En Sıcak Konular

Gülay Göktürk


Gülay Göktürk
0 0 0000

Sokak yazarı



Eyüp Can'a Radikal'in yeni döneminde başarı ve bol müşteri dilerim.
Ama şu "sokak yazarı" meselesini başımıza sarmasaydı keşke!

Yanlış anlaşılmasın; kendim için korkuyorsam ne olayım. Hani, bizimkiler de beni iteklerse arkamdan diye bir endişem yok. En azından yaş haddinden sıyırtırım diye düşünüyorum.

Benim derdim, hem halka hem de gazeteci milletine yanlış umut verilmesin... Genç köşe yazarı adayları da kendimizi mesleğimize hazırlıyoruz diye ha babam, de babam sokakları arşınlayıp durmasın.

Önce şu köşe yazarlığı üzerine bitmek tükenmek bitmeyen muhabbete genel bir eleştiri:

 Artık her önüne gelenin kendine göre bir köşe yazarlığı tarifi yapmasından gına geldi gerçekten.

Yazar birinci tekil şahıs mı yazmalıymış, birinci çoğul şahıs mı... Haftada kaç gün yazması gerekirmiş... Kendinden ne kadar bahsetmesi uygun kaçarmış... Halkın sözcüsü mü yoksa öncüsü mü olmalıymış... Muhabirlerden rol çalıp köşesinde haber özetlemesi doğru muymuş... Bir gazetede kaç yazar olması makulmüş...

Ve işte son tartışma: Sırça köşkünden ahkâm mı kesmeli, yoksa "hakikati" bulmak için yollara mı düşmeliymiş...

Bütün bu soruların gerisinde tek tip bir köşe yazarlığı arayışı olduğunu fark ediyorsunuzdur herhalde.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi olacak da her köşe yazarının bir yazışı olmayacak mı? Neden boyuna kurallar koyup duruyorsunuz? Tartışılan bütün bu konuların yazardan yazara değişen şahsi seçimler olduğu, zaten yazarın şahsi seçimi ile okur tercihleri buluşuyorsa başarının, buluşmuyorsa başarısızlığın geldiği, bunun dışında herkesi belli bir köşe yazarı prototipine uydurmaya çalışmanın hem saçma hem imkânsız ve hem de son derece yanlış olduğunu anlamak için daha ne kadar tartışmanız gerekiyor?

X x x

Bizi sokaklara çağıran güncel tartışmaya dönersek...

Ben bunca yıllık meslek hayatımda, gerçekleri görmenin insanın nerede konuşlandığına bağlı olmadığını o kadar çok gördüm ki...

 "Kitlelerin nabzını elinden bırakmayan" nice gazetecinin burnunun dibindeki "gerçek"lere tamamen körleşebildiğine o kadar çok tanık oldum ki... "Sokağa" sadece ve sadece kendi kafasındaki şablonları doğrulamak üzere çıkan ve "sokakta" karşılaştığı gerçekler, kendi kafasındaki şablonlara uymayınca o şablonları sorgulamak yerine gözlerini şaşılaştırıp görmeyi istediklerini yazan o kadar çok gazeteci ile çalıştım ki...

Gerçekleri görmek her şeyden önce cesaret işidir...

Gerçekleri görme cesaretiniz yoksa nerede konuşlandığınız hiç fark etmez.

Kaldı ki, ben bu sokaklara çıkma teklifinde kötü bir popülizm de seziyorum. Hani, sanki bütün "gerçekler" sokaklarda gizli de bize düşen tek iş çıkıp onları bulmak... "Sokaktaki adam" bütün bilgeliği ile köşe başında seni bekliyor. Ona sor, o bilir, o her şeydir, o bütün erdem ve irfanın kaynağı, taşıyıcısıdır...

İşte bu noktada duralım.

Tamam, demokratız demokrat olmasına da onun ne olduğunu unutmadan. Sokaktaki adam ülke yönetimini belirlemede ne kadar tek otorite ise benim zihnimi, düşüncelerimi ve kalemimi yönlendirmede o kadar yetkisiz ve yetersizdir.

Sokaklara çıkma fetişizmi, yazarı nabız tutmak, düşüncelerini test etmek ve zenginleştirmek amacından koparıp devşirmeciliğe, anketörlüğe kadar sürükler. Ve sık sık şu cümle ile karşılaşırsınız yazılarında: "Halk şöyle istiyor, böyle düşünüyor..." Peki de kardeşim sen ne

düşünüyorsun? O kadar kamuoyu meraklısı isen, bu konunun uzmanı olan araştırma şirketlerinin raporlarını bas köşende.

Halkın karşısında boynumuz kıldan incedir elbet ama sadece kamusal alanda... Şu naçiz zihnim söz konusu olduğunda alimallah teline bile dokundurtmam.



Bu yazı 1,323 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Susmak için artık çok geç
    • 24 Eylül 2012 Darbecilik mahkûm oldu
    • 21 Eylül 2012 7 adımda çözüm planı
    • 14 Eylül 2012 Libya
    • 25 Ağustos 2012 Kürtler'i PKK'dan korumak
    • 8 Ağustos 2012 Tehditle canlı kalkan olunur mu?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye Kürdistanı
    • 2 Temmuz 2012 Zana kimi, neyi temsil ediyor?
    • 18 Haziran 2012 Kılıçdaroğlu Bahçeli'nin arkasına saklanıyor
    • 15 Haziran 2012 Olmayacak duaya amin
    • 11 Haziran 2012 Oslo süreci yeniden mi?
    • 8 Haziran 2012 Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesi
    • 4 Haziran 2012 Ses kayıtları
    • 30 Mayıs 2012 Parti kongreleri neden yapılır?
    • 21 Mayıs 2012 Sivil bayramlar dönemi
    • 11 Mayıs 2012 Yine mi?
    • 9 Mayıs 2012 Solun resmi tarihi
    • 25 Nisan 2012 Keşke CHP bölünse
    • 11 Nisan 2012 Kafası karışık bir Demirtaş
    • 9 Nisan 2012 Nizam-ı alem

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,386 µs