Ortadoğu ve kuyruğu Kuzey Afrika’da yaşanan gelişmelerde ‘dış etki’ görmeyenler, kanıt olarak direniş liderliklerini gençlerin ve öğrencilerin sürüklediğini de söylüyorlar…
Fazlasıyla masum bir tez!
Örneğin Libya gibi tamamen “apolitik” bir toplumda, 'gençlik-üniversite hareketleri' üzerinden devrim dalgaları yükseltmek mümkün mü?
Bu tezin gerçekliği üzerinde direnenler, sosyal medya ağlarını (Twitter, Facebook, blog, vb.) izah etmek zorunda…
Yani; bu 'network'ları başka kim kullanıyor/kullanabiliyor ki zaten?..
Kaldı ki bu pratik örnekler, Batılı ülkelerin sosyal medya ağlarından faydalanmaya milyon milyon dolar yatırdığı, dışişleri ve savunma bakanları ağzından desteklediği 'modern zamanlar'a denk geliyor.
Şimdilik 'dijital devrim' etiketini tam yapıştıramayız ama.. Önemli olduğuna kimse itiraz edemez.
Gelelim bugüne bıraktığımız ikinci maddeye…
'Sivil direniş'in diktatörleri salladığı fikri, taze taze izlediğimiz devrimlerin izahı adına, TV yorumcuları, kimi akademisyen ve köşe yazarları tarafından kullanılmaya başlandı…
İç ferahlatıcı derece açıklayıcı gelebilir ama metabolizması bu kadar basit değil ne yazık ki!
Bunun arkasında bir teori, çalışılmış ve basite indirgenerek bir tür manuele/kılavuza dönüştürülmüş fikir olması gerekiyor değil mi?
Metodoloji/yöntem olmadığını söylemek imkansızdır.
İşte tam bu noktada 'eski dostlar'ın ortaya çıktığını, 'dijital devrimlere' yüklenen ('upload' diyebilirsiniz) bilginin orijini nasıl merak edilmez?
"Diktatörlerin zayıf noktalarına vurmanın yolları"nı Mısırlı veya Libyalı gençler bilebilir mi?
Müslüman Kardeşler'in internet sitesine "Diktatörlükten Demokrasiye" kitabını kim koyuyor?
“Özgürlük davası strateji gerektirmez mi”?..
Barışçı protestonun otokratları müdahaleye tahrik ettiği, elinize silah alırsanız Batı’nın silahlarına sahip diktatörlerin sizi ezeceğini ve bir mazereti olacağını kim fısıldıyor?
Diktatörlere diklenmek için korkuyu yenmelisiniz.
‘Yalnızlık’ korkusunu aşmalısınız.
Twitter ve Facebook bunu size verebilir!
Ama daha önce birinin bunu düşünmesi gerekiyor.
İşte onlar 'bambaşka adamlar' oluyor…
İki: Nedim Şener...
Yakın dönemin ortaya çıkardığı en tatsız, mide kaldıran, insanda ellerini yıkama hissi uyandıran gelişmelerden biri; bilgi derinliği olmayan, gazeteciliğin temel prensipleri, çalışma metodolojisi ve ‘onuru’ hakkında fikri ve-dahî saygısı olmayan yeni tür gazetecilerin üremesi oldu.
Nedim Şener'le hiç karşılaşmadım.
Kendisini yazılarından, kitaplarından izlerim.
Benim fikrim şudur ki; Nedim Şener yukarıda betimlediğim türde bir gazeteci değildir.
http://twitter.com/NedretErsanel
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle