‘bilinçaltı, paralar ve kuramlar arasında hiçbir fark kalmamıştır’.
baudrillard
Boratav: “Türkiye’de 1973-1979 yılları içinde burjuvazinin devlet aygıtı üzerindeki egemenliği daraldı; emekçi sınıfların paylaşım alanı genişledi. Sermaye çevreleri bu mevzi kaybını hazmedemediler; karşı hücuma geçtiler: Ecevit iktidarına cepheden ve şiddetle saldırdılar. Turgut Özal’ın 24 Ocak programında ekonominin yönetimine; 12 Eylül sonrasında Başbakan Yardımcılığı’na yerleştirilmesinde belirleyici oldular. Emekçi örgütlerini devre dışı bırakan; solu yok eden cunta uygulamalarının arkasında yer aldılar. Ve en önemlisi, 1982 Anayasası’nın ve ona bağlı olan yasal, kurumsal düzenlemelerin biçimlenmesinde doğrudan rol aldılar. Bu sayede, temel bölüşüm ilişkilerinin, sadece kısa dönemli (silah zoru içeren) müdahalelerle değil; çok daha kalıcı olarak burjuvazinin lehine dönüşmesini sağlamış oldular. Neoliberal dönüşüm, böylece, burjuvazinin genel programı olarak kucaklandı”.
Bir: 12 Eylül 1980 darbesi, 24 Ocak 1980 Kararları’nın uygulanması için yapıldı. İki: 12 Eylül darbesi ile Neoliberal model uygulanmaya başlandı. The program, 1980 yılından bugüne kadar uygulanmaktadır. Hükümetler, değişti. Neoliberal model, değişmedi. Üç: 12 Eylül darbesi ile birşey daha başladı. İç ve dış hesaplarda açık vermek, açıkların borç ile kapatılması. Bütçe açığı ve ödemeler dengesi açığı. Borç, 12 Eylül darbesi ile oluşturuldu. Dört: Üretimin sona erdirilmesi. 12 Eylül darbesi, tarım ve sanayii tasviye etti.
The darbe, sermayenin bir saldırısıdır. Saldırı, bugün, devam ediyor. 10 milyon işçi, kayıt dışı. 14 milyon işçinin yalnızca 400 bini sendikalı. İşsiz, asgari ücret düzeyinin altında bir ücret seviyesinde ve sigortasız olarak çalışmaya hazır olduğu halde iş bulamıyor. Hanehalkının, bankacılık kesimine olan toplam borcu 150 milyar lira. 2010 yılının ilk altı ayında bankacılık kesiminin faiz geliri toplam 20 milyar lira. Hazine, ilk altı ayda 27 milyar lira faiz ödemesi yaptı. Tarımda çalışanlar, fakirleşmeye devam ediyor. Türklerin gıda güvenliği, bugün, yok. Çalışmaya hazır insanlar, üretim faktörlerine ulaşmaları engellendiği için çalışamıyor, üretemiyor.
12 Eylül darbesi Türklerde bir anlam değişikliği oluşturdu. Şu: Üretimin yerini para aldı. Planlama, terk edildi. Yükselen prensip: ‘Çalışmanın bir anlamı yoktur ve para herşeydir’. Türkiye’de herkes ekonomi politik konuştu. Ekonomi politik bir yabancı dil haline getirildi. Toplumun önemli bir kısmı, ekonomi politik alanının dışına itildi. Yalnızca birkaç bin kişinin ilgilendiği yabancı para fiyatı ile borsa haberleri 20 ayrı haber televizyonu kanalı ile canlı olarak yayınlandı, yayınlanıyor.
Birşey daha gerçekleştirildi. Kültür, bilim, adalet, darbe ile yok edildi. Bir simgesel anlam olarak gençlik, the darbe ile artık yok.
İktisadın belirleyici olduğu görülüyor.
12 Eylül darbesi ile hesaplaşmak mı istiyoruz? Mükemmel. O halde neoliberal iktisat modelini terk edelim. Açık.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle