En Sıcak Konular

Yasin Doğan


Yasin Doğan
0 0 0000

PKK, BDP'nin varlığını anlamsızlaştırıyor



Terör ile demokrasinin taban tabana zıt yöntemler olduğu herkes söylüyor. Terör örgütü olarak kendisini konumlandıran bir yapının hedefleri, amaçları, söylemleri elbette demokratik bir organizasyonunkinden farklıdır. İkisi de farklı dünyaları ifade ederler, farklı perspektifle meseleye bakarlar, sorun algısı da, çözüm algısı da, üslup ve davranışları da çok farklıdır.

Son dönemde yaşanan gerilim, BDP'nin terör örgütünün vesayeti altında ezilmesi ve terör örgütünün şablonundan kurtulamaması durumunu yansıtmaktadır.

BDP, terör ve şiddet denkleminden kendisini çıkararak müstakil bir varlık haline gelemiyor, buradan lojistik destek alarak yol yürümeye çalışıyor. Neticede söylemi, üslubu, tutumları, hedefleri, amaçları terör örgütü belirlemiş oluyor. Bu noktada demokratik bir parti için büyük paradokslar boy göstermeye başlıyor. Çünkü siyasi partiler karşısındakileri rakip olarak görürlerken, terör örgütleri düşman olarak görürler ve en ufak bir farklılığa tahammül edemezler. Kin ve nefret aşılayan söylemler, çatışmacı dil, gerilimi tırmandıran anlayış, terör örgütlerine aittir. Terör örgütleri toplumsal psikolojiyi, farklı kesimlerin hassasiyetlerini gözetmezler, infial uyandıracak davranışlar sergilemek onların için temel stratejidir. Ancak demokratik hareketler toplumun genelinde oluşan hissiyatı nazara almak, sağduyuyu temsil etmek, demokrasiyi anlamsızlaştıracak tepkiselliklerden kaçınmak durumundadırlar.

Bugün görünen gerçek, BDP'nin terör örgütünün stratejisine ve söylemlerine teslim olduğu, kendisiyle birlikte demokrasinin de altını oyacak davranışlar sergilediğidir.

Bunun bir çok sebebi olabilir. Sanırım en büyük sebep, demokrasiyi, amaçlarına ulaşmak için yeterli bir yöntem olarak görmüyor ve kabullenemiyorlar.

Demokrasi içinde kendi afaki hedeflerine ulaşabileceklerine inanmadıklarından demokratik mücadeleyi anlamsızlaştıracak tavırlar sergiliyorlar.

Sandıktan çıkmak, Meclis'te var olmak, iktidara talip olmak, onlar için kendi amaçlarını gerçekleştirmeye hizmet etmiyor. Sorun olarak takdim ettikleri ama özünde örgütsel hedefleri ifade eden meseleleri, demokratik bir mücadeleyle gerçekleştirebileceklerini düşünmüyorlar. Çünkü bu süreçleri kabullenmek, siyasetin genel doğasını kabullenmek, anayasal düzeni kabullenmek, toplumun genel hassasiyetlerini kabullenmek olarak görülüyor. BDP, demokrasiyi kabullendiği oranda Türkiye toplumunun hassasiyetlerini nazara almak durumunda kalacağını ve kendi kitlesine sunduğu amaçlardan uzaklaşacağını biliyor. Demokrasiyle yetinmeleri durumunda etnik milliyetçiliği esas alan yaklaşımlarının marjinal kalacağını, PKK'yı meşrulaştırmaya dayanan çözüm anlayışlarının makes bulamayacağını çok iyi görüyorlar. Bu yüzden demokrasi ve sandık onlar açısından büyük hedefleri küçülten bir unsur...

BDP'nin demokrasiyi zehirleyecek şekilde terör ve şiddetten medet umması, demokrasi içinde hayata geçiremeyecek amaçlara ve hedeflere sahip olmasından kaynaklanıyor.

PKK, BDP'nin demokratik oyunun kurallarına göre hareket etmesini, 'ehlileşme', 'davadan uzaklaşma', 'sisteme teslim olma' şeklinde algılıyor ve bunu sabote edecek girişimlerde bulunuyor. BDP'nin demokrasiyi kabullenmesini, terör yöntemini ve dolayısıyla PKK'nın varlığını inkar etmesi gibi görüyor.

Terör örgütünün kanlı eylemleri karşısında gereken tepkiyi sergileyemeyen BDP'nin kışkırtıcı söylemlere devam etmesi, kendi varlığını anlamsızlaştırıyor ve sivil siyaset sorununu daha da derinleştiriyor. BDP, bu esaretten kurtulamadığı sürece, demokratik bir aktör haline gelemez.

yenişafak



Bu yazı 1,337 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Ağustos 2012 İran'a bir haller oluyor...
    • 25 Temmuz 2012 Suriye Kürtlerinin PKK sorunu...
    • 9 Şubat 2012 Muhalefet çok sevindi!
    • 3 Şubat 2012 ''Ya PKK ya Ergenekon'' kandırmacası...
    • 1 Şubat 2012 Suriyeli Kürtler ve Barzani, PKK'yı kızdırdı
    • 1 Aralık 2011 Lider olmak da zor, çok sevilmek de...
    • 10 Kasım 2011 Barzani ve PKK
    • 7 Ekim 2011 KCK sadece halka değil BDP'ye de tahakküm ediyor
    • 12 Mayıs 2011 PKK, BDP'nin varlığını anlamsızlaştırıyor
    • 16 Şubat 2011 Perver'e hain diyen hainler!
    • 9 Eylül 2010 Yargı, hayır kampanyası yapabilir mi?
    • 4 Ocak 2007 AB din işlerine karışır mı?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,256 µs