En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

Erdoğan’ın kararı



Başbakan Tayyip Erdoğan dün partisinin grup toplantısında başörtüsü konusunda son sözü söyledi ki, bence doğru tavır buydu.

Erdoğan başörtüsü konusunda CHP ve MHP’nin tavrını eleştirirken bu sorunun genel özgürlükler çerçevesinde yeni anayasa kapsamında çözüleceğini belirtti.

İlk baştan beri söylediğimiz de buydu.

Özgürlükler konusu bir bütündür.

Demokratik bir ülkenin Aleviler için ayrı, başörtülüler için ayrı, ateistler için ayrı bir düzenlemeye gitmesi doğru olmaz.

Evet, başörtülü kızların üniversite eğitiminin engellenmesi ciddi bir sorundur.

Ama cemevlerinin ibadethane statüsünün kabul edilmemesi, zorunlu din dersi, Ruhban Okulu’nun durumu da bir sorundur.

Tıpkı Kürtlerin anadilde eğitim, yurttaşlık tanımı taleplerinin hala ciddi görülmemesi gibi.

Türkiye tek tip elbiseden çıkmanın sıkıntısını yaşıyor.

Elinizi attığınız her yerden bir ceraat çıkıyor.

Yıllardır toplumu tek tek bireylerden meydana gelen bir topluluk olarak görmeyen, herkesi Türk ve Sunni müslüman kabul eden anlayış kırılıyor.

Böylesi köklü bir dönüşüm ve değişimin toplumun güç kaybeden kesimlerinde korkulara yolaçması kaçınılmazdır.

O nedenle muhafazakar kesime sıcak gelecek değişiklikleri tek tek ayırıp, sorunlarını çözmek sadece bu korkuları artırmaya yarar.

CHP, başörtüsü konusunu gündeme getirip çözümü koşula bağlayarak tam da bunu yapmıştır.

Oysa, çözüm yolu açıktır, özgürlükçü bir anayasa.

2011 seçimleri de bu anlamda bir referandumdur.

Daha özgürlükçü bir anayasa talebine karşılık gelen AK Parti ile 1940’ların paradigmasının sürmesini isteyen CHP ve MHP arasında bir referandum.

Bu referandumun iyi tarafı şu olacaktır, başörtüsü sorunun çözümü için AK Parti’ye oy verenler, aynı zamanda Alevilerin, Kürtlerin sorunlarının çözümüne de evet dediklerini bilecektir.

Bu önermenin tam tersi de doğrudur elbette.

Herkesin Öteki’nin sıkıntısını anladığı ve tüm sorunların çözümü yönünde irade beyan ettiği bir Türkiye tam demokrasi yönünde tarihi bir dönüşüm gerçekleştirmiş olacaktır.

Genç kızların üniversite kapısında çektikleri sıkıntının tek olumlu sonucu bu olsa gerek.

 

CHP’nin sancısı sağlıklı

Muhafazakar kesim sürekli CHP’nin içinde bulunduğu tartışma ortamını sorguluyor.

Ancak aynı sorgulamayı AK Parti’deki tek seslilik konusunda göremiyoruz ne yazık ki.

Elbette, kazanan ekip sorgulanmaz anlayışı ağır basıyor burada.

Ancak, CHP içindeki çoksesliliği sürekli gündemde tutup bunu bir zaafiyet gösteren anlayışı sorgulamak gerekiyor.

Deniz Baykal’ın CHP’si tek sesliydi.

Aynı anlayışı sürdürmek isteyenler, 29 Ekim Resepsiyonu’nda ağır basmaya çalıştılar.

Ancak Kemal Kılıçdaroğlu akıllı bir tutumla bu gerilimi aşmayı başardı.

CHP’nin Kemalist kanadı geri adım atmak zorunda kaldı ve resepsiyona katılımı başörtüsüne bağlamaktan vazgeçti.
Yerine koyduğu argüman daha da saçma ama bu tutum bile kamusal alan-başörtüsü tartışması saçmalığına nokta koymuş oldu.

Bu tutumda Kemal Kılıçdaroğlu kadar, Gürsel Tekin, Umut Oran ve Enver Aysever gibi isimlerin etkili olduğunu düşünüyorum.

CHP bir iktidar alternatifi olabilecekse, bu isimlerin parti içi konumlarının güçlenmesinin şart olduğu kanaatindeyim.

 

Garson Mehmetçik

Atatürk’e atfen anlatılan bir hikaye vardır, “Bu milletten her şey olur, uşak olmaz” mealinde.

İstiklal Savaşı’nın ruhuna uygun bir öykü bu.

Ancak Silahlı Kuvvetlerin bugünkü yapısına bakınca Atatürk’ün büyük ölçüde yanıldığını görüyoruz.

Mustafa Kemal’in savaşçılığıyla övündüğü Mehmetçik, günümüzde onun hiç istemediği işleri üstlenmiş görünüyor.

Star’ın dünkü manşeti Silahlı Kuvvetlerin mevcut düzeniyle Atatürk’e atfedilen hikayenin çelişkisini açık bir şekilde ortaya koyuyordu.

star



Bu yazı 1,234 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,593 µs