En Sıcak Konular

Mahir Kaynak


Mahir Kaynak
0 0 0000

Kim olacak?



IMF Başkanı StrauseKahn’ın tasfiyesinden sonra yerine kimin atanacağı tartışılıyor. Tartışmanın kamuoyuna yansıyan biçimi yeni başkanın hangi ulustan olacağı hakkında. Acaba gerçek bu mu ve ülkeler kendilerinden olan veya yakın gördükleri birini mi destekliyor yoksa IMF’nin önümüzdeki dönemde izleyeceği politika mı ön planda tutuluyor?
Dünkü yazımda da önemli olanın hedef olduğunu, tasfiye edilecek ya da elenecek olan kişilerin bireysel  kusurlarının ön plana çıkarılmasının sadece bir taktik olduğunu yazmıştım. Bugün de adaylardan Kemal Derviş için benzer iddialar ortaya atıldı ve adaylıktan çekildiği gözlendi. O halde yeni başkandan beklenen nedir sorusuna cevap aramalıyız.

Eğer dünyadaki mücadeleyi ülkelere indirgerseniz Libya’da Suriye’de ve benzeri yerlerde neler oluyor der, bu güçler üzerinde analizleri yaparsanız. Oysa önce dünyanın geneline bakar, ve nasıl bir yapı oluşturulmak istendiğini düşünür ve yerel olayları bütünün içinde anlmaya çalışırsak daha doğru sonuçlara varırız. Bu nedenle  ABD ve ortak hareket edenlerin IMF’in küresel sermayenin kontrolünde olmamasını istediklerini düşündüm. Bu açıdan bakınca gelecek kişinin hangi ülkeden olduğu değil izleyeyeceği politika ön plana çıkıyordu. Kemal Derviş’in şantajla tasfiyesi bu açıdan bakılınca daha anlamlı olmaz mı? Yeni başkanın, şu sıralarda ortak hareket eden ABD ve Fransa’nın ve onlarla birlikte hareket eden ülkelerin desteğiyle seçileceğini düşünüyorum.

Türkiye’de benzer metotlarla yürütülen ve buna ek olarak Kürtlerin taleplerini kullanarak ulaşılmak istenen sonucun ne olduğunu aramamız gerekir. Önce her ülkenin sadece kendi iradesiyle geleceğini belirleme şansı olmadığını ve dünyadaki gelişmelerin geleceğimizde etkili olacağını kabul etmemiz gerekir. Bu sadece küçük ülkeler için değil herkes için doğrudur. Mesela ABD başka ülkelerle ortaklık kuramazsa yıkılış sürecine girer. Rusya böyle bir sürecin eşiğinden ABD’nin desteği ile dönmüştür.

Türkiye’nin bölgesel bir güç olması desteklenmektedir. Bu bize olan sempatinin değil siyasi dengelerin gerektirdiği bir sonuçtur. Bölgemizde etkin olmak isteyen güçlerin bizi göz ardı ederek bir sonuca ulaşması mümkün değildir. Ancak bölgede etkin olmanın temel şartı burada yaşayan halklarla yakınlaşmaktır. Bu bakımdan bölgenin ortak değerlerine yani inançlara, soyların farklılığına saygılı olmamız gerekir. Bu nedenle soyu çağrıştıran milliyetçilik, din ve mezhepten kaynaklanan husumet kabul edilemez. Yani Türkiye’nin kuruluşundan bu yana sürdürdüğü dünya görüşünü değiştirmesi gerekir. Bunu ülkemize yönelik bölücülük ve varlığımızı sürdüren ideolojiye yönelik bir tasfiye olarak algılamak yerine yeni şartlar olarak değerlendirmek ve bu süreçten güçlenerek çıkmak daha doğru olur.

Bu, bugüne kadar savunduğumuz ideolojinin yanlış olduğu anlamına gelmez. Ancak değişen şartlara uyum göstermek ve bunu ülkemizin güçlenmesi için kullanmak imkanı varken bunları birbirimize karşı kullanmak şansı israf demektir. Kürt siyasetçilerin ne istediklerine değil nereye varabileceklerini değerlendirmek gerekir. Onların dünyayı değerlendirdiklerini sanmıyorum.

star



Bu yazı 1,522 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 5 Ağustos 2012 Yeni değil
    • 1 Temmuz 2012 Dünden bugüne
    • 13 Mayıs 2012 Yönlendirme
    • 14 Nisan 2012 28 Şubat
    • 8 Nisan 2012 Dış güçlerin rolü
    • 25 Mart 2012 Kürt sorunu
    • 11 Mart 2012 İstihbarat operasyonu
    • 4 Mart 2012 Zayıf yanımız
    • 19 Şubat 2012 Ekonomik kriz
    • 12 Şubat 2012 Suriye’de neler oluyor?
    • 29 Ocak 2012 Görüntü ve gerçek
    • 1 Ocak 2012 Siyaset ne işe yarar?
    • 25 Aralık 2011 Kim seçilecek?
    • 23 Ekim 2011 Ekonominin geleceği
    • 16 Ekim 2011 Ülkenin gücü
    • 17 Temmuz 2011 Karşı tarafın rolü
    • 10 Temmuz 2011 Yeni Osmanlıcılık
    • 25 Haziran 2011 Bakış açısı
    • 19 Haziran 2011 Değişen muhalefet
    • 11 Haziran 2011 Darbeyle hesaplaşmak

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,778 µs