En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

Modern Lawrence of Arabia



Ulus bilincine sahip olmayan Arap ülkelerinde rejimler birer ikişer yıkılıyor.

Yemen’in iki güçlü kabilesi Haşid ve Bakil, Başkan Ali Abdullah Saleh’e desteklerini çektiklerini açıklamış.

Haşid kabilesinin Şeyhi Hüseyin bin Abdullah al-Ahmar, bu kararı güvenlik güçlerinin göstericilere ateş açması sonucu aldığını açıklamış.

Bugüne kadar Ali’nin yanında yeralan iki kabile reisi birden insanlar hakları savunucusu olmuş ve 4 göstericinin ölümü karşısında isyan bayrağı açmış.

Ne kadar ikna edici siz karar verin...

Libya’nın da ilk kopan bölgesi Cyrenaica olmuştu.

Feodal bağların güçlü olduğu, paranın siyasi sadakatı belirlemede önem taşıdığı ülkeler bunlar.

İnsan bu gelişmeleri izlerken Osmanlı’nın son dönemini hatırlamaktan kendini alamıyor.

Sadakatin kasa kasa altına alınıp satıldığı bir dönem, ‘hastalığı’ ilan edilen ölüm döşeğindeki Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine Batı’nın hayati çıkarlarını koruyacak rejimler kurulmasını sağlamıştı.

Burada sadece kabileleri suçlamak yersiz elbette.

Osmanlı paşalarının rüşvet merakı da ünlüydü elbette.

O kadar ki, Kut Savaşı sırasında İngiltere aralarında Lawrence of Arabia’nın da bulunduğu bir ekiple Halil Paşa aracılığıyla Enver Paşa’yı satın almaya çalışmıştı.

Jeremy Wilson, Towsend ve askerlerinin esir alınmak yerine

Hindistan’a gönderilmesini sağlamak amacıyla böyle bir teklifin yapıldığını ancak rüşvete merakı bilinen Enver’in propaganda amacıyla bu teklifi reddettiğini yazıyor. (Lawrence of Arabia, Jeremy Wilson, sayfa 294)
Bölgede sınırlar yeniden çiziliyor.

Çin’le petrol anlaşması yapan Sudan bölündü, Libya’nın petrol üreten bölgesi en  azından federative bir yapıya kavuşmak üzere, Yemen’de kabile isyanı başlıyor.

2. Dünya Savaşı’nın eskiyen haritası yeniden çiziliyor açıkçası.

Başkan Bush’un Irak modeli işlemedi, işgal yerine ülkelerin kendi halklarının isyanı devreye girdi.

Sonuç dileriz bölge halkları için hayırlı olur.

Gerçi şu anki baskı ve korku rejiminden daha kötü bir alternatif olması mümkün değil herhalde ama kaynakların yerli halkların kontrolünde kalması olası görünmüyor.

Batı bir taşla bir kaç kuş vuruyor aslında.

Suudi Arabistan, Bahreyn gibi monarşileri uyguladıkları baskı ne olursa olsun kollamaya devam ediyor.

Petrolü Çin, Rusya rekabetinin oyun alanı dışında tutuyor, buraları riske sokmayacak yeni rejimler oluşturuyor.

Ayrıca mallarına yeni pazarlar açıyor. Sırada koca Afrika kıtası var.

Şu Lawrence of Arabia’yı yeni okuma zamanı şimdi.

Haritalar çizilirken de geçmişin deneyiminden yararlanılıyor elbette.

Bugünü daha iyi anlayabiliriz.

Bitmeyen Yolculuk

Bir devrimcinin güncesi de diyebiliriz.

Oğuzhan Müftüoğlu çocukluğundan başlayıp devrimci hareketin en güçlü örgütü Devrimci Yol’un bir numarası oluşuna kadar olan süreci Adnan Bostancıoğlu’na anlatmış.

Her anlatım sübjektiftir ve kendini tarih önünde haklı çıkarmaya çalışır kaçınılmaz olarak.

Müftüoğlu’nun anlatımının da tartışmalara yolaçması kaçınılmaz.

Devrimci geçmişin, darbecilik sorgulaması açısından yeni bir fırsat aslında bu.

Oral Çalışlar dün bu tartışmaya Radikal’deki köşesinden katıldı.

Dilerim devam eder çünkü sayısı ve gücü azalmış olsa da, Türkiye’de solun darbeci gelenekle hesaplaşması kaçınılmaz.

Müftüoğlu’nun kitabı bunun bir fırsatı esasında.

Yıllar önce Dev-Yol davasındaki hukuksuzluk nedeniyle Sabah’ın Ankara Bürosu’nda tanışmıştım Müftüoğlu ile.

Daha sonra bu hukuksuzluğu birinci sayfadan yaptığımız bir haberle duyurmuştuk.

Şimdi yargıdaki reforma karşı çıkanların bu dava sürecine bakmaları bile ne kadar yanlış yerde durduklarını görmeleri açısından önemli.

star



Bu yazı 1,186 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,967 µs