En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Köylü nüfusumuzun oranı nedir?



Köylüler ne zaman manşet olur” diye sorup dururum...
Ama cevap galiba “hiçbir zaman”...

Çünkü bakıyorum artık ne köylülerden, ne de köylülükten söz ediyoruz...

Tarımla ilgili hayati yorum konuları bile sayfa aralarında unutulup kalıyor... 

Bunlardan biri de Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in Adana’daki bir toplantıda söyledikleriydi...

***

Bakan Eker’in, “2002’de Türkiye’nin tarımda dünya sıralamasında 11’inci ülkeyken 2010 itibariyle 8’inci büyük tarım ekonomisi haline geldik. 

2002’de tarımda 7,5 milyon nüfusla 23 milyar dolar hâsıla yaratılırken, 2010 sonunda bu rakam 5,7 milyon nüfusla 61,8 milyar dolara ulaştı. 

Bu Dünya Bankası raporlarına yansıdı. 

Bu dönemde Fransa’yı, İtalya’yı ve İspanya’yı geride bıraktık. Avrupa’nın birincisi olduk” müjdesini verdiği o konuşmada beni ürküten satır aralarındaki gerçekler oldu.

Hele hele siyasetin hiç hoşlanmadığı “kıyaslama” metodunu kullanarak Türkiye ile dünyayı birlikte değerlendirince...

***

Örneğin, 2010 yılsonu itibariyle tarım sektöründe 5,7 milyon kişinin çalışıyor olması... 

5,7 milyon, çalışan aktif nüfusun yüzde 25,2’sine denk geliyor... 2010’da istihdam edilenlerin yüzde 25,2’si tarım, yüzde 19,9’u sanayi, yüzde 6,3’ü inşaat, yüzde 48,6’sı ise hizmetler sektöründe yer almakta...

Hâlbuki AB ortalamasında tarım sektöründe çalışan nüfusun payı yüzde 4...

Şöyle de söyleyebilirim, Hollanda bizim ciddi bir başarı göstererek ulaşmış olduğumuz tarımsal üretim kadar, yani 60 milyar dolar ihracat yapıyor... Ve tarımda çalışan nüfusunun sayısı altı yüz bin kişi... 

ABD’de ise 3 milyon civarındaki çiftçi, yani bizdeki çalışan tarım nüfusunun yarısı kadar bir nüfus, hem 300 milyonluk Amerika’yı besler, hem de Hollanda kadar ihracat yapar...

***

Bu fark nereden geliyor ve neden bu kadar büyük?

Aslında bu sorunun cevabını da gene andığım ve kimsenin üzerinde durmadığı o konuşmada Mehdi Eker veriyor:

Mehdi Eker, sürdürülebilir tarımın önündeki en büyük engellerden birinin özellikle miras yoluyla toprak bölünmesi olduğunu belirtiyor...

Ve şöyle devam ediyor: 

“Dünyanın hiçbir yerinde, ne ABD’de ne de Avrupa’da bu kadar arazi bölünmesi yok.

Medeni Kanunu aldığımız İsviçre’de

bile yok. 

Onlar bu işi 1930’larda halletmişler. 

Tarımdaki en büyük sorun olan miras yoluyla toprak bölünmesini engelleme sürecine girdik. 

Önceden 2 hektar olan bölünme sınırını 20 hektara kadar çıkardık. 

Ayrıca dağınık parselleri de birleştirme işlemlerimiz tüm hızıyla sürüyor. 

Arazilerin toplulaştırılması hem sulama hem de ekim açısından büyük fayda sağlayacak. 

Toplam 14 milyon hektar toplulaştırma kapsamında bulunuyor. 

Şimdiye kadar 3 milyon hektarda toplulaştırma çalışmasını tamamladık. Geriye kalan 11 milyon hektarı da önümüzdeki dönemde hızla gerçekleştireceğiz.”

“14 milyon hektar toplulaştırma kapsamında bulunuyor” demek, “nohut oda bakla sofa” düzeyinde bölük pörçük, piyasaya üretim yapılamayacak minnacık arazi demek...

Neden?

Çünkü Tarım Bakanı Eker’in büyük çabasına rağmen miras hukukunda bölünmeyi durduracak gerekli değişikliğin devlet muhalefeti nedeniyle gerçekleşememesi...

Hâlbuki örneğin İngiltere’de 12’inci yüzyıldan beri yürürlükte olan miras hukuku bölünmeyi önler...

Bizim yasamamız 12’inci yüzyıldaki İngiltere noktasına gelecek bir yasal düzenlemeyi yapamıyor...

***

Gerisini konuşmaya gerek yok... 

AK Parti’nin 2023 vizyonu iyi oldu, gerçeklere geri döndük...

Şimdi çalışan nüfusun dörtte birini oluşturan tarım nüfusu 2023’de nereye inecek acaba?

AB ortalamasının şu anda yüzde 4 olduğunu zaten söylemiştim...

star



Bu yazı 1,705 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,271 µs