Washington’dan son dönemde gelen haberler bazılarının kafasını karıştırmış gibi duruyor…
'ABD’nin Ankara’ya yönelik duruşunda bir değişiklik mi var' sorusu zikredilmeye başlanmış ama somut karşılığı olmadığı için huzursuzluk yaratıyor…
ABD’nin yeni Türkiye büyükelçisinin atanmasının durdurulmuş olması..
ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki Genel Teftiş Bürosu’nun (OIG) raporu..
Ve “Financial Times Gazetesi”ne sızdırılan Obama-Erdoğan (Kanada, G-20) görüşmesinin, Türkiye’ye silah satışlarının ‘aksayabileceğine’ ilişkin içeriği!
Bana sorarsanız bu gelişmelerin her birini tek tek irdelemek ve kaygıya kapılmak yerine, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun son ABD ziyaretinde nasıl ağırlandığını anımsar, herbirinden Beyaz Saray’a sütun yapardım…
Duvarlarını da Wiki-Leaks’in yayınladığı onbinlerce sayfalık belgeyle kaplardım.
Amerikan Kongresi’nde onay bekleyen herhangi bir silah satışı mı var Türkiye’ye?
Ya da OIG’nin raporu neden “gizli” değil de sadece “hassas”?
Francis Ricciardone’yi engelleyen “Cumhuriyetçiler” değil mi?
Bu mesajlar yapı itibariyle “aynı zamanda içeriye” değil mi?
Ne Beyaz Saray’da ne de Washington’da Türkiye hakkında kimsenin kafası karışık değil.. Herkesin kafası yerinde.
“Eksen kayması” tartışmalarına ABD’deki "yönetimin" de katıldığı söylencesi yanlış..
Çünkü en basitinden şu soruyu yanıtlamıyor; Eksen tartışmalarının kronolojisi 3 yıl öncesine kadar gider, ABD şimdi mi bunu duydu?
Veya.. Daha kritik bir soru soralım… Amerika neden AB’ye, ‘Türkiye’ye doğru-dürüst davranın’ diyor?
İki sorunun ortak yanıtları var.. Türkiye’nin Doğu’ya yüzünü dönmesi olarak tanımlanan politik değişikliği ABD kendi üstüne almıyor!.. Öyle de değil zaten. Ankara’nın AB’ye yüz çevirmesi olarak okuyor ve onu suçluyor.
Yukarıdaki üçlü kronolojide eksik ayak, Hillary Clinton başkanlığında ABD Dışişleri’nde yapılan ve “gündeme konulan” toplantının içeriğidir.
Belki yarın-öbürgün ortaya çıkar…
Ama bu iş Kasım’a kadar böyle gidecek..
Eğer Obama burada “topal” kalırsa, ikinci Başkanlık seçimine kadar da devam edecek. (Paniğe kapılmak isteyenler o zamanı bekleyebilir.)
Peki ne yapmalı?
Ankara’da Obama yönetiminden memnun olanlar benzer gelişmeleri “görmezden gelebilirler”.
Ya da.. Hem Kasım hem Eylül yaklaştığına göre ve “kazan-kazan” esprisine uygun olarak “iyice görebilirler”…
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle