En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

TV ekranlarında izledikleriniz



"Necla Arat ve Nur Serter'den ne eksiği var, hazır bu iki hanımefendi CHP'yi yeniden çekim alanlarına almışken Kemal Alemdaroğlu da ortaya atılıp 'Ben de buradayım' demeli" diye düşünüyordum. Keşke başka bir şeyi geçirseymişim zihnimden; Kemal Alemdaroğlu da artık ekranlarda...

İstanbul Üniversitesi'nin eski rektörlerindendi Prof. Kemal Alemdaroğlu, tıp profesörüydü ve en keskin başörtüsü karşıtlarından biriydi. 'İkna odası' uygulamasını Prof. Nur Serter başlatmış olsa da, ona bu yetkiyi veren kişi kendisini rektör yardımcılığına getiren Prof. Kemal Alemdaroğlu'ydu.

Her bakımdan dönemine uygun bir kişilikti; gözüme batan tek kusurunu hâlâ rektör koltuğunda otururken burada sergilemiştim: İki meslektaşıyla birlikte onun ismini de taşıyan bir kitap Amerikalı birinin eseriydi aslında; içindeki çizimlere kadar Türkçeleştirmiş ve üstüne ismini yazmaktan çekinmemişti İstanbul Üniversitesi Rektörü...

Gerçi ben buna 'kusur' diyorum, ama Amerikan Virginia Üniversitesi'nin tespit ettiği, kitabın orijinalini çıkaran yayınevinin sorulduğunda "İznimiz yok" bilgisini verdiği, Alemdaroğlu tarafından kaleme alınmış bölümde esas eserden kaynak olarak bile söz edilmeyen kitapla işlenen 'intihal' suçunu, başında bulunduğu üniversite camiası hiç büyütmedi.

Sadece Ahmet Necdet Sezer dert etti bu durumu ve Cumhurbaşkanı olarak görev süresini uzatabilecekken Kemal Alemdaroğlu'nu koltuğundan ediverdi.

Cüneyt Özdemir'in programına çıkmış birkaç gün önce Kemal Alemdaroğlu ve "Yasak uygulanırken herhangi bir sorun çıkmadı, öğrenciler başlarını kendiliğinden açıp derslere girdiler" demiş... "Nur Serter'in 'iknası' çok etkili oldu" demeye getiriyor...

Nur Serter'in de ilginç bir kişiliği var. 'Sevgi Dünyası' adlı 'ispirtizmacı' bir grubun dergisinde yazı hayatına başlayan Nur Hanım, 27 Mayıs'ta İstanbul'da Örfi İdare Kurmay Başkanı olan babası Albay Emin Aytekin'in yönlendirmesiyle 'muhafazakâr' hocaların yanında saf tutuyordu. Tunca Toskay, Turan Yazgan, Enis Öksüz gibi isimlerle aynı bildirilere imza atıyor, 'Dinde Siyasal İslâm Tekeli' adlı kitabında başörtüsü yasağının bir-iki kurum istisna tutularak kaldırılmasını savunuyordu.

Evet, keşke yeni baskısını yapsa da kitabını herkes okuyabilse... Mesai saatlerinin ibadet vakitlerine (Ramazan'da iftara) göre düzenlenmesini de istiyordu Nur Serter...

Hepimiz değişiyoruz, o da böyle değişmiş işte...

Kemal Kılıçdaroğlu'nu kamuoyu önünde bir kez daha "Çark etti" görüntüsüne büründüren "Başörtüsü sorununu biz çözeriz" noktasından "Biz iktidar olursak çözeriz, demiştim" noktasına getiren bu 'saygın' isimler arasında en ilginci Prof. Necla Arat'tır. Bana göre 'ilginç' tabii, kendisini 1996'dan başlayarak defalarca buraya konuk ettiğim için...

Deniz Baykal'ın iyi bir Kulis okuru olduğunu bildiğimden Necla Arat'ı milletvekili seçtirmesini biraz da benden öğrendiklerinin etkisine bağlıyorum. Deniz Bey beni sever, ama benim dediğimin tam tersini yapar çünkü.

Necla Arat her doçent gibi profesör olmak üzere çalıştığı kurum olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne başvurmuş... O yıllarda profesör olmak için tez yazılırdı, o da 'Ahlak Felsefesi' adlı kitabını tezi olarak sunmuş kurula... Kurulun beş üyesinden ikisi lehte, ikisi aleyhte oy kullanmış, biri de çekimser kalmış...

Durum bir üst kurula gitmiş... Kurul bir komisyon oluşturmuş, komisyon da bir rapor hazırlamış... Raporun en can alıcı cümlesi şu: "Görüldüğü üzere, Necla Arat'ın 218 sayfalık tezinin sadece 20 sayfa kadar tutan kısmının orijinal mi olduğu tesbit edilememekle beraber, geri kalan 200 sayfalık kısmı tamamen intihalden ibarettir."

Ne dediniz, duyamadım?

Komisyonu bu sonuca ulaştıran bulgular el yakıyor. Tez üç ayrı İngilizce kitaptan tercüme yoluyla derlenmiş... Dipnotlarda yer vermek bir tarafa, tezin 'kaynakça' bölümünde bile o üç kitabın adı anılmamış...

Raporda kitaplarla tez arasındaki fikir ve ifade beraberliği cümle cümle gösteriliyor.

Sonuç? Sonuçta profesör olmayı bekleyen Necla Arat altı ay üniversiteden uzaklaştırma cezası aldı.

Konumuzla bir ilişki kurmanıza yarar mı bilemem, ama olayda şu ayrıntı da bence önemli: 'İntihal' (çalma) vak'asını tespit edip üniversiteden ilişkisinin koparılmasını talep eden üst komisyonun başkanı bir İslâm Felsefesi hocasıydı (Prof. Nihat Keklik).

Arat ve Serter şimdi CHP'de milletvekili; Kemal Alemdaroğlu rektörlükten sonra ne yapar bilmiyorum, muhtemelen hasta bakıyordur.

Üçü de şu sıralarda televizyon kanallarına konuk oluyorlar. Kendilerini izlerken bu arka-plana da sahip olasınız istedim.



Bu yazı 1,209 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,175 µs