En Sıcak Konular

Semih İdiz


Semih İdiz
0 0 0000

ABD ile ilişkilerde tren kazası olasılığı



Türk-ABD ilişkilerinin gergin bir dönemden geçtiği sır değil. Bu ilişkilerin düzelmeden önce daha da gerilmesi olasılığının yüksek olduğu belirtiliyor. ABD’li diplomatlar ve gazetecilerle yaptığımız sohbetlerin yanı sıra, Washington’da çalışan ve Türk-Amerikan ilişkilerine kafa yoran araştırmacılardan aldığımız mesajlar bunu gösteriyor.
Esas sorun tabii ki ABD Kongresi’nde. Oradaki havanın ciddi şekilde Türkiye aleyhinde esmeye devam ettiği belirtiliyor. Bu havanın dağılmasının ise üç konuda ilerlemeye bağlı olduğu söyleniyor.
Bunlar Türkiye ile İsrail ilişkilerinin düzelme rayına girmesi, Türkiye’nin İran konusunda NATO müttefiklerine daha yakın pozisyon alması ve Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan Zürich Protokolleri’nin hayata geçirilmesi için Ankara’nın çaba sarf etmesi olarak sıralanıyor.
Bu listeye bakıldığında, Ankara ile Washington arasındaki soğukluğun yakın zamanda giderilmesi asçısından ortamın çok parlak olmadığı görülüyor. Her şeyden önce İsrail meselesine bakarsak Türkiye, anlaşılır bir şekilde, İsrailli askerler tarafından Mavi Marmara baskınında öldürülen Türkler için İsrail’den hâlâ özür ve tazminat bekliyor.
Beklemenin ötesinde bu Türkiye açısından bir onur meselesi oldu. Sonuçta her devlet gibi Türkiye de vatandaşlarının hakkını korumak zorunda. Buna karşın İsrail de özür dilememeyi ve tazminat ödememeyi adeta bir onur meselesine dönüştürmüş bulunuyor. İsrail’deki iktidarın kompozisyonu düşünüldüğünde, bu durumun yakın tarihte değişmesi zor görünüyor.
Bu çerçevede ABD, stratejik tercihine binaen, haksız da olsa İsrail’i Türkiye’ye karşı kolluyor, ki bunu BM’de açıkça gördük. Washington aynı zamanda Cumhurbaşkanı Gül’ün BM Genel Kurulu sırasında İsrail Cumhurbaşkanı Peres ile Amerikalıların ifadesiyle, “görüşmeyi reddetmesiyle” de “önemli bir fırsat kaçırdığına” inanıyor. Bunun Kongre’deki olumsuz havayı daha da körüklediği söyleniyor.
İran konusundaysa, Türkiye’nin Güvenlik Konseyi’nde İran yaptırımlarına karşı oy kullanmasının Washington’da hâlâ yankılandığı anlaşılıyor. Türkiye’nin, aslında uymak zorunda olmasını gerektiren yasal bir durum yok iken, ABD’nin İran’a tek taraflı olarak koyduğu yaptırımlara uymayacağını açıklamasının da olumsuz bir etki yarattığı belirtiliyor.
Türkiye’nin özellikle İran’a konan mali yaptırımlar konusunda “zayıf halka” olarak görüldüğünü tekrar eden ABD’li muhataplarımız, 17 Ekim’de başlayacak ABD ziyareti sırasında bunun Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’a hissettirilmesinin şaşırtıcı olmayacağını kaydediyorlar. 
Aradan geçen zamana rağmen Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan Zürich Protokolleri’nin hayata geçirilememiş olmasının faturasının da Washington tarafından Ankara’ya çıkarıldığı görülüyor. Bu arada, Türkiye’nin Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin protokoller hakkında aldığı karara ilişkin argümanları da fazla ciddiye alınmıyor.
Özetle, Türkiye’nin bu protokoller işine, uygulamak için değil de sırf  Başkan Obama’nın “soykırım” kelimesini telaffuz etmesini engellemek için girdiğine inanılıyor. Muhataplarımızın kendilerine sunduğumuz karşı argümanları “inandırıcı değil”  diye eleştirmeleri ise, Washington’da bu konuda bir sabit düşüncenin oluştuğunu gösteriyor.
Genel durum böyle olunca nisan ayı geldiğinde Türk-ABD ilişkilerinin “iyicene ısınacağına” inanılıyor. Sadece Ermeni lobisinin değil, Türkiye’ye karşı şu veya bu nedenle kuyruk acısı duyan her türlü kesimin Kongre’deki Türkiye aleyhtarı havadan yararlanmak istediği kaydediliyor.
Bu arada İran nedeniyle Türkiye’ye zaten kızgın olan ve bu yüzden herhangi bir lobinin ikna çabasına ihtiyacı olmayan çok sayıda Kongre üyesinin bulunduğu da belirtiliyor.
Bu genel tablo karşısında Türk-ABD ilişkilerindeki eski düzeyin yakın bir gelecekte tekrar yakalanması gerçekten de zor görünüyor. Bu arada yukarıda ele aldığımız sorunlara yenileri de eklenirse, ortamın daha da gerileceği aşikâr. “İyi idare edilemezse bu yol Türk-ABD ilişkilerinde bir tren kazasına kadar gidebilir” diyen Amerikalılar bile var.

milliyet



Bu yazı 1,203 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Ağustos 2011 Artık muhtıra değil, emeklilik dilekçesi veriliyor
    • 16 Mayıs 2011 Suriye karıştıkça Türkiye’den beklenenler artıyor
    • 3 Ocak 2011 ''İsrail ve Suriye için Türkiye en iyi arabulucu''
    • 13 Aralık 2010 AB’den gelen büyük desteğin nedeni
    • 13 Ekim 2010 ABD ile ilişkilerde tren kazası olasılığı
    • 4 Ekim 2010 İsrail’de yoğun Türkiye aleyhtarı Propaganda
    • 28 Ağustos 2010 Avrupalılar bile AB’ye artık inanmıyor
    • 3 Temmuz 2010 İsrail, Türk-ABD ilişkilerinin koşulu haline geliyor
    • 31 Mayıs 2010 Savunma stratejimizi etkileyecek gelişmeler yaşanıyor
    • 8 Mart 2010 ABD dış politikası amatörlerin elinde mi?
    • 2 Kasım 2009 Peki, CHP ne yapıyor?
    • 8 Haziran 2009 Obama’nın verdiği desteğin arka planı
    • 23 Şubat 2009 Batı’dan uzaklaştığımız inancı artıyor
    • 6 Ekim 2008 Aktütün saldırısıyla akla gelen sorular
    • 20 Ağustos 2008 Washington ile Montrö sıkıntısı
    • 18 Ağustos 2008 Türkiye ittifaksız kalırsa ne olur?
    • 11 Ağustos 2008 Türkiye’yi Batı’ya iten Rusya’dır
    • 2 Ağustos 2008 Batı kadar Doğu da rahatladı
    • 21 Ocak 2008 Erdoğan-Sarkozy-Merkel zirvesi bir tuzak mı?
    • 31 Aralık 2007 2008'de Türk- ABD ilişkileri

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,902 µs