En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Kasa fişlerindeki gizli tehlike



Tüm dünyada bisfenol A (BPA) ihtiva eden sert plastikten yapılmış biberon, bardak, şişe ve yiyecek saklama kaplarının yasaklanması konusunda yoğun çalışmalar olduğunu yazmıştım. Yeni yapılan bir araştırmadan da yararlanarak sizleri BPA hakkında bilgilendirmeye devam ediyorum.

Kasa fişlerindeki tehlike
Amerika’ da yapılan yeni bir araştırma BPA’ nın kasa ve bankamatik fişleri gibi termal kâğıtlarda çok daha yüksek miktarlarda bulunduğunu ortaya koydu.

Environmental Working Group (EWG) tarafından görevlendirilen bir laboratuar tarafından test edilen kasa fişlerinin yüzde 40’ ında ağırlıklarının yüzde 0.8 ila 3’ ü kadar BPA bulunduğu anlaşıldı. Termal kâğıtlardan oluşan bu fişler, fast food restoranları, marketler, benzin istasyonları, bankamatikler ve postane gibi kuruluşlardan toplandı. Bunlar, çoğu ülkemizde de tanınan ve şubeleri bulunan McDonald's, CVS, KFC, Whole Foods, Walmart, Safeway ve U.S. Postal Service gibi firmalardı.

Araştırmada fişlerdeki BPA’ nın kâğıtla teması olanlara kolayca geçtiği de gösterildi. BPA’ nın vücuda kâğıttan ele bulaşıp sonra da ağız yoluyla veya deriden emilerek girdiği düşünülüyor. Hayvan deneyleri de BPA’ nın deriden emilebildiğini gösteriyor. Her alış-veriş yapan, fişler aracılığıyla BPA’ ya maruz kalabiliyorsa da en büyük risk altında olanlar kasiyerler. Bunların vücudunda diğer insanlara göre yüzde 30 daha fazla BPA bulunuyor.

Çevremizdeki BPA
BPA çevreye kural olarak atık sularla geçiyor. Bunların büyük kısmı da polikarbonat ve epoksi resin üreten işletmelerdir; termal kâğıt üreten ve PVC plastik işleyen fabrikalar da önemlidir. BPA içme sularına da karışmış olabiliyor. Bunların kaynağı epoksi resin ihtiva eden su depoları ve su borularıdır. Su, sıcak olmadıkça BPA’ nın insan vücuduna girmesi çok önemli olmamaktadır. CDC tarafından 2004’ de yapılan bir araştırmada 6 yaşından büyük Amerikalıların yüzde 93’ ünün vücudunda BPA bulunduğu gösterilmiştir.


Genel popülasyona göre yoğun bakımda bulunan hastaların, özellikle diyaliz uygulananların ve yeni doğan yoğun bakım birimlerinde yatanların BPA’ ya maruz kalma ihtimalleri daha yüksektir. BPA üretilen tesislerde çalışanların vücudunda da yüksek miktarlarda BPA’ ya rastlanmıştır.

Çeşitli araştırmalara göre, çocuk ve erişkinlerin vücutlarına bir günde giren BPA miktarı kilo başına 0.03-0.07 mikrogram arasındadır. Bu değer biberonla beslenen çocuklar için 0.08 mikrogramdır.

Hayvanlarda yapılan araştırmalar, insanların tolore edebileceği günlük BPA miktarının kilogram başına 0.01 miligramın altında olması gerektiğini göstermektedir. Ancak üreme sağlığının bu miktarın altında bile etkilenebileceğini gösteren pek çok araştırma olduğu da hatırlanmalıdır.

SAĞLIĞA ETKİLERİ
BPA hormon sistemini bozan bir maddedir. BPA’ nın kadın seks hormonlarının etkilerini artırdığı; erkek seks ve tiroit hormonlarının etkilerini ise azalttıkları gösterilmiştir. BPA işleyen fabrikalarda çalışan erkeklerde sertleşme, erken boşalma ve cinsel isteksizlik problemleri olduğu belirlenmiştir.

BPA’ nın öğrenme ve davranış üzerine de olumsuz etkileri olduğu, saldırganlığı artırdığı ve öğrenmeyi güçleştirdiği de bilinmektedir. BPA, eşcinsellik, obezite, diyabet, astım, kalp-damar hastalıkları ile de ilişkilendirilmekte, kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanseri riskini artırdığı da ileri sürülmektedir. En önemlisi de BPA’ nın genler üzerine olan etkileridir ve olumsuzluklarının sonraki nesilde daha belirgin ortaya çıkması ihtimalidir.

Dünya neler yapıyor?
USA’ daki en büyük termal kâğıt üreticisi olan AppletonPapers Inc. isimli firma ürünlerinde çoktan beri BPA kullanmıyor. BPA’ nın toksisitesi ile ilgili kaygılar yüzünden Japonya BPA’ nın kullanımını 1998’ de durdurmaya başladı ve 2003’ de de tamamen bitirdi.

EPA (Çevre Koruma Ajansı) 2010’ da termal kâğıtlarda BPA yerine başka kimyasalların kullanılması ve bunların emniyetleri konusunda bir program başlattı.

EWG, perakendecilere BPA’ sız kâğıt kullanmaları için baskı yapıyor ve elektronik fişler gibi kâğıtsız çözümler üzerinde çalışıyor. Üstelik bu sayede hem BPA maruziyeti önlenmiş ve hem de kâğıttan tasarruf edilmiş olacak.

EWG’ nin araştırmasında toplanan fişlerin yüzde 60’ ında BPA bulunmaması ve Target, Starbucks kasa fişlerinde ve Bank of America bankomat çıktılarında BPA bulunmamış veya eser miktarda bulunmuş olması çok önemli. Bu, BPA’ nın kullanımının şart olmadığını gösteren çok iyi bir delil.

Biz ne yapalım?
BPA, termal kâğıtlarda (madeni bir parayla çizildiğinde rengi değişen kâğıt termal kâğıttır) yasaklanana kadar aşağıdaki tedbirlere uymakta büyük fayda vardır:

  • Gereksiz fişler toplanmamalı ve saklanmamalı

  • Fişler ayrı bir cüzdan veya çantada toplanmalı.

  • Çocuklara tutması ve oynaması için asla fiş verilmemeli.

  • Bir fişle temastan sonra eller iyice yıkanmalı.

  • Fişlerle temastan sonra alkol bazlı el temizliyeciler kullanılmamalı (Bunların BPA’ nın emilimini artırdığı gösterilmiştir).

  • Fişler veya diğer termal kâğıtlar yeniden kazanıma verilmemeli (BPA’ lı fişler yeniden kazanılan kâğıda da bulaşabilir).

Gelelim neticeye
Bu son araştırmada bir fişteki toplam BPA miktarının bir yiyecek kutusunda veya biberonda bulunandan 250 ila 1000 misli fazla olduğunun ortaya çıkmasının insan sağlığı bakımından çok önemli olduğu kanaatindeyim. İlgili bakanlıklarımızdan ülkemizdeki kasa fişlerinde BPA bulunup bulunmadığının ve bu konuda ne gibi tedbirlerin düşünüldüğünün açıklanmasını bekliyorum. Önümüzdeki senelerde BPA’ nın adını daha çok duyacağımızdan hiç şüphem yok.

www.ahmetrasimkucukusta.com



Bu yazı 2,182 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,527 µs