En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Fransa’da devletin arabası var mı?



CHP’nin 18 Aralık’taki kurultayı nedeniyle verilecek bir günlük ara dışında TBMM’de aralıksız on gün sürecek olan 2011 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı maratonu dün başladı.

Bütçe ne? Devletin cebi... Devletin geliri... Devletin gideri. Devletleri, o cebe topladığı ve o cepten harcadığı para tanımlar. 

Onun için... Durmuş oturmuş bir hukuk...

Durmuş oturmuş bir vatandaşlık anlayışı olan ülkelerde, bütçe yasa tasarısı Meclise geldiği andan itibaren toplumsal projektörlerin odağı haline gelir.  Herkes verdiği verginin nerelerde ve nasıl harcandığının peşine düşer. 

Adalete...  Sağlığa...  Savunmaya... Eğitime ayrılan paraları yeryüzü ile kıyaslar, parasını verdiği hizmetin kalitesini sorgular.

Bizde ise “bütçe” siyasilerin ilk günkü dalaşından ibarettir... Çünkü...

Türkiye’de elli milyona yakın “seçmen” var ama gerçekten vergi veren “beş” milyonu geçmiyor. Hala vergi almayan bir devlet ile vergi vermeyen bir vatandaş anlayışındayız...  Zaten bu yüzden de “vatandaşlık hukuku”na bir türlü geçemiyor, Türk, Kürt, Müslüman, Gayrimüslim, Sünni, Alevi ayrımları üzerinden seyrediyoruz...

***

2011 bütçesine geri dönersek...

Sevinerek Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin önümüzdeki yıl Milli Savunma Bakanlığı bütçesini geçeceğini okudum. Ama hükümetlerin hayata ve topluma bakış açılarını bakanlıklara ayırdıkları pay kadar, maaş politikaları da belirliyor...

Milli Eğitim, bütçeden en fazla pay alıyor ise bu devletin “eğitmenlere” özel bir özen gösterdiği anlamına da gelir.  Ama bizde acaba öyle mi?

Öyle olsa kamu maaşları açıklanırken, silahlı bürokratların da maaşları 28 Şubat öncesi gibi saydamlaşır...  Ama on yıldır öyle bir saydamlaşma yok ve biliyoruz ki devletin protokolünde kıdemli bir profesör binbaşı düzeyinde saf tutmakta... Orta eğitimdekilerin rütbesi ise çok daha aşağılara tekabül etmekte...

Bütçeyi bakanlıklar üzerinden değil, maaşlar üzerinden okumak çok daha sağlıklı...

Örneğin bu devlet ve hükümet indinde kütüphanecilerin yeri nedir, bunu en iyi anlatan şey o meslek grubunun bütçeden aldığı maaştır...

***

Bütçe görüşmelerinde dile gelmeyen, siyaset kurumunun ağız birliği yaptığı icraatlardan biri de iktidara kim gelirse gelsin devletin ekonomideki ağırlığını büyütmeye devam etmesi galiba...

Bugün de Türkiye, sosyal tesis ve taşıt sayısı bakımından ayrı bir dünya rekoruna sahip olmaya ve bunu büyüterek sürdürmeye devam ediyor... 

Örneğin, 2010 yılı Haziran ayı itibariyle lojman sayısı 2009 yılının aynı dönemine göre 6 bin 392 adet arttı.  Kamuya ait taşıt sayısı da keza... 

Türkiye’de kamuya ait tam 83 bin 383 taşıt var.

Bunun hangi oranda bir “devlet saltanatı” olduğunu görmek için Fransa’da kamuya ait taşıt sayısının 9 bin, Japonya’da 10, Almanya’da 11, İngiltere’de 12 bin adet olduğunu bilmek yetiyor... 

Sadece lojmanda, sadece taşıtlarda değil, istihdamda da “devlet patronluğu” sınır tanımıyor... 

Türkiye’de yılbaşından bu yana yapılan personel alımı nedeniyle kamuda istihdam edilenlerin sayısı yüzde 2 artarak yüzde 13’e ulaştı.

Türkiye’de toplam istihdam edilen kişi sayısı 23 milyon 195 bin kişi, kamuda istihdam edilenlerin sayısı ise 3 milyon.

“Devletçilik” siyasetçinin adeta kod adı...

***

Bu arada...  AB Komisyonu’nun, her üye ülkenin bütçesinin, ulusal meclislerde müzakeresinden evvel Avrupa seviyesinde değerlendirilmesi ve bu değerlendirmenin ulusal parlamentolarda dikkate alınmasını önerdiğini yeniden anımsatmak isterim...  Üye ülkelerde günlük yaşamı zaten AB direktifleri düzenliyordu, şimdi sıra daha ötesine, gerçek bir birliğe doğru daha radikal adım atmaya geldi... Bizler her nedense “kriz” denince “ölüp, bitmeyi” anlarız...

Hâlbuki her kriz yeniden doğuştur aynı zamanda... Bütçenin ulusal meclisten önce AB Komisyonuna gitmesi demek, “ulus devlete” de “rahmet” okuman anlamına gelecek...

***

Demem şu ki biz henüz vergi alan bir devlet ile vergi veren devlet aşamasına geçemedik o nedenle de bütçe sadece ve sadece bir günlük siyasal dalaşma olarak algılanırken...  Yeryüzü ulusal bütçeleri bitirmeye hazırlanmakta...

star



Bu yazı 1,169 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,436 µs