Acaba eski GK Başkanı İlker Başbuğ, boş bir LAW silahını da eline alarak... "Boru bu, boru" demesinin, buralara kadar uzanacağını bilseydi... Yine de o lafı eder miydi?
"Nerelere kadar uzandı..." diye merak edenler... Beyoğlu Galeri Nev'de açılan, Erdağ Aksel'in heykel sergisini görmeli.
Sabancı Üniversitesi hocalarından Aksel'in buraya fotoğrafını aldığım çalışmasının adı ilginç: "This is a pipe." ("Bu bir pipodur" diye de çevirebiliriz, "Bu bir borudur" diye de...)
***
Çağrışımları zengin bir söz bu:
Rene Magritte'in ünlü bir tablosu vardır. Bir pipo resmi yapmış, hemen altına da şöyle yazmıştı: "Ceci n'est pas une pipe".
("Bu bir pipo değildir". İngilizcesi: "This is not a pipe"... 'Pipe' kelimesi "boru" ve "kaval" anlamına da geliyor.)
Resme bakanların ilk tepkisi elbette "Ama bu bir pipo!" olur. Ama sonra, "Ha, anladım... Bu bir pipo değil, sadece 'piponun resmi'..." der insan.
Derken bir aşama ileri gider düşünce: Peki "Bu bir pipo değildir" yazısı ne? "Resim" mi, yoksa resim âlemiyle, gerçek dünya arasında gidip gelen "bir uyarı mesajı" mı?
(Sanatçı o cümle için, "Pipo gerçek olmadığına göre, benim lafım da yalan" demişti!)
Tablo o kadar ilginçti ki, Fransız felsefeci-tarihçi Michel Foucault, "Bu bir pipo değildir" adıyla kitap bile yayınladı! (Türkçesi, YKY'den çıktı.)
***
Bu arka planı düşündüğünüzde, Erdağ Aksel'in çalışması yeni boyutlar kazanıyor.
Magritte'e gönderme yaparken, "Bu bir borudur" diyor Aksel...
Peki, ne borusu? İlker Başbuğ'unki gibi "borulaşmış" bir LAW bu. Ama yine de bazıları için tehlikeli olabilir.
Çünkü Aksel, borunun ucuna mekanik bir el yerleştirmiş. Düğmesine basılınca, "oyma" hareketi yapıyor.
Bu da, seyredenlerin aklına, nasıl söylesem, porno endüstrisinde kullanılan mekanik "burguları" getiriyor.
Ayrıca helkelin alt kısmındaki pembe noktalar, bu oyucu elin "kadınsı" olduğunu gösteriyor.
Sonuçta militarist adamın güçlü silahı, tam da sahibini delen, kadınsı bir mekanizmaya dönüşüyor. Boru da boruymuş hani!
Boşnak lokantası Sancak
Darbecilerin, vesayetçilerin ipliğini pazara çıkaracağız diye, yazılarda epeydir dünya nimetlerini göz ardı ettik. Halbuki ne şahane tatlar var. Hem de gayet makul bedele...
Örneğin Pendik'teki Boşnak lokantası Sancak ("Sandzak").
Marinada açılan şubesine değil de, 35 yıldır Sapanbağları semtinde hizmet veren Sancak'a gittik dört kişi.
Kahve tonlarının hâkim olduğu, samimi, sıcak bir ortamdı.
Üç beş cümleden sonra bizim tecrübesiz ama yeni lezzetlere meraklı müşteriler olduğumuzu anlayan Adnan Sancak, "İsterseniz bana bırakın..." dedi. Teslim olduk.
İyi ki de olmuşuz: Boşnak damgalı meze ve yemekler masaya yağmaya başladı.
Hangi birini sayayım? Füme, kuru etini mi, kaymaklı köftesini mi? Şöyle diyeyim: İnanılmazdı! Ben pek az lokantada böylesine yoğun bir lezzet bombardımanına uğradım.
Hem yedik, hem de Saraybosna'ya ayarlı uydudan, sahne adı Dino Merlin olan Edin Dervişhalidoviç'in 2004 Kosova konserini izledik. Bayıldık.
Dikkat: Mimar Sinan Caddesi'ndeki lokanta, perşembe günleri kapalı... (0216.3751324)
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle