“eğer konuşmak ve susmak, aynı ölçüde insanın gücü dahilinde olsaydı, insani şeyler, çok daha bol meyvalı ve mutlu olurdu”.
spinoza
perşembe hava nasıl olacak, sorusunu sordu kadın karşısındaki kadına. soru korkunç ve kadın iyimser. perşembe’nin ne ve nasıl bir anlamı olabilr ki? ya da bugünkü salının. perşembe’nin bir anlamı var varsayımı altında, olabilir belki de vardır, perşembe günkü havanın ne gibi bir önemi olabilir. kadın’ın gözleri büyük ve gözleri büyük gibi bakıyor karşısındakine. ben karşısındakinin arkasındayım. kendimi sana teslim ediyorum, dedi, büyük gözlü kadın. bu cümle çok daha korkunç. teslimiyet, nesneleşmek teklifi karşısında istenen şey ne olabilir, karşısında oturan, anası. görüş alanımda ayakları var, yarısı ayakkabının dışında, saltistanbul’da sergilenebilir bir nesne.
insanlar dûnyanın battığını göremiyorlar, görüyorlar gördüklerine inanmıyorlar, inanıyorlar batmamış gibi yapıyorlar. gerçek dışı bir durum ve the duruma bir türlü uyum sağlayamıyorum. perşembe’nin havalarını merak edebilen bir kadın var gezegende ve hâlâ sesini duyuyorum, anası ile konuşuyor, aç diyor, iki günlük açlıktan bahsediyor, gerçek hayattan söz ediyor sandım, yarışmadan söz ediyormuş, kadınlar atlara benziyor, onların gördükleri ile benim gördüklerim aynı gibi geliyor, gemi bıraktığımda yanıldığımı anlıyorum, film kopuyor, gerçeklik çölüne hoş geldiniz.
kadın, hürriyet ile oyalanıyor. hürriyet, oyalayıcı ve kadınsı. kadın belirsizlik yayarak oyalıyor, zaman kaybettirme makinası ve coca cola. birgün ortaya çıkıyor kadın, ikinci ve son kez. tıpkı tarihsel olayın yeniden ortaya çıkışı gibi.
altın fiyatlarını konuşuyor, fiyatın zaman boyutunu yok sayarak ve fiyat ile değer kavramlarını birbirlerine karıştırarak. anası ile bir türlü anlaşamıyor, kelime bilmeyenler ihtilafı. kelime bilmeyenlerin savaşından ve barışından söz etmek imkânsızdır, kelime bilmeyen amerika’yı bilemez, amerika bilmeyen, modern olanın dışındadır, durumu barbarlık iyidir ya da kötüdür, olarak not etmiyoruz.
önümdeki kadınlar, barbar değil. barbar, kelimeyi ahlakî şiddet ile ikâme edendir, kadınlar, şiddet içerikli olmalılar, görüntülerini kontrol ediyorlar.
kadınların eylemsizliği üzerinde düşünmeli. kadınların almaları ve vermeleri eylemsizlik prensibinin bir ihlâli olmuyor, kadın, bir takım işlerin çözülüp dağılmasında ve başka bir takım işlerin birleşmesinde yalnızca kullanılıyor, sosyal ve bireysel tarihin aktif bir öznesi olmayan kadın, olmak istemesini bilmeyen kadın, kullanıldığında mutlu olduğuna inanıyor,
kadının tarihi yoktur, olamaz ve olmaması kötü, onları suçlamıyoruz, onları suçlamak imkânımız yok ve doğal olarak hukukun dışında yaşayan kadın varlığı insanlık tarihinin bir tragedya oluşturucusu olarak karşımıza çıkıyor, geçmişten koşarak geliyor, karşımızda, perşembe günkü havaları merak edebiliyor, bu merakanı karşısındakine soruyor, maruz kalıyoruz.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle