En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

Basılmamış kitabın davası olur mu!



Öncelikle bir gerçeğin altını çizelim. Ergenekon Davası’na inanan, destek veren medya muhafazakar ve liberal medyadır.

Bu medya ve çalışanları, Türkiye’de Derin Devlet denilen olgunun tüm cinayetleri, tezgahları ile birlikte tarihin çöp sepetine gitmesi uğraşı vermektedir.

Davayı küçültmeye çalışan, iddianame ile alay etme çabasına giren medya da askerci medyadır.

Yargı ile asker arasında kuryelik yapan, AK Parti’nin kapatılması sürecini ‘411 el kaosa kalktı’ manşetiyle başlatan, Ergenekon’un hedefi aydınları manşetten karalayan medya da bu medyadır.

(Elbette, bu medya içinde de demokratik, hukuka saygılı bir Türkiye için mücadele eden, buna inanan saygın çok isim vardır.)

Bu nedenle, Türkiye’de medya ortasından ikiye bölünmüş durumdadır.

Öyle ki, gelişmeleri anlamak için bu medya gruplarından sadece birini okumak yetersiz hale gelmekte.

Ahmet Şık’ın Ergenekon Örgütü’nün talimatıyla yazdığı iddia edilen kitabına yönelik uygulama bunun son örneği oldu.

Ergenekon’un üzerine giden medya, bu olayı çift sütun haberlerle geçiştirdi, askerci medya manşete çıkardı.

Çünkü bu davanın inandırıcılığını zayıflatmak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı.

Bu fırsat sağlandı.

Doğrusu, herkesin fikir özgürlüğü yönünde taraf olmasıydı.

Bir kitapla çökecek bir davadan Türkiye’ye bir hayır gelmeyeceği bilinmeliydi.

Hakkında kesin hüküm verilmemiş bir örgütü savunmak amacıyla yazılmış ama basılmamış bir kitabın yarattığı skandal bu davaya kuşkuyla bakanların elini güçlendiriyor.

Son dönemdeki uygulamalar kuşku katsayısını artırıyor.

Kitaba veya taslağına yönelik uygulama, Ergenekon Davası’na hem yurtiçinde, hem yurtdışında ciddi hasar vermiştir.

Aslında kitabın yayınlanmasının Ergenekon Davası’na zarar vereceğini savunanlar ve bu yönde karar verenler, daha büyük bir zarara yolaçtılar.

Gazetelerin, yayınevlerinin basılması, kitabın kopyalarının silinmesi, gazetecilerin tehdit edilmesi, Türkiye’yi kıyaslamak istemediğimiz ülkelere benzetiyor.

Kitaptan, yazıdan korkmak otokratik ülkelerin temel özelliğidir.

Savcının örgütsel döküman iddiası bana 12 Eylül’de yaşanmış bir olayı hatırlattı.

Cezaevinde her grup birarada yaşarken kimseye bulaşmayan küçük bir sol grup varmış.

Tutuklulardan biri bu grubun ne olduğunu sorunca, arkadaşı anlatmış, ‘O Ali’nin Grubu’ demiş ve devam etmiş: Ali arkadaşlarının yazdığı mektupları saklamış, evi basılınca mektuplar ele geçmiş. Mektup yazan herkes içeri alınmış.’

Bu da ‘Ahmet Şık’ın örgütü’ oluyor herhalde, kitabı gören herkes örgüt üyesine dönüşüyor.

Tek özelliği ‘Ergenekon Davası’nı zayıflatmak olduğu söylenen bir kitaba yönelik böyle bir tutum işin zıvanadan çıktığını gösteriyor.



Bu yazı 1,604 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,809 µs