En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Kime soracağız, Ankara’ya mı?



Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, bugüne kadar hiç sektirmediği Washington’da düzenlenecek olan G-20 Bakanlar Toplantısı ile IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları’na katılmayacağını duyunca meraklandım...

Meğer nedeni “Seçim Beyannamesi” çalışmalarıymış... Demek ki iktidar partisi için “Seçim Beyannamesi” hala çok önem taşıyor. Madem öyle... 2007 yılı AK Parti Seçim Beyannamesi’ne geri dönüp yeniden bakabiliriz... Örneğin, şu anda gündemdeki Avrupa Birliği faslına...

***

Önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünyada hiçbir örneği olmayan yüzde 10 seçim barajı için, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesine “yeri geldiği zaman eğer bu barajın biraz düşürülmesi gerekirse onu da yine halkımızla müzakeresini yaparız, ama onu size soracak değiliz” diyordu... Peki, 2007 yılı Seçim Beyannamesi’nde de durum aynı mıydı?

***

2007 yılı Seçim Beyannamesi’nde AK Parti: “AB’ye tam üyelik, hem halkımızın hayat standardının yükseltilmesi hem de yakın çevremizde bir güven ve istikrar alanının oluşması için gereklidir” demekteydi... Cümledeki “hayat standartlarının yükseltilmesi” ifadesi parti tarafından koyu harflerle belirginleştirilmişti...

***

Devam edelim: “Türkiye’nin yakın bölge ve çevre havzalardaki politika öncelikleri, Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci ile bütünlük arz etmektedir. AK Parti, AB-Türkiye ilişkilerini ikili ilişkilerin yanı sıra küresel ve bölgesel barış ve düzen perspektifini de içeren stratejik bir vizyon çerçevesinde değerlendirmektedir.

Bu perspektiften bakıldığında  AB-Türkiye ilişkileri, küresel barışı tehdit eden gerilimlerin yumuşatılmasında, uluslararası terör, kültürel çatışma, enerji güvenliği gibi risk alanlarında küresel işbirliğinin yaygınlaştırılmasında önemli bir mihver niteliği taşımaktadır.”

***

AB bu kadar önemli ve değerli ise neden bugüne kadar AB üyesi olamadık? AK Parti’nin 2007 yılındaki cevabına dikkat etmenizi isterim: “Daha önceki dönemlerde Türkiye iyi hazırlanamadığı ve demokratik standartlarını yükseltemediği için AB’nin genişleme dönemlerinde önemli fırsatlar kaçırılmıştır.”

Aslında son dört yıllık tüm süreci anlatıyor... O zamanlar AK Parti siyasal iktidardı ama Ankara’daki statükoya muhalifti... Birinci Cumhuriyet’e karşı Türkiye halkının “hayat standartlarını yükseltecek” olan AB reformlarının samimi takipçisiydi...

***

Devam edelim: “AK Parti, AB katılım sürecini hem bir entegrasyon hem de Türkiye’nin siyasal, ekonomik, sosyal ve yasal standartlarını yükselten bir yeniden yapılanma süreci olarak değerlendirmektedir. AB müktesebatını tarama çalışmaları, ülkemizde pek çok alanda gerçekleştireceğimiz yapısal dönüşümün alt yapısını hazırlamıştır.. 2007 başında aldığımız kararla fasılların müzakerelere resmen açılıp açılmamasına bakmaksızın pek çok alanda reformlar hızla devam edecektir.” Ediyor mu, ediyor ise acaba önünde hiçbir engel bulunmayan “Rekabet Dosyası” neden açılamıyor?

***

Son olarak şunu da okuyalım: “17 Nisan 2007’de açıkladığımız ‘Türkiye’nin AB Müktesebatına Uyum Programı’ 2007-2013 yıllarında gerçekleştirilecek reformların detaylı bir açılımını, takvimini ve sorumlu kuruluşlarını içermektedir. 188 yasal düzenleme ve 576 ikincil düzenlemeyi kapsayan bu doküman, AB katılım sürecinin siyasi sorunlarından bağımsız olarak Türkiye’yi en yüksek standartlara ulaştırma konusundaki kararlılığımızın somut bir göstergesidir.” 2011 yılına geldik... 188 yasal düzenleme... Ve 576 ikincil düzenlemeden ne kadarı gerçekleştirildi acaba?

***

“Daha önceki dönemlerde Türkiye iyi hazırlanamadığı ve demokratik standartlarını yükseltemediği için AB’nin genişleme dönemlerinde önemli fırsatlar kaçırılmıştır” anlayışından... Hiçbir ülkede örneği olmayan yüzde 10 seçim barajı için “size mi soracağız” noktasına...

Ankara muhalifliğinden, Ankara savunmasına...

***

2007 yılı Seçim Beyannamesi’ne baktıkça, nereden nereye gelindiğini gördükçe...

Ali Babacan keşke G-20 Bakanlar Toplantısı’na gitseydi diye düşünüyorum...

star



Bu yazı 1,467 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,634 µs