En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

Sarhoş amigolar değil derin devletin milisleri



Demirel’in meşhur sorusudur: 11 Eylül sabahı akan kan, 12 Eylül’de nasıl durdu?

Anlatmak istediği darbecilerin bu kanlı ortamı destekleyip, darbe için şartların oluşmasını beklediği gerçeğiydi.

Zaten darbeciler de “şartların olgunlaşmasını” beklediklerini açıklamıştı.

O zaman birbirine düşürülen unsurlar, solcular ve sağcılardı.

Bu kez Kürt-Türk çatışması üzerine oynanıyor.

Heronlar yüzünden “PKK’lıların çok fazla zayiat verdiğinden” yakınan subaylar var.

Her çok ölümlü karakol baskınında akla sığmayacak boyutta ihmal var.

Çobanları militan, militanları çoban sanan bir komuta kademesi sanki şehit çetelesinin yükselmesini arzuluyor.

Şehit cenazeleri artsın ki, hükümete yönelik öfke de artsın, Kürt ile Türk’ün çatışma ihtimali de...

Bu tip çatışmaların hem halkta otorite arayışını güçlendireceği, hem de iktidarı zayıflatacağı düşünülüyor.

Balyoz’un farklı bir uygulamasına tanıklık ediyoruz sanki.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinin önemli bir bölümü “siyasi iktidar ve parlamentoya” komplo kurduğu iddiasıyla yargı önünde.

Evet, aksi ispat edilene kadar herkes masumdur.

Ancak bir iktidar da kendine karşı kalkışma ve komplo hazırlığında olduğuna inandığı asker bürokratları emekli etme hakkına sahiptir.

Daha da ötesi, bu demokrasinin sağlıklı işlemesi için temel bir görevdir.

Kimsenin mahkemenin tutuklama kararının arkasına sığınma lüksü yoktur.

Türkiye’nin darbeler, komplolar ve faili meçhullerle dolu tarihi bu konuda önemli bir karinedir.

Darbeler öncesi yaşanan katliamlar, kıyımlar, eli silahlı katillerin devlet görevlisi olarak istihdam edilmesi bu coğrafyanın gerçekleri arasındadır.

İktidara elkoymayı hedef edinen zihniyet için her yol mübahtır ve bu yolda halk çocuklarının şehit düşmesi gerekebilir.

Kendi üniversitelisini öldürtmekten çekinmeyen bir zihniyetin, gariban Mehmetçiğe önem vermemesi şok edici gelmemelidir.

Unutmayın ki bu süreç Abdullah Öcalan’ın “Batı illerinde Kürt-Türk çatışması çıkabilir” açıklamasının ardından başlamıştır.

Öcalan’ın İmralı’daki hücresinden böyle bir süreci öngörmesi mümkün değildir.

Bu örgüte verilmiş “Kürt-Türk çatışmasını başlatın” talimatıdır.

Öcalan’a bu talimatı verdiren gücün de Ergenekon benzeri yapılanma olması ihtimal değil, neredeyse bir gerçekliktir.

İktidarın, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesini izleme altına alması, cezaevinde denetiminde sivilleri güçlendirmesi geç olsa da, doğru yolda atılmış adımlardır.

Ancak çatışma provalarına “provokasyon” demek yetmez.

Saldırılarda bir siyasi partinin simgesinin kullanılması, bu partinin geçmiş dönemlerde darbecilerle işbirliği düşünüldüğünde daha kapsamlı bir kışkırtmayla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.

İşi sarhoş spor amigolarına yıkmak, başını kuma gömmek demektir.

İktidarın böyle bir lüksü yoktur.

Unutmasınlar ki, Çorum, Kahramanmaraş katliamını gerçekleştirenler de işsiz güçsüz lümpenlerdi.

Onları kamyonlarla oraya taşıyan, eline balta, keser verip bebeleri doğramalarını isteyen güç ortaya çıkarılmadığı için 12 Eylül yaşandı.

Aynı kanlı günleri yaşamak istemiyorsak, herkesin daha cesur olması gerekir.

star



Bu yazı 1,144 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,631 µs