En Sıcak Konular

Ali Bayramoğlu


Ali Bayramoğlu
0 0 0000

Balyoz generalleri ve Balyoz meselesinde sona doğru...



Balyoz davasında Gölcük'te ele geçen belgelerden hareketle mahkemenin vermiş olduğu tutuklama kararları, kimi tartışmaların tekrar alevlenmesine yol açtı.

Tutuklamaların değişen mahkeme heyetlerinin işi olduğu, dava dosyasındaki kimi evrakların sahteliği iddiaları yeniden ileri sürülmeye, asker ailelerinin direnişleri "demokrasi", Genelkurmay Başkanı'nın huzursuzluğu "beklenti" çerçevesinde ele alınmaya başlandı.

Ama nafile...

Bu tartışmalar da aslında davaya ilişkin tartışmalar olmaktan çok, Türkiye'deki iktidar kavgasıyla ilgili tartışmalardır.

Süreç ciddidir...

Dava belgelerine ilişkin kimi "sahtelik" iddiaları dava açısından işin özünü hiçbir şekilde değiştirmez...

Hiçbir şey yerde çıplak gözle görülen cesedi ortadan kaldıramaz...

Bu dava bir askeri darbe girişimi davasıdır.

Siyasi hayatında iki doğrudan, iki dolaylı 4 askeri müdahale yaşamış, "askeri demokrasi", "askeri cumhuriyet", "vesayet düzeni" gibi terimlerle tanımlanan bir ülkede, "bu nitelikte ve bu çapta bir dava ilk kez yaşanmakta"dır...

Davada 164 asker yargılanıyor. Emekli askerler arasında, kuvvet, ordu komutanlığı yapmış, Genelkurmay 2. Başkanlığı görevinde bulunmuş askerler var.

Yargılanmakta olan ve tutuklanan 106 muvazzaf askerden, 29'u general, bu generaller Türk ordusundaki toplam general sayısının yüzde 8'ini oluşturuyor.

Her üç kuvvet ve jandarma işin içinde...

Velhasıl sadece düne dair bir teşebbüs değil, bugünkü ordu yapısını da doğrudan kuşatan ve ilgilendiren bir yargılanma süreci yaşanmakta.

Bu dava, hukuki yaptırıma işaret ettiği oranda sivilleşme ve demokratikleşme sürecinde temel taşıyıcılarından birisi olacaktır...

Neden böyle bir dava?

Şundan:

1. 5/7 Mart tarihleri arasında 1. Ordu'da bir "plan semineri" yapılıyor. Askerler bir kışlada bir araya gelip "günümüzdeki gelişmelerle paralellik taşıdığını" vurguladıkları bir "jenerik senaryo" üzerinde çalışıyorlar.

2. Bu durum ses kayıtlarıyla doğrulandığı gibi, yargılanan askerler bu semineri ve konuşmaları kabul ediyorlar. Seminer Kara Kuvvetleri tarafından doğrulanıyor, hatta o dönem yapılmasının engellenmeye çalışıldığı ilgililerce teyit ediliyor.

3. Jenerik senaryoda asker isyanlar çıkarıyor, sıkıyönetim ilan ediyor, hükümeti deviriyor, milli mutabakat hükümeti kuruyor...

4. Tutuklama emirleri veriliyor, gerçek isimler, gerçek gazeteci, siyasetçi isimleri kullanılıyor. Ölümü ve tutuklama listeleri hazırlanıyor.

5. Bu senaryo uygulanırken seçimlerin üzerinden daha 6 ay bile geçmemiş. Çetin Doğan başta olmak üzere 28 Şubatçıların seçim sonuçlarına duyduğu tepki ortada. Ters 28 Şubat havası esiyor, bu konuda meşruiyetçi bir tutum alan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve bu tür generaller arasında fırtınalar esiyor.

Bu durum, tutuklu askerler için bir "Harp Oyunu"...

İnsanın zekâsına hakarettir bu...

Bu Harp Oyunu'nun bir darbe hazırlığı olduğunu görmek için aslında zekâya bile gerek yoktur...

Hâlâ bunların tartışılıyor olması da kabul edilebilir gibi değildir...

5-7 Mart 2003 semineri velev ki, bir darbe hazırlığı olmasın... Bu seminerin bu tarzda yapılmış olması bile bugünküne benzer bir dava konusu oluşturur ve suç teşkil eder...

Bunun neresi tartışmalı?

Bunun neresini tartışacaksınız?

"Devlet ele geçiriliyor, yargı siyasileşiyor, şu ya da grup işe hakim iddiaları" bu pisliği ortadan kaldırabilir mi?

Bu davanın sahihliğine şüphe yoktur...

Sahih olmayan belgeler varsa, onlar düşer ve süreç devam eder...

yenişafak



Bu yazı 1,492 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Eylül 2012 Sorgulama vakti...
    • 28 Ağustos 2012 Kürt sorununda yeni safha...
    • 25 Ağustos 2012 Kürtlerin şiddeti...
    • 30 Haziran 2012 Anter'in katili yaşlanmış mı?
    • 12 Mayıs 2012 Solun şiddetle hesaplaşması
    • 3 Mayıs 2012 Yeni Türkiye'nin doğum belgesi...
    • 21 Şubat 2012 Dink davası ''sil baştan''...
    • 18 Ocak 2012 İkinci cinayet zamanı
    • 17 Ocak 2012 Hrant'a sözüm var...
    • 21 Aralık 2011 Soykırım ve yasa
    • 3 Aralık 2011 Dönme dolap...
    • 30 Eylül 2011 Yazıcıoğlu ve jandarma...
    • 8 Eylül 2011 Aydının şiddetle sınavı...
    • 1 Ağustos 2011 İstifaların anlamı ve yarını: Pek iyi...
    • 28 Temmuz 2011 Parlamentoda bir terörist...
    • 5 Temmuz 2011 Futbolda temizlik, ülkede temizliktir
    • 10 Haziran 2011 Yeni CHP ha! Hadi oradan...
    • 24 Mayıs 2011 MHP'de yaşananlar ve perde arkası
    • 19 Mayıs 2011 Askere ''leş'' toplatmayan generaller iş başında
    • 19 Nisan 2011 Militarist-ulusalcı batak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,234 µs