Tayyip Erdoğan diyor ki: “Evet deyin, yeni anayasa yolda...” Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki:
“Hayır deyin, yeni anayasa yolda...”
Ötekiler diyor ki:
“Referandumu boykot edin, çünkü biz yeni anayasa istiyoruz.”
Herkesin dilinde yeni anayasa.
Fena mı?..
Evetcilerin, hayırcıların, boykotçuların buluştukları ortak nokta olarak yeni anayasa öne çıkıyor.
Bugüne kadar Türkiye’de anayasaların, rejimi belirleyen temel yasaların ‘askeri darbeler‘le, darbecilerin eliyle yapıldığını hatırlarsak, tüm tarafların ortak bir zeminde, yeni anayasa konusunda en azından fikren birleştikleri söylenebilir.
İlerisi için olumlu bir gelişme bu.
Elbette herkesin farklı bir anayasa tasavvuru var. Yeni anayasa projesinin içi nasıl doldurulacak sorusu hiç kuşkusuz tartışmaya açık ve tartışılacak.
Bu da gayet normal.
12 Eylül’de evet çıkabilir.
Hayır çıkabilir.
Boykot etkili olabilir.
Ama madem herkes referandum sonrası için yeni anayasa sözü veriyor, o zaman açılacak kapı bellidir, zorlanacak uzlaşma bellidir.
İlgili herkes kendi anlayışını kapsayan yeni anayasa projesini hazırlayacak, sonra özgürce tartışacak. Siyasal partiler, sivil toplum kendi aralarında mümkün olabildiğince yaygın tabanlı bir ‘toplumsal uzlaşma‘yı oluşturmak için serbestçe çalışacaklar.
Yani bugüne kadar siyasal tarihimizde hiç rastlamadığımız, hiç alışık olmadığımız türden bir gayretin içinde olacağız.
Başka çare var mı?..
Eğer laf olsun torba dolsun diye konuşmuyorsak, darbelerin ürünü olan anayasal düzenlerden tümüyle kurtulmak istiyorsak, ‘yeni anayasa‘da buluşmak ve uzlaşmak zorundayız.
Tek başımıza yapamayız.
Bunun için de uzlaşma sözcüğünün altını özellikle çizmek zorundayız. Çünkü Türkiye’de bir partinin kendi başına anayasa yapması yakın ihtimal değil. Sandıktan tek başına çıksa da imkansız bu...
Bu gerçeği öncelikle Kılıçdaroğlu’yla Erdoğan’ın görmeleri lazım, eğer başoyuncuların birbirlerini dışlayarak, birbirlerine düşmanlaşarak devamlı kavgalarla geçen siyasal tarihimizden ders çıkarmak istiyorlarsa...
Bunun altını çiziyorum.
Erdoğan’la Kılıçdaroğlu, iki siyaset adamı, şu günlerde meydan meydan dolaşıp demokrasiyi ne kadar sevdiklerini anlatıyorlar.
Tayyip Erdoğan diyor ki:
“Darbe anayasası değil, milletin anayasası!”
Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki:
“Gerekirse, tankın önüne ilk ben çıkarım.”
Tayyip Erdoğan diyor ki:
“Diyarbakır Cezaevi’ni yıkacağız.”
Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki:
“Diyarbakır Cezaevi’ni müze yapacağız.”
Her iki lider de darbelere karşı, askerin siyasetten elini eteğini çekmesini savunuyorlar. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler düzeni dillerinden hiç düşmüyor.
İyi güzel.
12 Eylül referandumu bu bakımdan hayırlı oldu denebilir. Çünkü herkes demokratlık konusunda yarışa çıkmış durumda...
Kimi evet, kimi hayır dese de, kimi boykotçuluğa soyunsa da, ilgili tüm taraflar yeni, sivil, demokratik bir anayasadan yana.
Eğer hakikaten samimiysek...
Eğer ‘darbe anayasaları’ndan tamamen kurtulmakta kararlıysak...
Eğer demokrasilerde temel yasaları darbeciler değil, milleti temsil edenler yapar diyorsak...
Eğer buna gerçekten inanıyorsak...
O zaman tarihimizde bir ilki gerçekleştirip toplumsal uzlaşmaya dayanan yeni bir anayasa için 13 Eylül sabahından itibaren hep birlikte kollarımızı sıvayalım.
Var mısınız?..
Sayın Erdoğan, Sayın Kılıçdaroğlu;
Var mısınız?..
Eğer yoksanız, şunu iyi bilin ki, siyasal geçmişimizin İnönü’lü Bayar’lı, Demirel‘li Ecevit’li, Özal’lı Demirel’li, Çiller’li Yılmaz’lı kavgaları bir başka düzeyde yine devam eder gider.
Herkes kendisi için demokrasi istemeyi sürdürür. Herkes kendine demokrat olmayı demokratlık sanmaya devam eder.
Ve her şeyin başı olan siyasal istikrar, her şeyin başı olan demokrasi ve hukukun üstünlüğü düzeni bu ülkede yerli yerine oturmaz.
Sayın Erdoğan;
Sayın Kılıçdaroğlu;
Bu ülkenin siyasal tarihinde bir ilki gerçekleştirip, bu topraklarda yaşayan herkesin, Türkün de Kürdün de, Sünninin de Alevinin de, Müslümanın da Hıristiyanın da, Müslümanın da laikin de, kadının da erkeğin de, her renkten, her düşünceden insanın da benimseyeceği ilk gerçek sivil anayasayı birlikte yapmaya var mısınız?..
Böyle bir ilke imza atıp tarihe büyük devlet adamları olarak geçmek istemez misiniz?..
Şunu iyi bilin ki, böyle bir ‘ortak platform’da Türkiye’nin insanını birleştirmek bu ülkenin önünü alabildiğine açar çünkü...
İyi pazarlar!
milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle