En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

'BDP ile ittifak asla'



CHP lideri 'son noktayı' koymakta geç kaldı. Tartışma iyice alevlendikten sonra BDP ile ittifakı asla düşünmediklerini dün grup toplantısında söyledi.


"Tartışmaları hayretle izliyorum. CHP'ye karşı oyun oynanıyor. Sağ medyaya inanmayın. İttifak yok." dedi. Bir genel başkanın medyayı sağ-sol diye kategorize etmesi doğru değil.

Kaldı ki bu tartışmayı başlatan medya değil. İlk çıkış BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan geldi, CHP'ye 'sol blok' çağrısında bulundu. Gözler CHP'ye çevrildi. Tartışmayı başlamadan bitirmek CHP'nin inisiyatifindeydi. O sırada 'BDP ile seçim işbirliğine hayır' demeleri yeterliydi.

Partinin Genel Sekreteri Süheyl Batum, konuyla ilgili soruya, 'Ülkedeki eşitsizliği giderecek bütün partilerle işbirliğine açığız.' dedi. Batum'un söylediği bu cümle 'kapıyı kapatmama' anlamına gelir. Ankara'da herkes siyasetçisinden medyaya kadar böyle yorumladı. Ayrıca Kılıçdaroğlu da benzer sorulara, ortada cevaplar verdi.

Dün söylediğini, tartışma yeni başlarken söyleseydi, herhalde bu konu böylesine alevlenmezdi. İsyan edercesine 'Medyayı hayretle izliyorum.' demesini anlayamadım. İzlemesine gerek yoktu, pekala sürece müdahale edebilirdi. Parti yöneticilerinin sözü, bir yere kadar hükmünü icra eder. Ama genel başkanlar konuştu mu iş biter. 'BDP ile işbirliği yapmayacağız' demek çok mu zordu?

'Kapıyı kapatmayan' açıklamanın sahibi Batum'u ekranda sözlerine açıklık getirmeye çalışırken izledim, üniversitede ders verir gibiydi, lafı dolaştırdı, ağzından ittifak kelimesinin çıkmadığını, mevzuata göre partilerin ittifak yapamayacağını falan söyledi. Literatürde farklı olsa bile siyasette ittifaktan kasıt, birlikte seçime girmek demektir. CHP'nin 2007'de DSP ile yaptığı gibi...

Medyanın konuya ilgi duyması olağan... Nedeni ortada: CHP ittifak yapmayan parti değil ki, 2007'de DSP ile birlikte seçime girdi. Her seçim döneminde dillendirilen yılların 'solda birlik' senaryosu gerçekleşti. Seçime kadar da olsa iki sol parti ittifak yaptı.

BDP çizgisiyle ittifakın örneği de var. 1991'de CHP henüz açılmamış, SHP vardı. İlerleyen yıllarda SHP, CHP'nin bünyesine katıldı. Erdal İnönü'nün başında bulunduğu SHP, Leyla Zana'lı, Hatip Dicle'li HEP'i Meclis'e taşıdı. BDP çizgisinin Meclis'e girişi SHP sayesinde oldu.

Bu tartışmalar sürerken Kemal Kılıçdaroğlu bölgeye, Diyarbakır ve Şanlıurfa'ya gitti. Bölge halkına sempatik mesajlar verdi. Rakamlar CHP açısından bölgede kelimenin tam anlamıyla felakete işaret ediyor. CHP, Diyarbakır'dan milletvekili çıkaramayan bir anamuhalefet partisi... Kılıçdaroğlu'nun ziyareti bölgeye dönük bir açılım girişimi gibi algılandı.

Medyanın 'sol blok' arayışlarına ilgi duyması, CHP'nin BDP ile seçim işbirliğini yakından izlemesi gayet normal. Kılıçdaroğlu mutlaka farkındadır... CHP yönetiminde, BDP ile birlikte seçimlere girilmesini hararetle savunan isimler var. Hatta bunlardan biri genel başkan yardımcısı. Kılıçdaroğlu'nun yardımcısı yani.

CHP lideri 'BDP ile ittifak yok' diyorsa tartışma noktalanmış demektir. Bu açıklamanın bağlayıcılığı var. Yarın seçim döneminde tekrar gündeme geleceğini sanmıyorum. Kılıçdaroğlu, o kapıyı kapattı. Dünkü ittifaklara mesafe koyan çıkışı sadece BDP'yle değil, diğer partilerle işbirliğinin de önünü kesiyor.

CHP kimi politikalarda BDP ile yan yana düşebilir. Sonuçta her ikisi de sol parti, katı laikliğin savunucuları... Başbakan Erdoğan, CHP ile BDP arasındaki ilişkiyi 'platonik aşk' diye tanımladı.

CHP'nin BDP ile işbirliği artık gündem dışı. Bu, CHP'nin 'etnik ve mezhepsel' politikalarının tartışılmayacağı anlamına gelmiyor. İtiraz dışarıdan değil içeriden, partinin içinden... CHP'yi hayretle, şaşkınlıkla ve ibretle izlemeye devam edeceğiz.
 
zaman



Bu yazı 999 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,853 µs