En Sıcak Konular

Ali Bayramoğlu


Ali Bayramoğlu
0 0 0000

CHP gerçekten değişiyor mu?



CHP'de iki gündür yaşanan gelişmeler açıkçası az gelişmiş ülkelerdeki "tek parti öyküleri"ni andırıyor. Ayrı toplantılar, baskınlar, parti ve lider arasında ya da kuvvetli adamlar arasında bölünmüş iktidar görüntüsü.

Her şeye rağmen, bu görüntüye rağmen yaşananlar CHP'de bir değişime işaret ediyor mu?

Soru budur...

Ve yanıt görece olarak olumludur.

Evet, ediyor...

Ancak bu değişimin istikameti, hedefi ve varacağı yer ve buna ilişkin pek soru da orta yerde duruyor.

Önce işin polisiye kısmından başlayalım...

CHP'de böyle "değişim kokan" sarsıntılar ilk kez olmuyor.

1999 seçimleri sonrası Baykal'ın istifası, Altan Öymen'in genel başkan seçilmesi ve dokuz ay sonra Baykal'ın yeniden parti yönetimi ele geçirmesi yaşanan en yakın "kaptı kaçtı" durumu ve "sözde değişim" örneğiydi...

Baykal'ın genel başkanlıktan uzaklaşması, kaset kurultayı sonrası Kılıçdaroğlu'nun iş başına gelmesinin öyküsü de ortada.

Malum Önder Sav'ın teşkilatı ile Baykal karşı karşıya gelmiş, fırsattan istifade eden Sav'cılar sayesinde, aradan Kılıçdaroğlu çıkmıştı.

Ve bu koşullarda doğal olarak Kılıçdaroğlu'nun "derin parti yapısı ve anlayışı"nı aşıp gerçek ve tam lider olamama halini tüm ülke bir süredir izliyor.

Kılıçdaroğlu sonunda liderliğe el koymaya karar vermiş olmalı ki, Yargıtay Başsavcısı'nın tüzük değişikliğine ilişkin yeni yapılanma talebini vesile olarak kullandı.

Durum ne?

Şu:

-Önder Sav'la "hesabı" olan Baykalcıların da desteğiyle MYK'yı değiştirdi, Önder Sav ekibini yönetimin dışına itti.

-Sav'cıların iddiasına, işin mahkemelik görüntüsüne rağmen hukuki bir sorun olacağını sanmıyoruz. Kılıçdaroğlu kurallar içinde yetkisini kullandı. Nitekim Yargıtay Başsavcılığı Kılıçdaroğlu'nun MYK hamlesini onayladı...

- Buna karşın Parti Meclisi'nin 80 üyesinin 60'ı ilk aşamada Önder Sav'ın yanında durdu. Bu denge nasıl değişir bilinmez, ama şu açık ki, Kılıçdaroğlu'nun böyle bir partiyi yeni bir kurultay toplamadan yönetmesi kolay iş değil. Ve genel seçimlere sadece 9 ay var...

- Evet, Kılıçdaroğlu liderliğe doğru bir adım attı ama, lider olabilmesi için daha pek çok adım atması gerekiyor.

Şimdi gelelim işin siyasi yönüne, zihniyet meselesine...

Kılıçdaroğlu, genel başkan olduğundan bu yana CHP'nin takıntılı olduğu kimi sorunlarda, örneğin Kürt meselesinde, başörtüsü sorununda zaman zaman farklı mesajlar verdi.

Ancak CHP'yi kuşatan üç sorundan kurtulamadı.

İlk sorun CHP'nin ülkeye "ne yapacağını değil, ne yapılmaması gerektiğini" açıklayan, siyasetini bunun üzerine oturtan anlayışıyla ilgilidir. Bunun aşılabilmesi Türkiye ve dünyanın dinamiklerine uygun, topyekûn bir değişim projesinin dillendirilmesiyle mümkündür. Kılıçdaroğlu'nun bu noktadan ne denli uzak olduğu tüm verileriyle ortadadır...

İkinci sorun ülke kültürel ve politik bütünleşme sorunlarıyla uğraşırken, yeni bir toplumsallaşma süreci yaşarken CHP'nin modernist tavırdan bir türlü uzaklaşamaması, "iş ve aş" sorununa takılı bir dili bıkmaksızın yeniden üretmesidir. İş ve aş sorununun, adalet, kültürel aidiyet gibi unsurları taşıdığını görememesidir. Kılıçdaoğlu aynı dili tekrarlamaktan öteye geçememiştir.

Üçüncü sorun yönetim kadroları meselesidir. Demokratik bir değişim demokratlarla mümkündür. Kılıçdaroğlu'nun kadrosu ise demokratlıktan uzak bir görüntü taşımaktadır.

Tek bir örnek yeter:

Ülkenin önde gelen liberal ve demokrat yazarlarına daha bir süre önce "şerefsiz" diyen, 28 Şubat'tan bugüne askeri her girişimin hukuki meşruiyetini üretme işini üstlenmesiyle tanınan bir öğretim üyesi Kılıçdadoğlu'nun yeni genel sekreteridir...

Bizce Batı cephesinde yeni hiç bir şey yok...

yenişafak



Bu yazı 1,317 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Eylül 2012 Sorgulama vakti...
    • 28 Ağustos 2012 Kürt sorununda yeni safha...
    • 25 Ağustos 2012 Kürtlerin şiddeti...
    • 30 Haziran 2012 Anter'in katili yaşlanmış mı?
    • 12 Mayıs 2012 Solun şiddetle hesaplaşması
    • 3 Mayıs 2012 Yeni Türkiye'nin doğum belgesi...
    • 21 Şubat 2012 Dink davası ''sil baştan''...
    • 18 Ocak 2012 İkinci cinayet zamanı
    • 17 Ocak 2012 Hrant'a sözüm var...
    • 21 Aralık 2011 Soykırım ve yasa
    • 3 Aralık 2011 Dönme dolap...
    • 30 Eylül 2011 Yazıcıoğlu ve jandarma...
    • 8 Eylül 2011 Aydının şiddetle sınavı...
    • 1 Ağustos 2011 İstifaların anlamı ve yarını: Pek iyi...
    • 28 Temmuz 2011 Parlamentoda bir terörist...
    • 5 Temmuz 2011 Futbolda temizlik, ülkede temizliktir
    • 10 Haziran 2011 Yeni CHP ha! Hadi oradan...
    • 24 Mayıs 2011 MHP'de yaşananlar ve perde arkası
    • 19 Mayıs 2011 Askere ''leş'' toplatmayan generaller iş başında
    • 19 Nisan 2011 Militarist-ulusalcı batak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,727 µs