AK Parti Milletvekili Haluk Özdalga, CHP’nin başörtüsü sorununa yaklaşımını eleştirirken “Bunlar Ramazan’da oruç bile tutmuyorlar, türban sorunun nasıl çözecekler” demiş.
Güya, gizlice söylemiş ama mikrofonun açık olduğunu unutup AK Parti’nin Önder Sav’ı durumuna düşmüş. (Bu milletvekilerinin teknolojiyle ciddi sorunu var zaten.)
Bu daha da ayıp, yürekli olsa, CHP’lilerin yüzüne söylerdi, ama sadece arkadaşına söylemekle yetinmiş.
Şimdi, biz Sayın Özdalga’nın kriteriyle, başörtüsü konusunda ağzımızı hiç açmamalıyız.
Çünkü, itiraf etmek gerekirse, pek oruç tuttuğum söylenemez.
Hatta hiç tutmadım demek daha gerçekçi olur.
O halde, çenemi kapatıp oturayım.
Kızlar, artık kusuruma bakmayın, hak ve özgürlükleriniz konusunda konuşma ehliyetim yokmuş veya varsa da Özdalga elimden almış oldu.
Bu muhakemeyle gidersek, Kürt açılımını hemen İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dan almak gerekir.
Adam Kürt değil, hayatında Kürt olmamış biri, Kürt sorununu nasıl çözer, değil mi?
Aleviler’in işi daha da zor.
Anladığım kadarıyla, Sunnilik-Alevilik meselesi, Kürt-Türk ayrımından daha sancılı.
Acaba Alevi açılımdan sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik, hayatının hiçbir bölümünde Alevi olmuş mudur?
Hani gençliğinde solcu olmak bir zamanlar zorunlu bir kıstastı.
Şimdi bu çıktı.
Türban konusunda konşacağım deyince ilk soru, “Oruç tutuyor musun?”
Cevap veremeyen yandı.
Alevilik’te de öyle, Çelik bıraksın bu işleri.
Özdalga kriterine göre, yaptıklarının hepsi palavra.
Parti kapatma, Meclis çoğunluğu konusunda Kanadoğlu kriterlerimiz vardı, şimdi başımıza bir de Özdalga kriterleri çıktı.
Aslında bu daha çok dinle ilgili olduğu için “Özdalga fetvası” da diyebiliriz.
Başörtüsü sorununu oruç tutan müslüman çözerse, Alevi meselesini de cemevine giden Alevi siyasetçi çözer.
Demek ki, Sayın Özdalga da bize yalan söylüyormuş, Alevi meselesinin çözümü konusunda samimi değilmiş.
O ve partisi bu konuda kendi koyduğu kriterleri veya fetvayı aşamıyor.
Yani bu örneklemeyi sürdürsek, kadından sorumlu bakanımızın işi zorlaşacak valla.
İlla kocasından dayak yemesi gerekecek ki, kadına şiddet meselesini çözsün.
Afedersiniz, şiddet konusunda atıp tutuyorsunuz ama kocanızdan hiç dayak yediniz mi?
Hayır mı, o zaman susun, kim dayak yediyse o çözsün.
Acaba, Haluk Özdalga, insan hak ve özgürlüklerinin çözümü konusuna bir ilke olarak değil de, bir etnik köken sorunu olarak bakarak kendini ve tüm İslam alemini ne kadar ilkel bir konuma soktuğunu fark ediyor mu?
Bu bildiğiniz ayrımcılıktır.
Böyle bir siyasetçinin Meclis’te olması, bu ülkeye ciddi anlamda zulümdür.
Bu sözlerin hiçbir şey olmamış gibi geçiştirilmesi ise tek kelimeyle ayıptır.
Özdalga biraz daha konuşursa, korkarım kendimi sahillere vuracağım.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle