En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

Kurtarıcılar her yerde



Daha ilk kıpırdanmalar Libya'da başladığında "Hiçbir şey göründüğü gibi değil" uyarısını ağzından işittiğim işadamı "Bu işlerin arkasında eski kral ailesinden bir Libyalı var" demişti.


Notlarımda bu kadarı okunuyor. Adamın adı İdris miydi, Muhammed mi, önemsemediğim için yazmamışım...

Oysa her ayaklanan ülkede perde gerisinde kimin olduğu çok önemli.

İki dönem Meclis'te bulunmuş, bu konulara meraklı Tevfik Diker "Suriye'deki ayaklanmayı perde gerisinden yönlendiren kişi yeniden ülkemize geliyor, haberdar mısın?" diye aradığında söylediği isim bana biraz tuhaf geldi önce. Araplar adlarını Latin harfleriyle yazarken biraz zorlanıyorlar; "Ferid Kadri" dediğindeyse kimi kastettiğini anladım. Kendi yazdığı biçimiyle Farid Ghadry, on yaşından beri ülkesine ayak basmamış bir Suriyeli... 11 Eylül sonrasında Ortadoğu'ya nizam vermek üzere ABD'de planlar yapılmaya başlandığında "Suriye'nin başına bu yakışır" diye bulunan bir işadamı...

Saddam sonrası Irak'ı yönetmek üzere de Ahmed Çelebi'yi (Ahmad Chalabi) bulmuşlardı.

Irak için Çelebi, Libya için Senusi, Suriye için Kadri... Eminim, Suudi Arabistan ve Bahreyn için de uygun yönetici adayları vardır...

Ortadoğu'da kendi gücü iktidarı ele geçirmek için yetmeyen her muhterisin Wshington'daki uğrağı Dick Cheney'in ofisiydi sekiz yıl boyunca... Bizden de pek çok siyasetçi yolunu o ofise düşürdü. "Cheney'in ofisinden birileriyle görüştüm" demek o denli caka satıyordu ki, önemli bir yazarı 'Ergenekon' sürecinde gözaltına alınan gazetenin Washington temsilcisinin "Benimle de görüştüler" müjdesi yazarı bayağı heyecanlandırmıştı; iddianamenin eklerinden okunabiliyor.

Kadri (Ghadry) 2003 yılından beri benim radarıma takılmış bulunuyor; o yılın kasım ayında bir hafta sonu Washington'da "Suriye'nin geleceğinde ben de varım" diye çıkış yaptığı günden beri... ABD başkentinde yaşayan bir işadamıydı Kadri, kendisine akıl verenlerin yönlendirmesiyle 'Suriye Reform Partisi' adıyla bir örgüt oluşturmuştu. Çıkış amacını şöyle izah etmişti: "Suriye'de demokrasi istiyorsanız, biz varız demek..."

Amerikan askerlerinin Irak'ı işgal ettiği ilk günlerde (Nisan 2003), Kadri, "ABD'nin eline tıpkı Irak'ın Baas Parti'sini yok ettiği gibi Suriye'deki Baas'ı da yok etmek üzere Şam'a gitmek için altın bir fırsat geçmiş bulunuyor" diye yazdı.

2005 yılında, Ahmet Çelebi, Suriyeli dostu Kadri'yi 'Karanlıklar Prensi' Richard Perle'ün evine götürmüştü. Üçlü, Irak'a yapılana benzer bir operasyonu Suriye için de planladılar o görüşmede...

Perle ve Cheney ile dostluğu Kadri'yi bu dostlarının bile beklemediği aşırılıklara sürükledi. Bir yandan "Ben buradayım" mesajını vermek üzere Neo-Çılgınlara ait gazete ve dergilerde yazılar yayımlıyor, bir yandan da İsrail Lobisi ile üyelik ilişkisi kuruyordu Kadri. Amerikalı dostları için ismini bile değiştirmişti; artık ondan "Bizim Frank" olarak söz ediyorlardı.

İsrail'i Washington'da temsil eden AIPAC adlı örgüte üye olmuş, her yıl muazzam bağışlarda bulunmaya başlamıştı.

Bir ayağı da İstanbul'daydı Ferid Kadri'nin... 2005 yılı Haziran ayında Arı Hareketi tarafından İstanbul'da düzenlenen 'BOP'ta Demokratikleşme ve Güvenlik' başlıklı toplantıya katılan "Geleceğin Büyük Ortadoğusu'nun liderleri" arasında o da vardı. Toplantıdaki varlığı "Bir Suriyeli muhalefet şahsiyetinin Türkiye'deki ilk açık faaliyeti" olarak ilân edilmişti.

Daha sonraki gelişlerinde haber kanallarına çıktı Ferid Kadri, Suriye'de yönetimi ele almaya hazır olduğunu ekranlardan da ilân etti.

Ahmed Çelebi Irak'ta ABD'yi rezil edecek işlere girdi; Bush'u bile çileden çıkartıp "Yüzüne tüküreceğim" diyecek raddeye getirecek işlere... Ferid (veya 'Frank' mi demeliyim?) Kadri'nin ne olacağı da ne olduğundan az çok belli.

İşi 2008 yılının son günü İsrail gazetelerinde "Araplar karar vermeli" başlığı altında Gazze'de yapılanları az bile bulan yazılar yayımlamaya kadar vardırdı. "Ya Gazze gibisin ve yok olacaksın, ya da Dubai gibisin ve kalkınacaksın" formülünü ilk ifade eden odur.

Bir yıl kadar önce Kudüs'e gidip İsrail Parlamentosu (Knesset) Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısına katıldı. (Nedense Suriyeli muhalifler İsrail'i pek seviyor; bir başka muhalif olan İbrahim Suleiman da aynı komite önünde konuşmuştu.)

Tevfik Diker, "Ferid Kadri önümüzdeki günlerde yeniden Türkiye'ye gelip ekranlarımızı şenlendirecekmiş" dediğinde bu yüzden hiç şaşırmadım.

Irak'ı 'kurtaran' Ahmed Çelebi'yi tanıyorum, Suriye'yi 'kurtaracak' Ferid Kadri'yi biliyorum da, Libya için düşünülmüş, Dick Cheney'in ofisinden onaylı 'kurtarıcı'nın tam ismini neden bilmiyorum?

zaman



Bu yazı 1,364 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,293 µs