Mehmet Altan “2’nci Cumhuriyet” demişti.
Adına ne derseniz deyin rahmetli Turgut Özal’ın attığı temeller üzerinde yeni bir Türkiye yükseliyor.
Bu “Yeni Türkiye”nin tüm değişimleri olumlu yönde değil elbette.
Çevreyi ve doğayı daha fazla tahrip ediyor mesela...
Gelir dağılımında adaleti de sağlayamıyor...
Yoksulluğu ortadan kaldırmak kadar sadaka kültürünü de öne çekiyor...
Ama yine de “Eski Türkiye”den iyi olduğunu söyleyebiliriz.
Demokrasisi hala tam değil ama düne göre eksiksiz.
İşkence suçlaması giderek daha az yapılıyor mesela...
Polisin yurttaşa daha dikkatli ve saygılı davrandığı da ortada.
Sağlıktan eğitime, ulaştırmadan spora kadar her alanda daha iyiye gidiliyor.
İtirazı olanlar son yılların yatırım rakamlarına bakabilir.
Yeni Türkiye’nin sahneye çıkışı yurttaşların yaşam seviyesini yükseltiyor.
Eski Türkiye’de ısrar eden son kale yargı kaldı.
İdeolojik ve katı bir tutumu var yargının.
O yüzden Yargıtay Başkanı Gerçeker’in yargı ile ilgili değerlendirmesi doğru değil.
Yargı kendi başına bırakıldığında devletçi, bireye, özgürlüklere karşı bir tutum alıyor.
Türkiye’nin yakın tarihindeki tüm önemli davalar bunun tanığı.
Türkiye yargı sisteminin özgürlükler alanını genişleten, uluslararası hukuk sisteminde saygı uyandıran bir tek kararı var mıdır merak ediyorum.
Bu yargı sistemi Yeni Türkiye’yi taşımıyor.
Yargı, her şeyi taze sebze-meyve dolu bir manavda duran çürümüş karpuza benziyor.
Türkiye yeni dünyanın saygın bir üyesi olmak istiyorsa, yargı sistemini çağa uydurmak, şeffaflığı, çoğulculuğu sağlamak gerekir.
12 Eylül referandumu Yeni Türkiye için de kritik bir dönüm noktası olacak.
Erdoğan’ın sırrı
Diyarbakır’da topluyor kitleleri, İstanbul’da da.
Üstelik artık yüzü de eskidi.
Rakiplerinin aksine her kentte en az 3-4 miting yapmıştır bugüne kadar.
Sık sık televizyon ekranlarından halka hitap ediyor.
Yani merak edilen yönü çok az.
Ama yine de İstanbul’da 300 binden fazla insanı toplayabiliyor.
Neden hala insanlar bu mitinglere ilgi duyuyor?
Bu cevaplanması gereken bir soru...
Yanıt, aradan geçen 7 yıla rağmen hem Erdoğan’ın, hem partisinin dinamizmini, hem yenilikçiliğini koruyor olmasında yatıyor herhalde.
Erdoğan değişimi temsil ediyor ve bazı şeyleri değiştirmek için mücadele ediyor.
Karşısındakiler ise durağanlık istiyor, her türlü değişime karşı.
Yani Erdoğan kitleye pozitif, muhalefet ise negatif enerji veriyor.
Herhalde onun için meydanlar hala böylesi kalabalıklara tanıklık ediyor.
Muhalefetin konumunu yeniden gözden geçirmesinde yarar var.
Yazarlar ve gazeteler
Yazarlarına bakarsak, ki kiminin gazete yapımında da sorumluluğa var, Türkiye korkunç bir diktatörlük pençesinde.
Yazarların yazdığı gazeteler ise bu havayı yansıtmıyor.
Sonuç: Ya gazeteler yanlış ya da bu yazarlar yanlış gazetelerde yazıyor.
Rahibe meselesi
CHP önce inkar, sonra kabul etti.
Başta Başbakan Erdoğan tüm AK Parti temsilcileri kıyamet kopardı.
Sonunda İçişleri Bakanlığı, başörtüsünü rahibe kıyafetine benzeten billboardları CHP’li bir belediyenin astığını açıkladı.
Anlamadığım nokta şu; rahibe kıyafeti neden aşağılama gerekçesi oluyor.
Bildiğim kadarıyla rahibeler, Tanrı yolunda olmak için dünya zevkinden vazgeçmiş, kendilerini ibadete ve din eğitimine adamış insanlar.
Prof. Muazzez Çığ, başörtüsünün tarihsel kökeni konusunda bazı iddialarda bulunduğunda da kıyamet kopmuştu.
Ya o zaman koparılan kıyamet yanlıştı ya da bugün koparılan kıyamet yanlış...
Hayırcılara 2 soru
Referandumda “hayır” diyenler, bu tavırlarını AK Parti’ye bağlıyorlar.
Demokrat değil, hoşgörülü değil vs.
Bir de AK Parti’nin yargıyı yürütmenin denetimine sokacağını söylüyorlar.
AK Parti ile yargının demokratlaştırılması iki ayrı konu. AK Parti iktidarı bugün var, yarın yok.
Bu yargı sistemi ise bizimle beraber.
Şimdi değilse ne zaman reform yapılacak?
Bu bir...
İkincisi, yargı hangi yollarla yürütmenin emrine girecek, net bir şekilde anlatır mısınız?
Adalet Hanıma yumurta
Türkiye’nin saygın bir edebiyatçısı, referandumda evet diyeceğini açıkladığı için saldırıya uğruyor.
Sezen Aksu’ya sazan diyenler, Adalet Ağaoğlu’na yumurta atıyorlar.
Sonra kalkıp evet diyenlerin hoşgörülü olmadığını ileri sürüyorlar.
Kedi gibi bunlar...
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle