Kamuoyunda “Taş atan çocuklar” olarak bilinen çocukların terörist muamelesi görüp cezeevlerine gönderilmeleri ayıbı sona erdi.
“Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları” bu süreçte çok önemli bir rol oynadı.
Avukat Mehmet Uçum’un dün Taraf’ta vurguladığı gibi, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AK Parti, CHP, DSP ve BDP’li milletvekillerinin büyük katkısı oldu.
Kamu vicdanının harekete geçmesi, Meclis üzerinde müthiş bir baskı oluşturdu.
Meclis’in kabul ettiği, Cumhurbaşkanı Gül’ün hızla onayladığı yasa sayesinde demir parmaklıklar arkasında tıkılan çocuklar özgürlüklerine kavuşmaya başladı.
Yeni düzenlemeyle, soruşturma ve kovuşturma bakımından terör suçusu statüsünden çıkmış oldu.
Bu Türkiye için ayıp bir uygulamaydı.
12 Eylül döneminde “misyonu gereği” Diyarbakır Cezaevi için ‘mükemmel’ diye manşet atan gazete grubu, elbette bu haberlere ilgi göstermedi.
Onlar için tek dert, Ergenekonculara, Balyozculara sahip çıkmak.
Hakları çiğnenemeyecek olan tek grup darbe girişimcileri.
Bodrum’da tatildeyken turp gibi olan emekli generallerin gözaltına alınınca nasıl birden kalp hastalıklarının nüksettiğni ballandırarak anlatmakta üstlerine yok. Taş attığı iddia edilen çocuklar, onların yaşam koşullarıyla ilgili değil
ler.
Çünkü onlar Kürt ve bizden değil.
Yine de Türkiye’nin vicdanına hükmedemiyorlar artık.
Adalet herkes için eşit olma şansına biraz daha yaklaşıyor.
Çünkü AK Partili Ayşenur Bahçekapılı’nın, CHP’li Hakkı Süha Okay’ın, BDP’li Sebahat Tuncel’in vicdanı bu çocukların uğradığı haksızlık karşısında isyan ediyor.
Onlar ve isimlerini burada sayamadığım diğer vekiller, misyonu belli medya grubunun vicdan sağırlığını ezip geçiyor.
Türkiye 12 Eylül’de bir avukatın, Hüseyin Yıldırım’ın nasıl insanlık dışı bir işkenceden geçtiğini, yine vicdan sahibi bir gazeteci, Neşe Düzel’in röportajında okuyor. Bir devletin, bir insanı annesi tarafından tanınmayacak hale getirilmesini yüreği kanayarak okuyor.
Türkiye yıllarca yalanlarla, vicdanların ortaya çıkmasını engelleyen baskılarla yaşadı.
Kürtlere işkenceyle de, tutuklu çocuklarla da ilgilenmedi.
Küçük çocuklar öldürüldü, öldürenler serbest kaldı.
Ama artık yetti.
Çünkü vicdanlar sesini yükseltiyor.
Çünkü halk gerçeği öğrenebiliyor.
O yüzden 12 Eylül referandumunda da tüm zorluklara, engellemelere, ittifaklara rağmen, Türkiye’nin vicdanın galip geleceğine inanıyorum.
Bir halkın uyanan vicdanının karşısında hiçbir güç duramaz çünkü.
star
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle