Türkiye'de artık hiçbir şey gizli kalmıyor. Son olarak, video paylaşım sitesi Dailymotion'a bir ses kaydı daha düştü. Kırıkkale Garnizon Komutan Vekili Kurmay Albay Engin Kabataş'a ait olduğu iddia edilen ses kaydında, AK Parti'ye, Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç'a yönelik ağır eleştiriler var.
Kabataş'a göre, Emine Erdoğan, tiyatro sanatçısı Nejat Uygur'u GATA'da ziyarete, sırf "Başörtülü hastaneye alınmıyor" mesajını vermek için gitmiş. "Meclis cuma günü tatil edilsin" diyen Bülent Arınç'ın niyeti, cuma tatilini ülkede yaygınlaştırmakmış. Kabataş, "Zaten, Arınç'ın işi, ülkeyi karıştırmak" diyor. Kurmay Albay Kabataş, Gül'ün YAŞ kararlarına şerh koymasını, Cumhuriyet Bayramı'na türbanlı eşlerin gelmesini, Tayyip Erdoğan'ın "Kürt kardeşlerim" diye hitap etmesini de tenkit ediyor: "Yok Kürt kardeşlerimiz, yok Kürt realitesi falan filan... Üst kimlik, alt kimlik falan filan... Ülkemizi parçalamak, milletimizi dağıtmak için bunlar tartışıldı." Kabataş, Unakıtan'ın, Gül'ün ve Erdoğan'ın çocuklarına da satışıyor: "...Bir de meşhur çocuklar var. Maliye Bakanımızın, Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın oğulları. Biri gemicik aldı; diğerinin mısır, yumurta fabrikaları var. Köşk'te Kayseri tüccarı yetişiyor. 16 yaşındaki çocuk milyon dolarlarla oynuyor..."
Genelkurmay Başkanlığı, soruşturma başlatmış. Sonunda bir şey çıkmaz, unutulur gider. Zaten, Engin Kabataş, subay eşlerine semineri, aldığı emir doğrultusunda yaptığını belirtmiş. Kasetler, video paylaşım sitesine düşene kadar Genelkurmay Başkanlığı'nın bunlardan haberi yok muydu? Belki bugün de, bir garnizonda, benzer eğitim seminerleri düzenleniyordur. Ben şahsen münferit bir olayla karşı karşıya olduğumuzu düşünmüyorum.
Anayasa ve gizli pençe!
2007'de "Yeni bir anayasa" lâfı çıkınca, AK Parti yoğun eleştiri bombardımanı altında kalmıştı. Ama memnuniyetle görüyorum ki, şimdi farklı bir ortamdayız. Anayasa değişikliğine herkes sıcak bakıyor. Maalesef, siyasi partiler, seçim öncesinde değişiklikten neyi kastettiklerini kamuoyu ile paylaşmadılar. Çünkü konu başlıkları, seçmen tabanının tepkisini çekebilir. Abant'taki Anayasa Platformu'nda, Prof. Ergun Özbudun, değişikliğin 3 ana başlığını özetledi:
1) Kimlikler sorunu; 2) Dindevlet ilişkileri; 3) Asker-siyaset ilişkileri.
Zihinler yıllarca öylesine şartlanmış ki, konular el yakıyor; ateşten gömleği giymek kolay değil. Bu yüzden, seçmen karanlıkta bırakılıyor.
Durumu, Mehmet Altan esprili bir şekilde özetledi: "Anayasa, gizli pençe yapılır gibi yapılmaz ki!"
Dokundu ama yanmadı
İlhan Cihaner, CHP listelerinden milletvekili adayı. Birgün gazetesine verdiği beyanatta şu cümlelerine rastladım: "Öncelik, halk düşmanı siyasi iktidardan kurtulmaktır. Benim aday olup olmamam önceliği değiştirmez."
Yakın zamana kadar savcılık görevinde bulunan bir adalet mensubuna bu üslûp yakışıyor mu? Önemli davaların savcı ve hâkimlerini, "yandaş" diye niteleyen CHP yetkilileri, Cihaner'in sözlerini acaba nasıl değerlendirecek? "Bu da bizim yandaşımız" mı diyecek?
Ayrıca, bir yandan inançlı kitlelere açılacağını söyleyen bu parti, bünyesine cemaatlere "çete" gözüyle bakan bir kişiyi aldığının farkında mı? Bakın Cihaner, Birgün'e verdiği röportajda, Gülen cemaatinden söz ederken ne demiş: "Bunlar sadece dinin belli bir yorumunu yaşayan gönüllüler hareketi mi, yoksa MİT müsteşarlarına kadar birçok insanın söylediği gibi, kamuda kadrolaşan, inanılmaz bir paraya hükmeden, nihai olarak bu ülkenin yönetimine ve işleyişine tamamen hâkim olmayı amaçlayan, her türlü suçu işleyebilecek, hiçbir ahlâki/ hukuki sınır tanımadan, o altyapıyı hazırlamaya çalışan bir suç çetesi mi? Bu yönde çok ciddi iddialar ve iddiaları destekleyen çok fazla delil var."
Bu sözlerden, Cihaner'in, Gülen hareketi hakkında çok olumsuz bir kanaate sahip olduğu anlaşılıyor. Zaten Cihaner, aynı röportajda, Gülen'in aleyhinde herhangi bir işlem başlatanların hemen itibarsızlaştırıldığını ve yıpratıldığını da belirtiyor.
Biz Türkiye'de hep yargı bağımsızlığından söz ediyoruz. Ama maalesef, bağımsızlığın tarafsızlığı sağlamadığını Cihaner örneğiyle de kanıtlamak mümkün. CHP, inanmış kitlelere son derece itici gelecek bir ismi, biraz da YSK kararıyla ve kim bilir kimlerin ısrarlı telkinleriyle bünyesine aldı. Bu durumda, "Gülen'e dokunan yanıyor" cümlesi doğru değil. Çünkü Cihaner, Gülen'e dokunduğu için şimdi milletvekili oluyor.
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle