Bu yazının içindeki hemen tüm kimlik bilgileri, konuşanlardan mekâna kadar bana emanet..Yani yazamam. Onun için, okurlara gösterecekleri anlayış için teşekkür ederek başlayayım...
Çok kısa bir süre önce büyük bir ülkenin milli günü için yine büyük bir oteldeki resepsiyona davetliydim.. Ankara’da bu tür davetlerde o kadar çok tanıdık içinde kalırsınız ki, çoğu zaman etrafınıza bakamadan, yeni kim var, haber çıkacak biri var mı göremeden ayrılmak zorunda kalırsınız.
Bu resepsiyon da böyle oldu.. Sık sık bu tür vesilelerle bir araya geldiğim, "güncel konular" üzerine sohbetler yaptığım insanlarla konuşurken.. Yani yine tanıdıklar arasında söyleşirken birden fark ettim ki, hep birlikte sohbet ettiğim üç kişinin ortak bir özelliği var.
Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis olayı ile yakın ilgililer!
Dediğim gibi kimliklerini açıklayamam ama şu kadarını söyleyeyim, bugünlerde Eşref Bitlis hakkında konuşanların tüm iddialarını toplayın, bu üç kişiden sadece birinin bile ağzından yüzde biri çıksın çarşı karışır!
Bu konuda ağızlarını açmayacaklarını bildiğim için, sadece bir tek soru sordum hepsine.
Eşref Bitlis’in uçak kazasında hayatını kaybetmesinden sonra, bu trajedinin suikast olduğuna ilişkin sayısız iddia ortaya atıldı..
Ama asıl önemlisi şu; kamuoyunun kanaati de bu yönde.
Yani, sokakta yürüyen insanlar Eşref Paşa’nın öldürüldüğüne inanıyorlar.. Bu yüzden “kişisel kanaatlerini” yani “neye inandıklarını” sordum.
Çünkü 1993 yılında Türkiye önemli isimlerini (Turgut Özal, Uğur Mumcu) üst üste kaybetmişti. Bunlardan biri de Eşref Bitlis’di.
Üstelik diğer kayıplarla birlikte Eşref Bitlis olayı da yeniden gündeme gelmiş, televizyon ve gazetelerde haber olmaya başlamıştı. Yani yeniden gündemdeydi! (Zaten çok geçmeden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’da Eşref Bitlis'in ölümüne ilişkin resen soruşturma başlattı.)
Sonuç şu..
Bu üç kişi de bana aynı yanıtı verdiler…
“Kazaydı”.
Ben de şunu söyledim… “Türkiye’de herkes böyle olduğuna inanmak ister. Öte yandan çok sevdiği bir komutanın kaybının arkasında gölge varsa hesabını sormak ister. Yoksa da rahatlar. Eğer kazaysa mesele yok.. Yok değilse ve bundan devlet içinde birilerinin haberi varsa.. Bu ülkenin insanları bunu ne unutur ne de affeder”.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle