En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Kılıçdaroğlu artık Baykal’sız, Sav’sız yolda; ‘yeni’ olanın altı dolabilecek mi CHP̵



Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşmasını izliyorum televizyondan.
‘Yeni CHP’ diyor.
‘Yeni bir zihniyet’le yola çıktıklarını söylüyor.
Yeni...
İyi güzel ama ya altını, içini doldurmak!
Konuşmada ‘yeni’nin ipuçları nedir?
Mesela ‘Kürt sorunu’nda.
Kılıçdaroğlu, Kürt sözcüğünü telaffuz etmekten yine kaçınıyor. Güneydoğu sorunu demekle yetiniyor.
Altı ay sonraki seçimlerde ‘Batı’dan gelebilecek oyları düşünerek olmalı, belki de bu yüzden ”Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgur”un hesabını yapıyor.
Bu arada Kürtlere yönelik bazı mesajlar veriyor. “Berivan da bizim, Rojin de bizim, Mem u Zin de bizim” diyerek... “Fırat’ın doğusu da, batısı da bizim” diyerek...
Kürt diye adını koymuyor ama sorunun ‘özgürlük, adalet, eşitlik, insan hakları, barış, ekmek ve demokrasi’ temelinde ‘toplumsal uzlaşma’yla çözüleceğini belirtiyor.
Lozan’ın altını çiziyor, yani toprak bütünlüğü...
Bundan önceki bir konuşmasında da belirttiği bir noktaya değinerek, Güneydoğu’da CHP’nin ‘üçüncü yol’u temsil ettiğini söylüyor.
Ak Parti’nin inanç temelinde, BDP’nin etnik temelde sorunu istismar ettiklerini, CHP’nin ise siyasetinin odağına ‘insan’ı koyarak o partilerden ayrıldığını anlatıyor, üçüncü yol olarak...
Kılıçdaroğlu konuşmasında, Kürt siyasal hareketini özellikle ilgilendiren bir sözü veriyor:
Yüzde 10 barajının indirilmesi...
Ak Parti’nin bugüne kadar ipe un serdiği bu konudaki vaadi demokratikleşme açısından elbette önemli...
Ama keşke Kürt sorununun adını koyabilseydi. Bunun gibi yine ‘anadil meselesi’yle ilgili olarak cuma günü Ankara’da çıkan ‘asker muhtırası’na değinseydi.
‘Yenilik’ bunu gerektirmez miydi?..
Dikkat çekici bir başka nokta:
Laiklik konusuna da girmiyor.
Başörtüsü, türban yok konuşmasında...
Kılıçdaroğlu, anlaşılan, seçimlere giderken Kürt sözcüğünde olduğu gibi ‘türban’da da CHP’nin geleneksel seçmen tabanını ürkütmek istemiyor.
Peki o zaman CHP seçmen tabanını nasıl genişletecek sorusu da insanın aklına ister istemez takılıyor.
Kurultay delegelerine, ‘sevgili yoldaşlar’ diye hitap ederek sosyal demokrat bir dil sergileyen Kılıçdaroğlu, Kürt ve türban meselelerinde de ‘sosyal demokrat’ bir söylem benimseyebilirdi.
Liderlik bunu gerektirmez miydi?
Öte yandan Kılıçdaroğlu, CHP’nin ‘çözümlerin partisi’ olduğunu sürekli tekrarlıyor ki, bu olumlu bir nokta.
Yeni anayasa diyor.
YÖK’ü kaldıracağız diyor.
Gençlere ve kadınlara ‘yeni’ CHP’de yolun daha çok açılacağını belirtiyor.
Siyasal Partiler Yasası’nı değiştireceklerini, parti içi demokrasiyi getireceklerini, lider sultasına son vereceklerini, demokrasiyi önce CHP’de gerçekleştireceklerini, milletvekili dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığıyla sınırlayacaklarını, siyasal ahlak yasasını çıkartacaklarını, temiz siyaseti şiar edineceklerini, yolsuzluklara geçit vermeyeceklerini söylüyor ve üreten Türkiye vaat ediyor.
Avrupa Birliği’ne çifte standart eleştirisini haklı olarak yöneltirken, Türkiye’nin AB yoluna parti olarak sadık olduklarını belirtiyor.
Bu arada şöyle bir cümleyle CHP ile devlet arasına mesafe koyuyor:
“CHP, bürokratik devlet solculuğu yapan bir parti değildir.”
Hukuk devletiyle ilgili olarak da önemli bir söz daha veriyor:
“Askeri idare mahkemelerini kaldıracağız.”
12 Eylül darbesiyle sonuçlarını yerden yere vuruyor, 17 yaşında idam edilen Erdal Eren’i anıyor.
Basın özgürlüğü diyor, medyada otosansür diyor, astronomik vergi cezalarıyla estirilen baskı havasından yakınıyor.
İyi, güzel.
Hepsi önemli demokratikleşme yolunda...
Kılıçdaroğlu’nun ana muhalefet lideri olarak Başbakan Erdoğan’ın hükümetiyle partisini hedef alan eleştirilerinde ise herhangi bir yenilik yok. Seçim meydanları ısındıkça, karşılıklı suçlamalar gittikçe sertleşecek.
Şaşırtıcı değil, Türkiye’de siyaset çanak çömlek kırılmadan yapılamıyor ne yazık ki...
Uzun sözün kısası:
Baykal’dı, Sav’dı yok artık. Kılıçdaroğlu ayağını yere sağlam bastı.
Şimdi CHP’de ‘yeni’nin altı nasıl dolacak, CHP gerçekten kendini yenileyerek iktidar yürüyüşünü başlatabilecek mi sorusu gündemdeki yerini alıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’de artık kendi yönetimiyle yola çıkıyor.
Hayırlı olsun.
İyi pazarlar.

milliyet



Bu yazı 1,322 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,614 µs