En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Hayırcı cemaat 'yerim dar' diyen taze gelinler gibi



Cuma akşamı Kanal 7'deki İskele-Sancak programında, insana "Yok artık, bu kadar da olmaz" dedirten olaylardan biri daha meydana geldi.
Programa dört kişi katılıyordu. İstanbul'daki stüdyoda eski savcı ve avukat Gültekin Avcı, hukuk profesörü Ersan Şen ve bendeniz vardı. Ankara'da ise DİSK Başkanı Süleyman Çelebi...
Bir ara sunucu Erhan Çelik, Çelebi'ye DİSK yönetimi olarak niye "hayır" diyeceklerini sordu.
Çelebi de giderek yükselen bir ses tonuyla, adeta soluk almadan, anlamları çok farklı cümleleri, araya nokta koymayıp art arda sıralayarak konuşmaya başladı.


***

Tahmin edeceğiniz gibi bu konuşma referandum paketinin çok ötesine geçti. Oylanacak maddelerin değerlendirilmesi yerine, Hükümet eleştirisine ve suçlamasına dönüştü.
Önceleri "sivil vesayet" ve "sivil darbe" filan derken, Çelebi işi "faşist" demeye kadar vardırdı.
Gazete köşelerinden dolaşıma sokulan bazı çakma kavramların kimlerce benimsendiği, bu nutukta apaçık görülüyordu:
Ne kadar saçma, ne kadar uçuk, ne kadar gerçekle alakasız olurlarsa olsunlar; birileri konuşmalarını onlarla süslüyordu işte.
Şu dünyada hiç mi darbe, hiç mi faşizm görmedik? Hiç mi bu konularda mürekkep yalamadık, tartışmadık?
Ama yapacak fazla bir şey yok. Adam takmış kafayı Hükümete, ağzına ne gelirse söylüyor.
Peki, sonra lafını nasıl bağladı dersiniz?
"Bu ülkede özgürlük yok, 'hayır' diyecekler üzerine baskı kuruluyor, insanları zorla evet dedirtmeye çalışıyorlar" diye bağırarak!

***

Manzarayı gözünüzün önüne getirmeye çalışın lütfen... Kanal 7 gibi yayın politikası olarak 'Evet' çizgisindeki bir TV kanalında konuşuyorsun...
Her söz alışında "hayır" propagandası yapıyorsun... Yetmiyormuş gibi yerli, yersiz iddialarla Hükümeti suçluyorsun...
Ondan sonra da lafını, "Özgürlük yok, insanlar 'hayır' demeye korkuyor" diye bağırarak bitiriyorsun!
Çelişkinin, saçmalığın, kötü niyetin dik alası bu...
'Hayırcıların' medyada rahatça yer bulduğu, her gün 'hayır' mitinglerinin yapıldığı bir ortamda... Özgürce konuşamadığını söylemek ne anlama gelir?
"Uysa da vurayım, uymasa da... Ben hele çamurumu atayım, ne kadar iz kalsa kârdır" mantığı değil mi bu?

***

Hazır laf açmışken...
Çelebi, siyasi liderleri; parti içi demokrasiyi yok ettikleri, lider sultası kurdukları için eleştiriyor. (Aynı TÜSİAD gibi!)
Tamam ama kendisi de tam 10 yıldır DİSK'in başkanlığını yapıyor.
Eğer koltuğa oturdu mu bir daha kalkmayan yöneticilerden söz edeceksen... Önce kendine bakacaksın. (Havuzcu Kemal gibi; âleme verir talkını, kendi yutar salkımı!)
Tayyip Erdoğan, "2011'den sonra yokum" diyor (istese parti tüzüğünü değiştirir); onun ağzından da aynısını duyacak mıyız?

***

Bir de DİSK'in "Anayasa için ilkeler" çalışması var. Hani Prof. İbrahim Kaboğlu ve arkadaşlarının hazırladığı...
Haklarını yemek istemem: İyi ki böyle bir çalışma yapılmış. Ellerine sağlık. İnşallah, A'dan Z'ye bir Anayasa değişikliği yapılırken yararlanılır.
O çalışmayı şimdi gündeme getirmenin bir anlamı bulunmuyor. Çünkü:
1) Referandumda "kısmi" (sadece 26 madde) bir paketi oylayacağız.
"Pakette o yok, bu yok" diye itiraza başladın mı; tartışmanın sonu gelmez.
2) Dört dörtlük Anayasa olmaz. Olsa dahi bizimki gibi bol maddeli, "ayrıntıcı" bir Anayasa'nın mükemmel olması imkânsızdır.
O halde eldeki pakete bakacaksın. Madem "hayır" vereceksin, sen bilirsin, canın sağ olsun.
Ama "Yerim dar" diyen taze gelinler gibi kapris yapma.

sabah



Bu yazı 1,529 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,104 µs