En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

CHP’nin çılgın projesi Hurşit Güneş mi yoksa?



Hurşit Güneş, rahmetli Turan Güneş’in oğludur.

Kandıralıdır.

Biz, babasını tanırız...

Babası, nasıl derler, biraz sıra dışı bir adamdı. Klasik CHP’li reflekslerine sahip biri değildi; dobraydı dobra, sözünü sakınmazdı, işlek bir zekası vardı ve galiba biraz da tuhaftı.

Tuhaflığı şundan:

Çoğunluk onu, Kıbrıs Barış Harekâtı döneminden, özellikle “Ayşe tatile çıktı” parolasından tanıyor ama aynı zamanda vecize gibi sözlerin sahibidir. Mesela, “Bizde bir ileri gelenler vardır, bir de ileri gidenler vardır. İleri gelenler itibarlı kişilerdir, ileri gidenler ise cezalandırılacak kişilerdir” sözüyle, sistemin röntgenini çekmiştir ki, tuhaf adam payesini kazandırsa da pek az kişinin göze alabileceği bir cesaret örneğidir.

Rahmetli, akademisyendi. Prof.’tu yani... İdare Hukuku uzmanıydı. Öğrencilerinin anlattığına göre, dersleri çok renkli, bol şamatalı ve nükteli geçermiş.

Öğrencisi olamadım ama okuru oldum.

Bir eseri vardır: “Araba Devrilmeden Önce...”

Başka eserleri de vardır, “Türk Demokrasisinin Analizi” gibi ama kulak asmayın.

Kitabı (Araba Devrilmeden Önce), hafif liberal tatlar barındıran, yol kazası öncesi şeraitini babacan bir sorumluluk duygusuyla ve nükteli bir dille anlatan, harikulade bir eserdir.

Elbette sapına kadar devletçiydi (başka türlüsü mümkün mü?), sorunlarımızın “meşruiyet” temelinde kendisini gerçekleştirmiş “güçlü ve bağımsız devletle” çözülebileceğine inanıyordu ama “hürriyetçi” tutumu istemese de “liberal saflara” sürüklüyordu onu.

Eski DP kurucusu ve milletvekilidir.

Ünlü “ispat hakkı” tartışmasından sonra partisiyle yollarını ayırdı.

Bir dönem, “Hürriyet Partisi”nde bulundu.

Fevzi Lütfü Karaosmanoğlu, Ekrem Alican, Fethi Çelikbaş, Coşkun Kırca gibi, bir bölüğü sonradan “CHP tipi ilericiliği” keşfedecek isimlerle, Hürriyet Partisi çatısı altında, Adnan Menderes’i liberal olmaya zorladı.

Liberal heveslerle kalkıştı ama Menderes’in soluna düştü.

Menderes, CHP’de boncuk bulan Hürriyet’çilere göre daha solda duruyordu çünkü.

Rahmetli, 60 darbesinden sonra da, “konvansiyonla” yakınlaştı. Kurucu Meclis üyesi oldu, filan.

Diyorum ya, biraz tuhaf bir adamdı.

Bir eseri daha vardır:

Prof. Dr. Hurşit Güneş...

Ne zaman Hurşit Bey’i dinlesem ya da bir beyanatıyla karşılaşsam, anlaşılmaz bir tedirginlik çöküyor üzerime. Her an bir pot kıracakmış, her an bütün çamları devirecekmiş gibi, müteyakkız oluyorum.

Deviriyor da...

Çam mam bırakmıyor...

Bir defasında, refahı eğitilmiş kitlelerin talep edebileceğini, dolayısıyla istikbaldeki CHP iktidarının ancak “eğitilmiş kitlelerle mümkün olabileceğini” söylemişti, “eğitim şart” kıvamında bir dille. Yani, “Halk cahil olduğu için CHP’ye oy vermiyor” demeye getirmişti.

Bir de, içinde “Kürt” ve “kucak” geçen bir beyanat atfedilmişti kendisine ama oralara girmeyelim.

Günahını almak istemem.

Fakat, “Cumayı kazaya bıraksalardı” sözü ve o sözünü teyiden yaptığı bir açıklama var ki, tam ömürlük...

İddiasından vazgeçmiyor: “Cumanın kazası elbette olur. Kim demiş olmaz diye?”

Eskiden aydınlar “bilmemekle” övünürlerdi. Halkın dinine ve mukaddesatına ne kadar yabancıysan, o kadar “aydın” ve “ilerici” sayılıyordun.

Şimdikiler “bilmekle” övünüyorlar...

Gelgelelim, bildiklerini sandıkları her şey yanlış...

Bazen diyorum ki, CHP’nin çılgın projesi Hurşit Güneş mi yoksa?

Daha çılgını olamaz çünkü.

star



Bu yazı 1,515 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,831 µs