0 0 0000

Gül: Biz de milli takımız

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le Saraybosna yolundayız. Uçağımız günün anlamına uygun. Üzerinde Basketbol Milli Takımı'nın reklamı var. Yüzümüzü ağartan '12 dev adamın' fotoğraflarına gururla bakıyorum. Türkiye'yi basketbol heyecanı sardı. Nasıl sarmasın ki, Milli Takım zirveye doğru ilerliyor.

'Uçağı özellikle mi tercih ettiniz?' diye sordum. Gül, işadamı, bürokrat ve gazetecilerden oluşan heyeti göstererek 'Baksana biz de milli takımız.' dedi. Daha sonra sadece iki farkla kazandığımız Porto Riko maçının son anlarının çok heyecanlı geçtiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Gül 'Milli Takım'ın İstanbul'da yapacağı maçlara gitmek istiyorum.' dedi.

Saraybosna ziyaretinde, gezinin ekonomik boyutu dikkat çekici, uçağın içi işadamı dolu. Organizasyonun altında TUSKON'un imzası var.

Çankaya'da üç yılı geride bırakan Cumhurbaşkanı Gül'ün seçim sürecini düşündüm. Eğer görev süresi 5 yıl olursa yarıyı geçti demek. Henüz '5-7' belirsizliği netliğe kavuşmadı. Önceki gün Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin tartışmaya yeni açılım getirdi. Süre konusundaki yetkili merciin TBMM olduğunu söyledi. Belirsizlik sadece sürede değil. Son sözü kimin söyleyeceği de tartışmalı. Şahin adres olarak Meclis'i gösterdi.

Gül'ün cumhurbaşkanı adayı olarak adının kamuoyuna duyurulduğu o ilk günleri hatırlıyorum. Başka adaylar da vardı. AK Parti milletvekilleri tek isimde birleşti: Abdullah Gül... CHP seçimi engellemek için her yolu meşru gördü. İtirazı Gül'ün siyasi kimliğine idi... Daha doğrusu CHP zihniyeti dışındakilerin Çankaya'ya çıkmasına... Aynı direnci Turgut Özal'a da göstermişlerdi. Özal'a da aynı kelimelerle aynı cümlelerle karşı itiraz etmişlerdi.

Çankaya'ya barikat kurmayı düşünenlerden tutun da çeşit çeşit Ankara oyunlarına tevessül edenlere kadar kim varsa sahneye çıktı. Neler yapılmadı ki... Seçim sürecine girildiği sırada oyunun kuralları değiştirildi. '367' diye o güne kadar kimsenin aklına gelmeyen yeni bir kural uyduruldu. Önce CHP gündeme getirdi, Anayasa Mahkemesi onay verdi.

367, aşılması güç bir engele dönüştü. Merkez sağın iki küçük partisi DP ve Anavatan tarihini inkâr edercesine CHP'nin peşine takıldı. Gece yarısı Genelkurmay bazılarının 'muhtıra' dediği 27 Nisan bildirisini yayımladı. Bildiride doğrudan Gül'ü işaret eden cümleler yer aldı.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, her ortamda cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine sürekli mesaj verdi. 'Cumhuriyet'e sözde değil özde bağlılık' dedi. Toplumu uyandırmaya, tehlikenin farkında olmaya çağıranlara rastlandı.

Ankara oyunlarını, 367 engelini 27 Nisan bildirisini millet oylarıyla aşmasını bildi. MHP'nin de hakkını teslim etmek gerekir. CHP'den kendisini ayrıştıran MHP, Meclis'e girerek cumhurbaşkanlığı seçimi oylamalarına katıldı. CHP'yi 367 saçmalığıyla baş başa bıraktı.

Gül'ün Çankaya'daki ilk günleri de kolay olmadı. Oran olarak küçük olsa da sesleri çok çıkan kesimler burun kıvıranlar, hazım sorunu yaşayanlar oldu. Askerlerden 'Cumhurbaşkanım' diyemeyenler çıktı. Gül sadece 'cumhurbaşkanı' değil aynı zamanda 'başkomutan'. Askerlikte 'komutana' saygı her şeyin başı... Hayrünnisa Hanım'ın elini sıkmamak için ceylan gibi oradan oraya seken generalleri gördük.

Unutamadığım bir manzaradır; Gül cumhurbaşkanı sıfatıyla 30 Ağustos törenleri için hipodroma girdiğinde büyük bir alkış tufanı koptu. Ankara'da birileri hazmetmekte zorlansa da millet bağrına bastı.

O günlerde Gül üzerine, Hayrünnisa Hanım üzerine neler söylenmedi ki... Peki, ne oldu? İşte 3 yıl geride kaldı. Hangi tehlike, hangi korku gerçekleşti? Bosna-Hersek, Gül'ün 70. dış seyahati... Hepsinde de uçak dolu işadamı yer aldı. İş dünyası Gül'ün öncülüğünde yeni pazarlara açıldı. Türk yatırımcılar Afrika'nın içlerine kadar uzandı.

İç ve dış sorunlarda inisiyatif almaktan çekinmedi. Başarılı bir üç yıl geçirdi. İngiltere'nin eski Başbakanı Blair yeni yayımladığı kitabında Gül ve Erdoğan için 'Duyarlı, ileri görüşlü akıllı, ne istediklerini bilen' ifadelerini kullandı.

Saraybosna'ya giderken yol boyunca, üç yıl önce korku senaryoları üretenler, komplo teorileri yazanlar, tehlikeden söz edenler acaba bugün utanıyorlar mıdır diye düşündüm.

zaman

Bu yazı 1,046 defa okundu.