En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

O size apansız bir gelişten başkası değildir...



Japonya depreminin ardından atılan başlıklara baktım da, neredeyse bütün gazeteler, içinde "kıyamet" geçen bir başlıklar kullanmış.
Her bir deprem haberi başlığının manasında geçmişte yaşanmış büyük felaketlerin kutsal metinlerde anlatılışlarına atıflar da var.
"Nuh Tufanı" gibi demiş bir gazete.
Fakat daha çok gelecekte yaşanacak olana dikkat çekmiş.
'Kıyamet" demişler, "Kıyamet gibi" demişler.
Bu türlü felaketlerin insanlara kıyameti hatırlatması aslında normal bir durum.
Kutsal kitabımız Kur'an Kıyamet tasvirlerine yer verir.
Anlatılan tablo korkunçtur.
Kimse o hengâmede yaşamak istemez!
Dağlar yürür, denizler kaynar, güneş dürülür, hamile kadınlar çocuklarını düşürür. Küçük çocukların bile olayın dehşetinden saçları ağarır...
Kıyamet yaklaşmakta olandır!
"İnsanları sorgulama zamanı yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar. "
"Ne bilirsin ki kıyamet saati pek yakındır." (Şuara suresi 17)
Elbette kıyametin ne zaman kopacağını merak ediyor insan. Ama bu bilginin insana verilmemesi ayrı bir rahmettir.
Bilsek ne olacak ki!
Nereye kaçacak, nasıl kurtulacağız?
Ayet cevap veriyor: "De ki onun ilmi yalnızca Rabbimin katındadır. Onun süresini O'ndan başkası açıklayamaz. O göklerde ve yerlerde ağırlaştı. O, size apansız bir gelişten başkası değildir."
"Ne bilirsin, belki kıyamet saati pek yakın da olabilir."
"Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu eski durumuna iade edeceğiz..."
Aslında depremin Kuran'da anlatılan Kıyamet'e benzetilmesi hiç de öyle yadırganacak bir şey değil.
Deprem de öyle, Kıyamet gibi aniden geliyor.
Kıskıvrak yakalıyor, insana kaçacak yer bırakmıyor.
Ve insan soruyor şaşkınlıkla "Ne oluyor bu yere" diye.
"...İşte onun işaretleri gelmiştir..."
"Hayır, onlara apansız gelecek de, böylece onları şaşkına çevirecek. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ne onlara süre tanınacak."
"...Onlar birbirleri ile çekişip dururken o kendilerini yakalayıverir. Artık ne bir tavsiyede bulunmaya güç yetirebilirler ne ailelerine dönebilirler. "
"Yer o şiddetli sarsıntıyla sarsıldığı, yer ağırlıklarını dışa atıp çıkardığı ve insan "Buna ne oluyor" dediği zaman, o gün yer haberlerini anlatacaktır. Çünkü senin Rabbin ona vahyetmiştir."
Hadisler ise insanlığın kıyamete gidiş sürecine yönelik haberler verir.
Neredeyse bugün yaşanılan bütün büyük olaylar genel olarak Peygamberimiz tarafından "Kıyamet alametleri" olarak haber verilmiş.
Efendimiz kıyamete yaklaştıkça depremlerin çoğalacağından bahsetmiş.
Bütün bunlar bir tarafa "Her insanın ölümü kendi kıyametidir" denilmiş.
Bence bu konuya odaklanmak Kıyamet'e odaklanmaktan daha faydalıdır.
Ölüm de kıyamet, deprem gibi aniden gelecek.
Ve biz o zamanı asla önceden bilemeyeceğiz.
Hani derler ya "Bilmek istemezsin."
İşte o saat bilmek istemeyeceğimiz bir saat, işte olay yaşamak istemeyeceğimiz bir olaydır.
Ne yazık ki kaçış kurtuluş yoktur.
Ama biliyoruz ve inanıyoruz ki, Allah'ın rahmeti vardır, merhameti vardır!

bugün



Bu yazı 1,435 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,218 µs