanmanın daha akıllıca olduğunu düşünüyor ve onu, oluşturduğu Kürt yapılanmasıyla bütünleştiriyordu. Sansasyona meraklı basınımız PKKya mal edilen eylemdeki korucu parmağını görmedi bile. Toplumu yönlendirecek bir eylem gerektiğinde birisi yapıyordu ama kim olduğunun önemi yoktu. Biz PKK deyip geçiyorduk.
Bu konularda vardığım sonuçların doğruluğunu tartışmak elbette mümkündür ve gereklidir. Ancak bölgemizde ve ülkemizde rol oynayan güçlerin politikasını anlamak yerine gördüğümüz olumsuzluklara küfretmekle yetinmenin ne faydası olduğunu anlamıyorum. Başkalarının ne kadar kötü, ahlaksız, çifte standartlı olduğunu biliyoruz ama ne yapmak istediklerini, ne sorguluyoruz ne de biliyoruz. Siyasi değerlendirmeler yaparken herhangi bir sıfat kullanmanın yasaklanmasından yanayım ve savunduğum en önemli yasak da budur. Bir şeyin iyi, kötü, faydalı, dostça ve düşmanca gibi sıfatlarla tanımlanmasına kesinlikle karşıyım. Bana ne olduğunu anlatın yeter.
Bu yazı 902 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
5 Ağustos 2012
Yeni değil
-
1 Temmuz 2012
Dünden bugüne
-
13 Mayıs 2012
Yönlendirme
-
14 Nisan 2012
28 Şubat
-
8 Nisan 2012
Dış güçlerin rolü
-
25 Mart 2012
Kürt sorunu
-
11 Mart 2012
İstihbarat operasyonu
-
4 Mart 2012
Zayıf yanımız
-
19 Şubat 2012
Ekonomik kriz
-
12 Şubat 2012
Suriye’de neler oluyor?
-
29 Ocak 2012
Görüntü ve gerçek
-
1 Ocak 2012
Siyaset ne işe yarar?
-
25 Aralık 2011
Kim seçilecek?
-
23 Ekim 2011
Ekonominin geleceği
-
16 Ekim 2011
Ülkenin gücü
-
17 Temmuz 2011
Karşı tarafın rolü
-
10 Temmuz 2011
Yeni Osmanlıcılık
-
25 Haziran 2011
Bakış açısı
-
19 Haziran 2011
Değişen muhalefet
-
11 Haziran 2011
Darbeyle hesaplaşmak
Yorumlar
+ Yorum Ekle