En Sıcak Konular

Ardan Zentürk


Ardan Zentürk
0 0 0000

İsrail neden özür dileyemez



Yayıncının rotası, yürüttüğü belgesel çalışması nedeniyle Uganda’nın Entebbe kentine dönünce, Türk dış politikasının önündeki en önemli soru işaretinin perde arkasındaki detaylar hiç beklenmedik yerden çıkıp geliveriyor...

Entebbe, dünya siyaset tarihine adını yazdırmış bir mütevazi Afrika kenti... Havalimanı ile ünlü... 1970’li yıllarda Afrika’nın orta bölgelerini dünya ile bağlayan havalimanı, bugün de önemini koruyor.

Türk Hava Yolları da Entebbe’ye uçan küresel havayolları arasında ön sırada...

Bu havalimanında 4 Temmuz.1976 tarihinde yaşanılan kanlı bir olay, bakın, bizi bugünlere, Mavi Marmara katliamına kadar nasıl taşıyor...

Bir kurtarma operasyonu

Uganda, 20’nci yüzyılı “fakirler ligi”nde yaşadı ama, iktidarı 1971 yılında bir askeri darbe ile ele geçiren İdi Amin gibi renkli bir kişilik sayesinde bir hayli ünlü bir ülke oldu. İdi Amin, başta, Amerika, İngiltere, İsrail ve o dönem ırkçı rejime sahip olan Güney Afrika tarafından destekleniyordu, kısa süre içinde saf değiştirdi, Libya lideri Kaddafi’nin yakın arkadaşı haline geldi, arkasına Sovyetler Birliği’ni aldı.

27 Haziran 1976’da içinde ağırlıklı olarak Yahudi yolcuların bulunduğu bir Air France uçağını kaçıran Filistinli gerillalar, Entebbe’ye indiklerinde kendilerini dost bir rejimin beklediğini biliyorlardı.

Nitekim öyle de oldu. Filistinliler, İsrail hapishanelerindeki arkadaşlarının serbest bırakılmalarını istiyorlardı. Bir hafta süren pazarlıklar süresince ortaya çıkan tablo iyi değildi. Uçağı kaçıranlar İdi Amin’in koruması altındaydılar!

İsrail komandolarının bir haftalık pazarlık sonrası gerçekleştirdikleri operasyon çok başarılıydı. Filistinlilerin tamamı, onları korumaya çalışan 45 Ugandalı asker ve sadece üç rehine ölmüştü. Beş İsrail komandosunun yaralandığı operasyonu yöneten komutan da yaşamını kaybetmişti: Jonathan Netanyahu...

Jonathan Netanyahu, bugünkü İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ağabeyi idi!..

Komandoluk geleneği

Aslında, Sayeret Matkal isimli bu çok özel komando birliğinde görev yapmak Netanyahu’lar açısından aile geleneği niteliği taşıyor. Benjamin Netanyahu da bu birlikte görev yaptı, pek çok anti-terör operasyonuna katıldı. En önemlisi, günümüzde kabinesinde Savunma Bakanı olarak görev yapan Ehud Barak’ın komutasında 8 Mayıs 1972 tarihinde Viyana-Tel Aviv seferini yaparken Filistinliler tarafından kaçırılan Sabena uçağına karşı yapılan operasyon oldu. 2 erkek gerillanın öldürüldüğü, 2 kadın gerillanın da sağ yakalandığı 10 dakikalık çatışmada Benjamin Netanyahu yaralandı.

Ehud Barak faktörü

Benjamin Netanyahu, İsrail ordusundan ayrıldığında binbaşı rütbesindeydi ama, Ehud Barak devam etti ve 1991-95 yılları arasında Genelkurmay Başkanı olarak ülkesine hizmet etti.

Ama ordudaki en önemli görevlerinden biri, 1972 Münih Olimpiyatı’nı basarak 12 İsrailli sporcunun ölümünden sorumlu olan Kara Eylül Filistinli gerilla grubunun üyelerini dünyanın dört bir yanında takip ve ortadan kaldırmaktı. Bu amaçla Lübnan’da 1973 yılında gerçekleştirilen ve Münih isimli filmle de sinemaya aktarılan Operation Spring of Youth’un da komutanıydı ve filmde kendi adıyla gösterilen tek karakter oldu. Münih saldırısını düzenleyenleri MOSSAD tespit ediyor, Sayeret Matkal üyeleri ortadan kaldırıyordu!

Son söz

Yani, Mavi Marmara’yı basan komandolar ile bugün İsrail kabinesinin en önemli iki koltuğunda oturan isimler aynı gelenekten geliyorlar. Netanyahu-Barak ikilisinin yaşamı, bu tür operasyonların içinde geçti. Terörle mücadele denildiğinde kullandıkları tek dil bu! Siyasette her zaman şeytan detayda gizlidir... Mavi Marmara katliamının perde arkasında, Entebbe operasyonunda öldürülen bir ağabey, savaşla geçmiş yıllar ve artık değişemez bir dünyaya bakış açısı var..

star



Bu yazı 1,519 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Eylül 2012 Bir garip Türkiye portresi
    • 27 Ağustos 2012 Ortadoğu’ya hoş bulduk!
    • 26 Temmuz 2012 Rusya-Suriye-Almanya Kimyasal silah
    • 23 Temmuz 2012 AB’nin ''gerçek'' yolu...
    • 7 Haziran 2012 Clinton ile buluşma ve terör
    • 30 Nisan 2012 Öldürülecekler listesi...
    • 5 Nisan 2012 Sürgündeki milletin acısı
    • 29 Mart 2012 Suriye-Lübnan: Her şey yeni başlıyor...
    • 26 Mart 2012 İran katliama katıldı!..
    • 19 Mart 2012 Türkler Arap öldüremez!..
    • 12 Mart 2012 Yarı-başkanlık sistemine doğru...
    • 1 Mart 2012 Esas mesaj ‘diaspora’ya
    • 30 Ocak 2012 SURİYE: Savaş yeni başlıyor...
    • 23 Ocak 2012 Sarkozy’nin işi bitti...
    • 5 Ocak 2012 İran’la dans
    • 29 Aralık 2011 2012: Savaş yılı
    • 8 Aralık 2011 İsrail’in Türkiye’ye ihtiyacı var
    • 5 Aralık 2011 Araplar ‘Türk modeli’ne soğuk!..
    • 28 Kasım 2011 ‘Felaket senaryosunu önlemeye çalışıyoruz...’
    • 17 Kasım 2011 SURİYE: Yüksek risk!..

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,945 µs