En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Sağlık haberleri kafa karıştırıyor



“Sağlık haberlerine dikkat edin!
Sağlık haberleri müthiş ilgi görüyor. Bu haberlere dayanarak sağlığına yön vermeye çalışanlar bile var.

Bu son derecede tehlikeli bir yaklaşımdır. Benim önerim bu konuda ciddi bir “filtre” mekanizması oluşturmanız, her okuduğunuza inanmamanızdır.”

Bunlar Osman Müftüoğlu’ nun 23 Mart 2011 tarihli Hürriyet gazetesindeki yazısının başlangıç cümleleri(1).

Sağlık haberlerine kanmayın

Sağlık haberlerinin müthiş ilgi gördüğü sözüne aynen katılıyorum ama “sağlığına yön vermek isteyenler bile var” yerine “sağlığına yön vermek isteyen pek çok kişi var” demek daha doğru olur.

Birçok insanın ne yiyip içeceklerine, hangi vitamini hangi antioksidanı hangi bitkisel destek ürününü alacaklarına gazetelerdeki yazılara televizyonlardaki haberlere göre karar verdiklerini çok iyi biliyorum.

Bu konuda ciddi bir filtre mekanizması oluşturma ve her okuduğumuza inanmama tavsiyesi de çok yerinde; hatta o kadar yerinde ki bence buna Osman Müftüoğlu’ nun kendi yazılarını da dâhil etmek gerekiyor.

Bitkisel desteklere dikkat!

İki gün önceki “Vitamin dosyasında son sözler” (2) başlıklı yazısından şu cümleler buna iyi bir örnek:

Önce “Özellikle bitkisel bir destek kullanmaya karar verdiğinizde daha dikkatli olun. Çünkü çoğu kanıtlanmamış hiçbir yararları olmamasına rağmen (mesela gotukula, spirulina) hala inatla satılıyor”  diyor ki bence de çok doğru bir söz ama hemen ardından gelen ifadeler insanın aklını karıştırıyor:

“Prostat iriliğini kontrol altına alma hatta prostat bezini küçültmek için Saw Palmetto özlerinden faydalanabilirsiniz. Ben Saw Palmetto ile birlikte kabak tohumu çekirdeği (Pumpkin Seed) ve “Pygeum kabuğu” tozu içeren kombine ürünleri daha çok tavsiye ediyorum.”

“Çam kabuğundan elde edilen piknogenol özlerinin yıldızı giderek parlıyor, aklınızda olsun.”

Omega 3 alalım mı almayalım mı?

Önce “Omega 3 desteklerinin bazıları cıva, kadmiyum, PBC’ lerle kirlenmiş olabiliyor” diyor ve hemen aşağısında

“Omega 3 günün her saatinde aç karına veya tok karına alınabilir. Uzun süre rahatlıkla kullanılabilir.“ sözleri yer alıyor.

Zayıflama hapları işi de karışık

Önce “Biz kliniğimizde “zayıflama hapları” kavramını yıllar önce yasakladık.” diyor ama ardından gelen cümle şu:

”Zayıflama haplarının doğal olanlarına da reçete ile satılanlarına da ben asla inanmam. Zaman zaman L-karnitin CLA, yeşil çay özü ve krom desteklerini önersek bile daha hemen işin başında bu işe bel bağlamamak gerektiğini hastalarımıza mutlaka hatırlatırız. “

Madem bu haplara hem kendiniz asla inanmıyor hem bel bağlamamak gerekiyor diyorsunuz da, o zaman niye öneriyorsunuz anlayabilene aşk olsun!

Açai meselesi de çok karışık

Osman Müftüoğlu’ nun bir buçuk sene önceki “Kadınlar için süper besinler” (3) yazısında şu satırlar yer alıyor:

“Açai: Açai meyvesinde tıka basa antioksidan var. Ayrıca kaliteli yağ asitlerinden ve aminoasitlerden de çok zengin. Yağ asidi yapısı zeytinyağına benziyor.”

“Amerika’da son yıllarda tam bir “açai çılgınlığı” yaşanıyor. Açai, Amazonlar’da yetişen bir tür palmiyeden elde edilen yüksek enerjili bir meyve. Çoğu zaman meyveden ziyade suyu tüketiliyor. Tıpkı üzüm gibi açaide de mor rengini oluşturan muhteşem antioksidanlar var. Antioksidan gücünün mükemmel olduğu belirtiliyor.”

İnsanın bu satırları okuduğunda açai adını duyduğu zaman ayağa kalkıp selam durası geliyor ama iki ay önceki “Altın çilek zayıflatmaz” (4) başlıklı yazısı açai haplarına dünyanın parasını verenlerin moralleri bozuyor:

“Hele hele son aylarda tam bir maskaralık haline gelen “altın çilek masalı” nı izledikçe sadece üzülmüyor sinirleniyorum da! Çünkü alın çilekte bizim meyvelerde olandan fazla hiçbir özellik yok. Hatta altın çileğin ciddi bir antioksidan ve besleyici bir unsur olduğu bile söylenemez. Hele hele bu meyveden yapıldığı iddia edilen hapların zayıflatması asla mümkün değildir. Bu haplar da tıpkı geçen yıl vizyonda olan (!) palavra acai haplarından farksız.”

Berry meselesi

“Altın çilekte bizim meyvelerde olandan fazla hiçbir özellik yok” sözüne de şapka çıkarmamak mümkün değil ama o zaman

“Elderberry özleri bilinçli kullanılırsa güçlü antiviral etkileri ve bağışıklığı düzenleyici faydaları nedeniyle tavsiye ediliyor.” ve

“Cranberry özleri özellikle tekrarlayan, koli basili kökenli sistitlerle mücadelede işe yarıyor.”

ifadeleri bizim kızılcığın, böğürtlenin, dutun, çileğin çanına ot tıkamış olmuyor mu?

Gelelim neticeye

Osman Müftüoğlu yazısında geçen “her okuduğunuza inanmayın” sözleri ile bize beyin jimnastiği yaptırmak ve kendisini dikkatli okuyup okumadığımız sınamak istemiş olabilir ama kusura bakmasın benim aklım fena halde karıştı.

Bana kafamdaki bu karışıklıkları giderecek, yazdıklarını kolayca anlamamı sağlayacak mutlaka “yabancı isimli” çok özel bitkisel bir destek tavsiye ederse çok memnun olacağım.

Ben de tam bir maskaralık haline gelen beslenme ile ilgili yazıları okudukça sadece üzülmüyor sinirleniyorum da!

Bu vesile ile kendi sözlerini hatırlatmak istiyorum:

“Beslenme konusunda yazılan her satırın ileri sürülen her görüşün, dile getirilen her tavsiyenin ciddi bir “filtreden geçirilmesi” gerektiği de unutulmamalıdır… Beslenme konusunda yazıp çizen ben dâhil herkesin daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.”

 KAYNAKLAR

   1. http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/17346507.asp?yazarid=96&gid=61
   2. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17326625_p.asp
   3. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=12547651&tarih=2009-09-25
   4. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=16954371&p=2



Bu yazı 1,952 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,886 µs