En Sıcak Konular

Ali Bayramoğlu


Ali Bayramoğlu
0 0 0000

Yeni yol haritasına ihtiyacımız var...



Bayram bilanço yapma vesilesi olsun. Türkiye 2002 sonrası pek çok değişim hamlesine tanıklık yaptı.

Bu değişim adımları, verili kurumsal yapıyı şurasından burasından delerek bir ölçüde değiştirdiler. Şüphe yok ki, askeri vesayet düzenine açılan gedikler bunların en önemlileri arasında yer alıyor.

Ancak en önemli hamle, daha doğrusu nokta koyan hamle, hem fiili hem sembolik açıdan, 11. Cumhurbaşkanı'nın seçilmesi süreci oldu.

Neden ve nasıl?

Bir kere 11. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaşadığımız değişim sürecinde "toplumsal meşruiyet kurumsal değişim bağı"nı kurma açısından en keskin nokta oldu.

Bu durum kimilerinin sandığı gibi askerden alınacak bir rövanş değildi.

Türkiye'nin 1980'den bu yana attığı en ciddi sivilleşme adımlarından birisi söz konusuydu. Zira birleştirilmiş ve güçlendirilmiş yürütme gücünü tesis etti, bu yolla "devlet-siyaset, rejim-siyaset ayrımları üzerine dayalı bir işleyiş"in büyük bir yara almasına yol açtı. Devlet iktidarı siyaset iktidar ayrımına sekte vurarak 1982 Anayasa'sının ana eksenini değiştirdi.

Bu gelişme belirleyici oldu...

Nitekim dikkat edersek, 2008'den bu yana atılan tüm adımlarda, yaşanan tüm tartışmalarda Çankaya'daki değişimin izlerini ve etkisini görebiliriz...

Bu değişimi sağlayan ana unsurun askeri bir muhtıra sonrası yüzde 47'lik bir halk oyu olduğunu düşünürsek toplumsal değişim kurumsal değişim bağının ne olduğunu da ortaya çıkar.

Türkiye yeni seçimlere doğru hızla yol alıyor.

Seçimler ve sonrası Türkiye için cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası değişimdeki en kritik ikinci anı ifade edecektir.

Ve bu an, "yeni ve sivil anayasa" olacaktır.

TBMM tarafından yeni ve sivil bir anayasanın hazırlanması ve adım adım yürürlüğe sokulması, Türkiye'de gerçekten yeni bir sayfanın açılmasına, ilk kez seçilmiş bir Meclis'in ana kuralları koymasına işaret eder.

Böyle bir adım devasa, hayati ve müthiş olur...

Böylece Türkiye 5 yıllık bir reform döneminin ardından bu reformları yapısallaştırarak kalıcı kılma aşamasına geçer.

En önemlisi 80 yıllık cumhuriyet tarihinde ilk kez askeri vesayet modelini gerçek anlamda kırma ve demokratik bir rejimi tesis etme imkânına kavuşur.

Bu kritik anın diğer önemli bir unsuru şüphe yok ki, seçim sonrasında, yani toplumsal bir meşruiyet dalgasıyla gerçekleşmesi, muhtemelen bu dalganın bir halkoyuyla pekişmesi olacaktır.

Ayrıca bu durum, sivil anayasa temalı bu seçimler ve muhtemel bir referandum AK Parti etrafında oluşan liberal-demokrat bir ittifak hem karşılığını, hem pekişme olanaklarını sunacak niteliktedir.

Ayrıca unutmamak gerekir ki bu ülkede son 5 yıldır değişim ve siyaset temalarına endeksli büyük bir iktidar mücadelesi yaşanmaktadır.

Sivil anayasa ona endeksli seçimler bu seçimler bu büyük mücadele için bir ara noktadır.

Bu ara nokta ya durma ya sıçrama zeminini oluşturacaktır.

Bu sonuçlar iyi okunduğu, siyasi yapı tarafından doğru anlaşıldığı oranda önümüzdeki dönemde büyük bir toplumsal koz haline dönüşebilecek unsurlara işaret etmektedir.

Demek istediğimiz şudur:

Dindar ve laik kesimin değişime açık gruplarının, muhafazakâr ve liberallerin siyasi alanı koruma ve demokratik kurumları derinleştirme konusunda 2007 seçimlerinde AK Parti etrafında kurdukları seçmen ittifakı, önümüzdeki dönemin itici gücünü oluşturabilir.

AK Parti bu ittifakın farkında olduğu oranda ve bu ittifakı taşıyacak politikalar üretebildiği takdirde önümüzdeki 5 yıl bu ülkenin gerçekten dönüşme dönemini ifade edebilir.

Ve gerek demokrat kesimlerin gerek AK Parti'nin ya da ona katılacak diğer siyasi partilerin bir yol haritasına, bir yapıştırıcıya ihtiyacı vardır.

Bu yol haritası bizce şimdiden bellidir: Sivil ve yeni bir anayasa...

yenişafak



Bu yazı 983 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Eylül 2012 Sorgulama vakti...
    • 28 Ağustos 2012 Kürt sorununda yeni safha...
    • 25 Ağustos 2012 Kürtlerin şiddeti...
    • 30 Haziran 2012 Anter'in katili yaşlanmış mı?
    • 12 Mayıs 2012 Solun şiddetle hesaplaşması
    • 3 Mayıs 2012 Yeni Türkiye'nin doğum belgesi...
    • 21 Şubat 2012 Dink davası ''sil baştan''...
    • 18 Ocak 2012 İkinci cinayet zamanı
    • 17 Ocak 2012 Hrant'a sözüm var...
    • 21 Aralık 2011 Soykırım ve yasa
    • 3 Aralık 2011 Dönme dolap...
    • 30 Eylül 2011 Yazıcıoğlu ve jandarma...
    • 8 Eylül 2011 Aydının şiddetle sınavı...
    • 1 Ağustos 2011 İstifaların anlamı ve yarını: Pek iyi...
    • 28 Temmuz 2011 Parlamentoda bir terörist...
    • 5 Temmuz 2011 Futbolda temizlik, ülkede temizliktir
    • 10 Haziran 2011 Yeni CHP ha! Hadi oradan...
    • 24 Mayıs 2011 MHP'de yaşananlar ve perde arkası
    • 19 Mayıs 2011 Askere ''leş'' toplatmayan generaller iş başında
    • 19 Nisan 2011 Militarist-ulusalcı batak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,239 µs