En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

Bundan iyisi Şam'da kayısı gerçekten...



Türkiye'yi övücü izlenimler yazdığımızda bundan iktidar partisine pay çıkarıp rahatsız olanlar var mıdır? Herhalde vardır. Ülkenin ve insanlarının lehine maddelerle dolu bir anayasa değişikliği paketine yüzde 42'si 'Hayır' diyebilmiş bir ülke burası ve doğal olarak Türkiye övgüsü birilerini rahatsız ediyordur...

Ne yapalım, gerçek bu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ülke topraklarından çıkar çıkmaz bu gerçeği bizzat yaşadı. Brüksel'de beklemediği bir ilgiyle karşılaştı ve iltifatlara boğuldu ise, sebebini herhalde kendisinde aramamıştır. Türkiye önemli hale geldiği için, anamuhalefet partisi ve onun genel başkanı da önemli işte...

Bugün, dünyanın dört bir yanında "Ben Türkiye'den geliyorum" demek, bunu diyene, elinde ABD pasaportu bulunandan daha fazla kapı açıyor...

Koreli Ban-Ki Moon, BM Genel Sekreteri olarak, 135 ülke arasından Türkiye'nin Daimi Temsilcisi Ertuğrul Apakan'ın evine gitmeyi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile aynı yemek masası etrafında buluşmayı tercih ediyor. Diğer ülkelerin diplomatlarının "Neden Türkiye?" diye sormayacaklarını bilmese bunu yapar mıydı sanıyorsunuz?

Hiç kimse Barack Obama'nın BM Zirvesi'ne katılacak liderlerle ikili görüşme yapmasını beklemiyor. BM'nin merkezi New York'ta ve her yıl bu zamanlar yapılan zirveye çok sayıda devlet ve hükümet başkanı katıldığı için ABD başkanının diplomatik nezakete aykırı davranmamasını sağlamanın yolunu hepsine eşit mesafede durmasında bulmuşlar. Büyük bir davet verecek Barack Obama ve hiçbir liderle başbaşa kalmayacak...

İçimde bir his, bir fırsat yakalayıp Abdullah Gül'le buluşmak isteyeceğini söylüyor; bizim kaynaklar böyle bir şey olamayacağını açık bir dille ifade ettikleri ve gelenek de bunun imkânsızlığını gösterdiği halde...

Cumhurbaşkanı Gül, ailesi fertleriyle birlikte pazar sabahı Central Park'ta yürüyüş yapmış, kahvaltı için de o çevrede bir yeri seçmiş... Etrafında kalabalıkla yaklaşan birini "New York Valisi" diye takdim etmişler. Vali David Paterson siyahi ve gözleri de 'kör' denebilecek kadar bozuk... Türkiye'nin cumhurbaşkanıyla tanışmak ve söyleşmek üzere geldiğini bildirdikten sonra, "New York olarak İstanbul'da bir büro açacağız" haberini iletmiş...

Daha kimbilir nerelerde büroları vardır New York'un, değil mi? Hayır, bu bir ilkmiş... "İstanbul'la iletişim kurmak bizim için çok önemli" demiş Vali Paterson...

Olayı işittiğimde verdiğim tepkiyi merak ediyorsanız söyleyeyim: "Demek gözü iyi görmeyenler bile bunu görebiliyor..."

Geçen gün Radikal gazetesinde Thomas M. Barnett imzasıyla uzunca bir yazının çevirisi yayımlandı. Yazıya "Türkiye'den İyisi Şam'da Kayısı" tuhaf başlığını uygun görmüş editörler. Tuhaf muhaf, ama yerinde bir başlık olmuş... Amerikalı strateji uzmanı ülkesindeki bazı niyeti bozukların sorageldikleri "Türkiye nereye koşuyor?" sorusundan ürkmek yerine, aynı soruya ciddi bir cevabı kendisi aramış...

Thomas Barnett, kitapları bizde de yayımlanan, ülkesinin öndegelen askeri okullarında strateji dersleri veren bir uzman. Türkçeye "Pentagon'un Yeni Haritası" adıyla çevrilmiş kitabı dünyanın hemen bütün dillerinde yayımlandı. Sözü dinlenir biri. Radikal'de çıkan makalesini okuyunca, şöhretinin sebebini tahminde zorlanmıyorsunuz.

Kitabının önsözünde şunu yazmıştı Barnett: "Bush yönetiminin büyük patlama stratejisi Ortadoğu üzerinde uygulanmaya devam ederken, Türkiye dışında başka hiçbir ülke, böyle büyük bir tehlike ya da fırsat ile karşı karşıya değil... Türkler'in bu öncü rolü isteyip istemedikleri pek önem taşımıyor, çünkü tarih bu rolü onların önüne koydu."

Demek ki, yazarlık namusu kendisini Türkiye'yi gözlemeye yönlendirmiş. "Öngörülerin doğru çıktı mı?" diye soracaklar için yazmış yazısını; daha çok da kendi ülkesinde Türkiye'nin değerini anlamak istemeyenler için...

"Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar, Asya ve Avrupa arasında uzanan bir coğrafyada yer alan halkı Müslüman bir ülkenin nasıl bir politik çizgi izlemesi gerekir?" sorusuna cevap teşkil edecek bir dizi tercihi seslendiriyor Barnett... Birkaçı bize batsa da geri kalanı anlamlı tespitleri var. Türkiye'nin dış politikası ile etrafında istikrarlı bir çevre oluşturma gayretine şapka çıkartıyor ve kendi içimizi yeniden düzenleme çabalarını da takdirle karşılıyor.

Elbette ABD odaklı bir değerlendirme Barnett'in yaptığı, ama tespitlerini okurken 'strateji' denilen uğraş alanının bizdeki bazı temsilcileri namına üzülmeden edemiyor insan...

New York'ta her yeni güne daha zinde uyanıyoruz, "Türkiye" adını her işitişimiz bir övgüyle ilintili...

Gerçekten, bundan iyisi ancak Şam'da kayısı...



Bu yazı 1,364 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,159 µs