Basın özgürlüğü, darbe girişimleri, kalemleri kırmak, brifinglere koşmak, "sıra sana da gelecek" sitemleri arasında şimdi şu sorunun cevabı aranıyor: Basın 8-10 yıl önceye göre daha mı özgür yoksa baskı altında mı?
Şöyle 60 yıl geriye gidip, Sabahattin Ali'nin öldürüldüğü yıldan bu yana bakın, bu ülkede öldürülen gazeteci sayısı 62. Hrant Dink sonuncusuydu.
Ben 90'lı yılları sıcağı sıcağına yaşadım. Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı'yı saymayalım. Onların öldürülmesi toplumun bir kesimini harekete geçirmek içindi ve başarıldı da... İyi bir "derin devlet" organizasyonuydu.
Peki, 1992 ile 2000 yılları arasında onlar kadar bilinmeyen kaç basın mensubu öldürüldü?
Birkaçını hatırlatmakta yarar var.
Halit Güngen-İkibine Doğru (Diyarbakır 18 Şubat 1992), Cengiz Altun-Yeni Ülke (Batman 25 Şubat 1992), İzzet Kezer-Sabah (Cizre 23 Mart 1992), Hafız Akdemir-Özgür Gündem (Diyarbakır 8 Haziran 1992), Çetin Ababay- Özgür Halk (Batman 29 Temmuz 1992) Hüseyin Deniz-Özgür Gündem(Ceylanpınar 9 Ağustos 1992), Musa Anter-Özgür Gündem (Diyarbakır 20 Eylül 1992), Ferhat Tepe-Özgür Gündem (Bitlis 28 Temmuz 1993), Metin Göktepe-Evrensel (İstanbul 8 Ocak 1996), Kutlu Adalı-Yeni Düzen (Kıbrıs 8 Temmuz 1996)
Sahi sadece birkaçını saydığım, Kürt sorunu ve yasa dışı yapılanmalarla ilgili haberler yapan bu gazetecileri kim öldürdü?
Musa Anter'i hatırlıyor musunuz?
Medya nasıl da isyan etmişti o günlerde "basın özgürlüğü" elden gidiyor diye. Basın özgürlüğü olmadığı gibi hayatlar da yok edildi o günlerde... Mafya pervasızca ünlü gazetecileri vurdu, kimsenin kılı kıpırdamadı.
Sabah'ın bölge muhabiri İzzet Kezer, gazetecilerin gözü önünde özel harekatçılar tarafından öldürüldüğünde sadece susuldu.
Peki, Kutlu Adalı'yı bilir misiniz?
Susurluk'un arka bahçesi Kuzey Kıbrıs'ta neler olup bittiğini ne kadar sorgulayabildik?
Derin güçler takır takır gazeteci öldürdü bu ülkede... Güneydoğu'da JİTEM'in hangi gazeteciyi neden öldürdüğü bilindiği halde tek bir işlem yapılmadı. Tek bir ses duyulmadı.
O günlerde basın özgürdü(!)... Özgür basının özgür yazarları "istedikleri gibi" "irtica ve bölücülük" üzerine yazı yazdı... Birileri de sokak ortalarında kurşuna dizildi.
Sonra da o vicdanla 97'de brifinglere koşturup postmodern darbeye destek oldular...
Vesayetçi rejim hâlâ gücünü koruyor. Hukuk ise tüm eksikliğine rağmen insan hayatını hiçe sayan o güçle "yüzleşmeye" giden yolu açıyor.
İstifa edecek bürokratlar
Önümüzdeki 12 Haziran 2011 seçiminin takvimi açıklandı. Bürokratlarla ilgili son tarih, 10 Mart... O güne kadar milletvekili olmak isteyen bürokratlar istifa etmek zorunda. Bürokrasiden kimlerin istifa edeceği merak ediliyor ama asıl merakı onlar yaşıyor. Aday olabilecekler mi, olamayacaklar mı?
Kuşkusuz bu konuda en hareketli parti AK Parti. İktidar olmanın avantajıyla çok sayıda bürokratın aday olması bekleniyor. Özellikle iki isim uzun dönemdir kulislerde konuşuluyor; Biri Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, diğeri Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala.
Efkan Ala adı geçince TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin adı da anılıyor. Denilen şu; Ala, aday olursa, bu kez Şahin Başbakanlık Müsteşarlığı'na getirilecek. Olmazsa Şahin milletvekili adayı olacak. Kulislerde adı sık geçen iki isim daha var; TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ve Kamu Güvenliği Başkanı Muammer Güler. İki ismin de milletvekilliğine kesin gözüyle bakılıyor. Gelelim diğerlerine...
Eski Pendik Belediye Başkanı ve şu anda Başbakan Müşaviri Erol Kaya, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş, Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, DDY Genel Müdürü Süleyman Karaman, THY Genel Müdürü Temel Kotil, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay ve Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Abdurahman Çelik'in istifa etmeleri bekleniyor.
Sayıları az olsa da CHP ve MHP'den de aday olabilecek isimler bekleniyor. Türkiye renkli bir seçime hazırlanıyor ve Ankara'daki siyaset kulisleri de bu nedenle bir hayli hareketli...
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle