En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Acemilik, kalfalık, ustalık derken...



Bazı Ak Parti milletvekilleri için önümüzdeki dönem Meclis'teki ömürlerinin sonu olacak; bunlar arasında Tayyip Erdoğan da var.


Sebebi, partiyi kurarken alınan, milletvekilliğini üç dönemle sınırlayan ilke kararı...

En azından bir dönem dinlendikten sonra yeniden aday olabilecek 'nadasa çekilmiş' Ak Partililer...

Diğer partilerde böyle bir ilke yok ve Ak Parti dışındakilerin zaten hayli kıdemlilerden oluşan kadrosu, bu seçimde 'devlet partisi' mensuplarından da takviye alarak, çok daha deneyimli hale geldi. "Milletvekillerimizin yaş ortalaması 30'un altında" propagandası aklınızı karıştırmasın, CHP'de ipler, yıllarını Meclis koridorlarını arşınlayarak geçirmişlerin elinde hâlâ...

'Kıdem' ve 'deneyim' sözcüklerinin anlam taşıdığı nadir uğraş alanlarından biridir politika ve bu yüzden her partinin kadrosunda siyasi tarihe tanıklık etmişlerin bulunması doğaldır. Meclis ömrünü sınırlamak darbelerle yapılanı darbesiz dönemde de sürdürmek anlamına gelir. Darbecilerin sistemi kesintiye uğratarak, o olmadı siyasi yasak getirerek yaptığını, 'ilke kararı' ile darbesiz dönemde tekrarlamak hatalıdır.

Amerikan Kongresi'nde 1963 yılından beri Senato'ya seçilip duran bir politikacı var (Daniel Inouye); Obama'nın başkan yardımcısı Joe Biden ilk kez 1973 yılında senatör seçilerek Washington'a gelmişti, başkan yardımcısı olduğu için istifasına kadar hiç terk etmedi Kongre'yi...

Fransa, Almanya ve İngiltere'de de yasama organlarında 'deneyimli üye' durumu ABD'den pek farklı değildir.

Nüfusunun üçte ikisi 35 yaşın altındaki gençlerden oluşan bir ülkede Meclis'in 'yaşlılar koğuşu' görüntüsü vermesi düşünülemez elbette, ancak her üç dönemde bir, grubu zorunlu kesintiye uğramış bir parti de fazla güven vermez.

Bu konuyu bana düşündüren, 'ilke kararı' konusunda sert mesajlar verilmesine ve çok sayıda milletvekilini bu seçimde aday göstermemesine rağmen, Ak Parti'nin beş-altı dönemdir Meclis'te bulunan bazı isimlerden bu defa da vazgeçememesi... Siyasi tarihi partinin kuruluşuyla başlatan bir hesap anlayışını dışa vuruyor belki bu tercih, ancak 'kıdem' ve 'deneyim' konusunun önemini kavrayışın bir tezahürü olarak da görülebilir.

Siyasi hayata gözünü başka partilerde açmış isimlerin eski kıdemi sayılmayacak da, tırpan, Ak Parti'yle siyasete girmiş olanlar için mi çalışacak yalnızca? Neden? O kişilerin vazgeçilmez oluşlarının veya siyasete Ak Parti'de başlamışların nadasa bırakılabilmelerinin mantıklı sebebi nedir?

Tayyip Erdoğan ilke kararının kendisine de uygulanacağını defaetle vurgulamış olmasaydı, bu konu üzerinde durmanın fazla bir anlamı olmayabilirdi; ancak "Benim son dönemim" ısrarı hem kendisini hem de partisini ileriki günlerde gereksiz yere zorlayabilecek bir psikolojik engel teşkil ediyor. Önümüzdeki dönemin gündeminde bulunan anayasa çalışmalarını sıkıntıya sokabilecek, cumhurbaşkanlığı seçiminde sonucu olumsuz etkileyebilecek yanlışlıklara kapı aralayabilir bu ısrar...

Acemilik ve kalfalık dönemlerinin kısa sürmesinde hiç mahzur yok, ancak ustalaşanların birdenbire ortalıktan çekildiği ve acemilerle kalfaların güdümüne bırakılmış bir siyasi ortamın tadı da hayrı da olmaz...

 zaman



Bu yazı 1,379 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,470 µs